En İyi Borsa Kitapları

Borsayı öğrenmek için ihtiyacınız olacak bazı bilgileri kitaplarda bulabilirsiniz. Hatta bilmek isteyeceğiniz fakat kimsenin size öğretemeyeceği bilgiler de buna dahil.

Alanında uzman kişiler tarafından yazılan ve her biri yatırımcılar için klasikleşen bu kitaplar yıllar boyunca elde edilen birikim ve tecrübelerle dolu. Üstelik bunlar öyle bir kere okuyup kenarı atamayacağınız ve defalarca kez okumak isteyeceğiniz türden kitaplar.

Warren Buffett Tarzı

Yazar Robert G. Hagstrom Jr., otoritelerin tüm zamanların en büyük yatırımcısı olarak gördükleri Warren Buffet tarzını anlatıyor. Milyar dolarlık servetiyle hisse senedi piyasasında olağanüstü başarılar elde eden Buffett’ın tarzını yazar Hagstrom’dan dinleyin. Forbes kitap için “hisse senetleri üzerine yazılmış en önemli kitap” yorumunu yapıyor. Ayrıca Warren Buffett Tarzı, New York Times’da bestseller oldu ve tüm dünyada 1 milyondan fazla okura ulaştı.

Yazar: Robert G. Hagstrom
Yayınevi: Scala Yayıncılık

Legg Mason Capital Management CEO’su Bill Miller’in kitap hakkındaki görüşü:

Hisse senedi yatırımlarıyla ilgilenip de ünlü hisse senedi yatırımcısı Warren Buffett’ı sanıyorum ki tanımayan yoktur. Milyarder yatırımcının aldığı kararlar ve piyasada hareketleri pek çok kişiye rehber oluyor. Çünkü Warren Buffett kendine özgü ve bir o kadarda başarılı bir tarzı var. Borsa dünyasında buna ‘Warren Buffett Tarzı’ diyorlar.

Robert G. Hagstrom, Buffett Tarzı’nın ilk baskısını 1994 yılında yayınladığında, kitap kısa zamanda olay oldu. Ve bugüne dek 1.2 milyon adet sattı. Ulaştığı okur kitlesi, Hagstrom’un analizlerinde gösterdiği titizliğin ve tavsiyelerinin değerinin bir kanıtıdır.

Söz ne zaman Warren Buffett’tan açılsa, rakamların büyüklüğü karşısında etkilenmemek elde değil. Yatırımcıların büyük bölümü yüzlü, en fazla binli rakamlarda düşünürken, Buffett milyon ve milyar dolarların dünyasında iş yapıyor. Ancak bu bizlere öğretecek hiçbir şeyi olmadığı anlamına gelmiyor. Askine, bugün ve geçmişte neler yaptığına bakarsak ve düşünce yapısını anlayabilirsek, kararlarımızı onun kararlarına göre şekillendirebiliriz.

Rober’ın kitabının en büyük katkısı da budur. Yıllar boyunca Warren Buffett’ın eylemlerini, sözlerini ve kararlarını incelemiş, sonra da bunları her yatırımcının yararlanabileceği genel fikirler oluşturmak üzere mercek altına almıştır. Bu kitap için de söz konusu genel fikirleri damıtarak, bütün zaman ve ortamlarda ve bütün piyasalarda Buffett’ın yatırımlarına yön veren ilkeleri içeren 12 doktrine ayırmıştır. Bu ilkeler de aynı şekilde her yatırımcıya rehberlik edebilir.

Robert’ın çalışmasının en değerli yönü, gayet açık bir biçimde görebildiğimiz bu odaklanmadır, bu kitap yatırım tekniklerinden söz etmekle birlikte, temelde yatırım ilkelerini ele almaktadır. Ve ilkeler değişmez. Warren’ın muzip gülümsemesiyle şöyle dediğini duyar gibiyim “boşuna ilke dememişler.”

Geçtiğimiz on yıl, bize bu temel gerçeğin canlı bir kanıtını vermiştir. Bu 10 yıl içinde hisse senedi piyasalarında trendler birçok kez değişti. Birçok insanı zengin eden yüksekten uçan balonlara tanık olduk, ardından piyasalar 2003 baharında dibe vuruncaya kadar son derece acılı bir ayı piyasası gördük, sonrasında yeniden yukarı yönde bir trend başladı. Bütün bu süreç içinde Warren Buffett’ın yatırım yaklaşımı hiçbir zaman değişmedi. Bu kitapta ayrıntılarıyla irdelenen prensipleri uygulamaya devam etti.

