‘Milli tabanlı’ eksen konumlanması

Küresel ekonomi-politik sistem uzunca bir süredir Atlantik ile Asya- Pasifik arasındaki sıklet, ağırlık merkezi değişimini, dünyanın ağırlık merkezinin batıdan doğuya kayışını tartışıyor, takip ediyor. Bu süreç, ilk etapta önümüzdeki 10 yılda, sonrasında 25 yıllık bir dönem içerisinde, dünyanın bugüne kadar ezberlinmiş olan ‘güç merkezleri’nde önemli adres değişikliklerine yol açacak. En temel örnek, Avrupa Kıtası’nın söz konusu güç merkezi adres değişikliğinden en geniş ve en olumsuz etkilenecek coğrafik alan olacağı gerçeği.

Uluslararası pek çok kurum tarafından gerçekleştirilen 2030 yılına yönelik projeksiyonlar, dünyanın önde gelen ülkelerine yönelik ilk 10 sıralamasında artık tek bir Avrupa ülkesinin kalacağına; gelişmekte olan ülkeler coğrafyasından, Asya’da 3, Avrasya’da 2, Afrika ve Latin Amerika’da ise birer ülkenin dünyanın önde gelen ilk 10 ekonomisi arasında yer alacaklarına işaret etmekte. Küresel güç sıralamasındaki bu değişimin ülkeler açısından sacayaklarını ise bilgi, enerji ve savunma alanında ‘kendi kendine yetebilen ülke’ olma özelliği şekillendirecek, perçinleyecek.

Dijitalleşen bir dünyada, mobil teknolojiler, yapay zeka teknolojileri, büyük veri teknolojileri, akıllı teknolojiler alanında kendi yazılım ve donanımını yapabilen bir ülke olmak; enerji alanında yenilenebilir enerji, hidrokarbon imkanlarına dayalı enerji ve nükleer enerji alanlarında kendi teknolojisini üreten ve zenginleştirilmiş, çeşitlendirilmiş bir enerji arz güvenliği stratejisi oluşturmuş bir ülke olmak; savunma ve güvenlik teknolojilerinde hem yazılım, hem mühimmat, hem de savunma platformları açısından kendi kendine yetebilen ülke olmak, söz konusu ülkeyi yeni ‘küresel ekonomi-politik düzen’in güç merkezi konumuna taşıyacak, hiç kuşkusuz.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!