‘Yapay Zeka’: Medeniyet için fırsat mı, tehdit mi?

21. Yüzyıl’ın önemli ‘megatrend’lerinden birisi olan ‘süpersonik dijitalleşme’, yani inanılmaz bir hızla ilerleyen dijital dönüşümün en popüler alanlarından birisi ‘yapay zeka’. ‘Yapay zeka’ pek çok sektör ve alanda, insanoğlunun yaşamını kolaylaştıracak bir mecra olarak görüldüğü kadar, entelektüel kanaat önderlerinin anlamlı bir bölümü tarafından, kimi teknoloji platformlarında medeniyeti tehdit edebilecek, kendi kendine geliştirmeyi sürdüreceği ‘mantık’ ile, insanoğlunu tehdit edebilecek bir uygulama alanı olarak da görülüyor. Bu nedenle, yapay zeka alanındaki her gelişme, her yeni tecrübe, olumlu olan yönleri kadar, endişelendiren yönleri itibariyle de bir numaralı tartışma konusu.

Savunma endüstrisinden, imalat sanayinin farklı alanlarına, üretim proseslerinde, akıllı cihazlarda, ‘her şeyin interneti’ olarak adlandırılan mecrada, kendi kendine konuşabilen tüm makine ve ekipmanların verimliliği, performansı açısından, yapay zeka süreçlerin etkin kullanımı açısından önemli bir fırsat olarak değerlendirilmekte. Savunma alanında, akıllı silahlar ve akıllı mühimmatların tahribat gücünü arttırabilecek, ülkelere kara, hava, deniz ve uzay savunmasına üstün yetenekler kazandırabilecek bir alan olarak görülüyor ‘yapay zeka’. Ancak, bir o a kadar da, insanoğlunun tam olarak kontrolü altında tutabileceği bir teknolojik alan olmayı sürdürecek mi; yoksa bir süre sonra kontrolden çıkan ve tehdit oluşturan bir mecraya dönüşebilir mi, ‘yapay zeka’ alanının yoğun bir ilgiye mahzar olduğu kesin.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!