Berkshire Hathaway’in yatırımcıları, her zaman olduğu gibi, bu istikrarlı yaklaşımın meyvelerini topluyorlar. Piyasaların toparlanmaya başladığı 2003 yılından bu yana Berkshire Hathaway’in hisse senedi hisse başına 20.000 dolar, yani yüzde 30’un üzerinde yükselirken, aynı dönemde genel olarak piyasanın sağladığı getiri oranının üzerine çıktı.

Değer yatırımları için Benjamin Graham ile başlayan, Warren Buffett ve çağdaşları ile devam eden ve Robert Hagstrom gibi bir sonraki kuşağın uygulayıcılarına geçen bir düşünce zinciri vardır.

Gramham’ın en tanınmış talebesi olan Buffett, yatırımcılara sıklıkla Graham’ın Akıllı Yatırımcı adlı kitabını tavsiye eder. Ben de sıklıkla aynı tavsiyede bulunurum. Ve Robert’ın bu çalışmasının Akıllı Yatırımcı ile çok önemli bir özelliği paylaştığına inanıyorum. Tavsiye sizi zengin etmez, ama fakirleştirme olasılığı da yok gibidir. Anladığınız ve akıllıca uyguladığınız takdirde, bu kitapta yer alan teknikler ve ilkeler daha iyi bir yatırımcı olmanızı sağlayacaktır.

Bir Borsa Spekülatörünün Anıları

Bir borsa klasiği olarak görülen Bir Borsa Spekülatörünün Anıları, borsa piyasalarının işleyişi ve fiyat hareketlerinin ardındaki mantığı anlayabilmeniz için mutlaka okumanız gereken bir kitap. 1923 yılında yazılmasına rağmen birçok yatırımcı ve otorite bu kitabı işaret etmeye devam ediyor.

Yazar: Edwin Lefèvre
Yayınevi: Scala Yayıncılık

Borsa Sihirbazı kitabının yazarı Jack D. Schwager kitap hakkında şöyle diyor:

Çağımızın en iyi otuz borsacısıyla yapmış olduğum görüşmeler esnasında tümüne sorduğum ortak bazı sorular vardı. Bu sorulardan biri şuydu: özellikle yararlı bulduğunuz ve borsacı adaylarına önerebileceğiniz kitaplar var mı? Bu sorudan aldığım yanıt, hep Bir Borsa Spekülatörünün Anıları, yani yetmiş yıllık bir kitap oldu.

Bir Borsa Spekülatörünün Anıları’nı bu denli çağdaş kılan şey neydi? Bence bunun nedeni, bu kitabın bir borsacının düşünce tarzını –yaptığı hataları, aldığı dersleri, öğrendiği bilgileri- olduğu gibi aktarabilmesidir. Borsa deneyimi olan okurlara, bu kitapta anlatılanlar çok tanıdık gelecektir. Aslında Bir Borsa Spekülatörünün Anıları, kitabın kahramanı olan Larry Livingston’ın (gerçek adıyla Jesse Livermore’un) deneyimlerini ve düşüncelerini son derece canlı bir tarzda anlatır. Kitabın okurlarının hepsi olmasa da çoğu, Edwin Lefevre’in Livemore’un takma adı olduğunu sanabilir.

Oysa Lefevre, Larry Livingston’un deneyimlerini ve düşünlerini kaleme alan kişidir. Lefevre, bir gazeteci, köşe yazarı, ayrıca romancı ve hikaye yazarıydı. (Bir Borsa Spekülatörünün Anıları kitap haline getirilmeden önce Saturday Evening Post’da tefrika olarak yayınlanmıştı.) Bu kitabı oyunlar için inanmak zor olabilir, ama Lefevre, yaptığı birkaç küçük bireysel yatırım dışında, borsada hiç çalışmamıştı. Ancak usta bir yazardı ve insanların kendisine açılmalarını sağlayabiliyordu. Oğu şöyle anlatır, ‘Lefevre günlük yaşamında karşılaştığı insanlarla (sekreterler, taksi şoförleri vb.) tanıştıktan sonra, daha on dakika geçmeden bütün hayat hikayelerini öğrenirmiş. Jesse Livermore ile de böyle olmuş. Birkaç hafta süren bir dizi görüşme yapmış –bu sırada Livermore’u borsada çalışırken hiç görmemiş- ve sonuçta da ortaya Bir Borsa Spekülatörünün Anıları çıkmış.’

