Yeni Yıl

Dün 2020 yılını geride bırakıp 2021 yılına girdik. 2020 yılı hemen her alanda hem dünya hem de Türkiye adına zor bir yıl oldu. Salgın hastalıklar, doğal afetler, ekonomik sorunlar 2020 yılını anlatan kavramlardı.  Birçok felaket ki belki de en büyüğü olan koronavirüs tüm dünyayı etkisi altına aldı. Yazımda alanım olması sebebiyle 2020 yılının ekonomik yönüyle ilgileneceğim, 2021 yılından beklentilerimi ifade edeceğim.

2020 yılı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye ekonomisi için de pek iç açıcı geçmedi. Yaşanan ekonomik sorunlar Türkiye’nin iki Merkez Bankası Başkanı bir de Ekonomi ve Maliye Bakanı değiştirmesine yol açtı. Bana göre Merkez Bankası Başkanlarının değişmesine yüksek faizler, Ekonomi ve Maliye Bakanının değişimine de yüksek döviz kurları neden oldu. “Faiz tüm problemlerin sebebidir” anlayışı ve yorumu bu değişimde önemli etken olmuştur. Fakat gelin görün ki Merkez Bankası başkanları değişmiş olsa da 2020 yılından çıkarken faiz oranları oldukça yüksek bir seviye olan yüzde 17 idi. Bir önceki Merkez Bankası Başkanı görevinin başında iken faizler bugün olduğu noktanın neredeyse yarısında yüzde 8,75 seviyelerinde idi.

2020 yılı pek çok ürüne ve hizmete zam yılı olarak da kayıtlara geçti. Mal üretiminde Yurtiçi üretici maliyeti ocaktan bu yana % 13,44, Hizmet üretiminde Hizmetler maliyeti % 19,82, Tarımda maliyetler % 9,25 arttı. İthal ürün sadece kurdan dolayı % 30 daha pahalı hale geldi.

2021 yılına girdiğimiz bugünlerde herkes gibi benim de beklentim ekonominin doğal seviyelerde büyümesi, enflasyon ve faiz oranlarının sürdürülebilir seviyelere inmesi, döviz kurlarının ve TL’nin satın alım gücünün iyileşmesi, sürekli yaşanan fiyat artışlarının hayatımızdan çıkmasıdır. Bu beklentim ve hayallerim size pek gerçekçi gelmeyebilir zira ben de inandığım için değil öyle olmasını istediğim için hayal ediyorum. Peki bu hayaller ne kadar sürdü derseniz yaklaşık 12 saat. Neden mi? 2021 yılının ilk saatlerinde önce elektrik ve doğalgaza zam yapıldığı açıklandı. Daha aradan bir iki saat geçmişti ki bu defa da köprü ve otoyolların geçiş ücretleri yaklaşık yüzde 25 oranında arttırıldı.

Sözün özü, bu gidişle 21 de olsa 22 de olsa ekonomik anlamda müreffeh günler zor gelir. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği “muasır medeniyetler seviyesi” ulaşılamayan bir hedef olarak karşımızda durur. Yeni olan sadece yılın adı olur. Geriye kalan her şey aynı ve eskisi gibi olmaya devam eder.

Atatürk’ün gösterdiği ufuklara doğru yürüyen Türkiye ümidiyle…

İsmail CEBECİ
Bağımsız Denetçi Yardımcısı
E-mail: cbcisml@gmail.com