‘Stagflasyon’ hortlar mı?

1970’li yıllara damgasını vuran iki petrol krizinin G7 ülkeleri nezdinde sebep olduğu ekonomik tahribat, hayli yüksek maliyet enflasyonunun tetiklediği tüketici enflasyonu, bunun hane halkının satın alma gücünde sebep olduğu erimeydi. Bu durum, hem hane halkı tüketim harcamalarında, hem de reel sektörün yatırım harcamalarında hayli bir sert bir daralmayı tetikledi ve dünyanın önde gelen ekonomilerini ağır bir durgunluk sürecinin içine sürükledi. Tüm bu tablonun işsizliği tetiklemesiyle birlikte, dünyanın önde gelen ekonomileri yüksek enflasyon ve yüksek işsizlik ortamında ağır bir durgunluk yaşamaya başladılar, ki bu durum ekonomi literatürüne ‘stagflasyon’ kavramını kazandırdı.

‘Kovid-19’ küresel virüs salgının dünya ekonomisi ve küresel ticaret üzerinde sebep olduğu anormallikler ve zorluklar, pandeminin başlangıcında ciddi boyutlarda bir tüketim ve onun tetiklediği üretim daralmasıyla, dünya ekonomisinde ve önde gelen ekonomilerde ağır bir ekonomik daralmaya sebep oldu. Türkiye, tüm bu zorlu ve sıkıntılı tabloya rağmen, 2020’yi pozitif büyüme ile kapatan 5 ülke arasında 4. sırada yer aldı. 2021 ise, Türkiye’nin de içinde yer aldığı G20 ve OECD üyesi ülkelerde pandemiye karşı aşılama sürecinin olağanüstü hız kazandığı ve ekonomik aktivitenin beklenenden çok daha hızlı normalleştiği bir yıl oldu. Hızlı toparlanma, dünya ekonomisini ve küresel tedarik zinciri ağını hazırlıksız yakaladı.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!