Bir Borsa Spekülatörünün Anıları, borsalar ve menkul değerler alım satımı ile ilgili son derece ilginç gözlemlerle doludur. Bu gözlemlerin kimileri Wall Street dağarcığının ayrılmaz birer parçası haline gelmiştir, hatta asıl kaynakları unutulup gitmiştir. Örneğin ‘Yüksek fiyatlı bir hisse senedini satın almak istiyorsan durma al, fiyat her zaman daha da yükselebilir. Fiyatı düşen bir hisseyi satmak istiyorsan durma sat, fiyat her zaman daha da düşebilir’ sözü bu kitaptan kaynaklanır. Bu kitapta buna benzer o kadar çok satır var ki insan en iyilerini seçmekte zorlanıyor. Kitaptan küçük birkaç örnek ‘En yanlış şeyi yaptım. Pamuk zarar ediyordu, ben satmadım. Buğday kar getiriyordu, tuttum onu sattım.’, ‘Borsada insan çok gaf yapabilir, ama hataların en büyüğü göz göre göre zarar etmektedir. Unutmayın, zararın neresinden dönülse kardır.’

Deneyimli borsacılar, bu satırlarda kendilerini ve kendi yaşadıklarını bulacaklardır; deneyimsiz borsacılarınsa öğrenecekleri çok şey olacaktır. Bir Borsa Spekülatörünün Anıları’nda sunulan dersleri anlayıp bunları uygulamasını bilen okurlar, borsa becerilerini de arttırabilirler. Borsaya yatırım yapmayan okurlar bile bu kitabı ellerinden bırakamayacaklardır.

Klasik sözcüğü ne yazık ki bir klişe haline geldi. Kanımca, gerçek klasikler hem içerikleri hem de tarzları sayesinde kuşaklar, hatta yüzyıllar boyunca okunan kitaplardır. Bu açıdan Bir Borsa Spekülatörünün Anıları’na gerçek bir klasik diyebiliriz. İlk kez 1923 yılında yayınlanan bu kitap, günümüze iş dünyası hakkında yazılan en iyi kitaplardan biri olarak gelmiştir ve 21. yüzyılda da basılmaya devam edeceğine kesin gözüyle bakılabilir. Bence Bir Borsa Spekülatörünün Anıları 21. yüzyılın sonunda bile en başarılı finans kitapları arasındaki yerini korumaya devam edecektir.

Borsa’da Tek Başına

Peter Lynch ve John Rothchild tarafından kaleme alınan Borsa’da Tek Başına, ABD’de 600 binden fazla sattı, en çok satılan kitaplar listesinde kendi yer buldu ve Türkçe dahil 6 dile çevrildi. Borsaya yatırım yapmak üzere olan her yatırımcının ‘hangi şirkete yatırım yapmalı’ sorusuna cevap veren bu kitap yatırımcılar için önemli bir rehber niteliği taşıyor.

Yazar: Peter Lynch, John Rothchild
Yayınevi: Scala Yayıncılık

Borsa’da Tek Başına’nın yazarlarından Peter Lynch, samimi bir üslupla kitap hakkında şöyle diyor:

Size vereceğim ilk kural şu olacak; sakın profesyonellere kulak asmayın! Borsada geçirdiğim yirmi yıl bana, herkes gibi beyninin ancak yüzde üçünü kullanan normal bir insanın karlı hisse senetlerini değme Wall Street uzmanı kadar, hatta ondan daha iyi seçebileceğini öğretmiş bulunuyor.

İnsanlar estetik cerraha gittiklerinde cerrah onlara yüzlerini kendilerinin de gerebileceğini söylemez. Hiçbir musluk tamircisi müşterilerine kendi musluklarını kendilerinin de onarabileceğini öğütlemez. Siz hiç size kendi saçınızı kesmeyi öğreten bir berber gördünüz mü? Ama bizim işimiz ne estetik cerrahi, ne musluk tamiri ne de berberlik. Bizim işimiz yatırım. Bu işte herkesin zeki sandığı kişiler aslında pek de parlak sayılmazlar. Kendini aptal hissedenler ise hiç de sandıkları gibi değildirler. Bunlar ancak zeki geçinen insanların peşine takıldıkları zaman kendilerini aptal yerine koyarlar.

Aslını ararsanız amatör yatırımcının öyle özellikleri vardır ki, bunları öğrendiği anda uzmanları geride bırakarak borsada başarıya ulaşabilir. Ayrıca madem hangi hisse senedine para yatıracağınıza kendiniz karar vereceksiniz, borsa uzmanlarını geride bırakmaya mecbursunuz, yoksa bu işte kar elde edemezsiniz.

Kendimi iyice kaptırıp size elinizdeki bütün menkul kıymetler yatırım fonlarını satmanızı öğütleyecek değilim. Böyle bir olay geniş çapta gerçekleşecek olursa ben de işsiz kalırım. Üstelik yatırım fonları oldukça yararlı araçlardır, özellikle de yatırımcı kar getiriyorlarsa. Size bütün içtenliğim ve kuruluşumun bana verdiği gururla söyleyebilirim ki bugüne dek milyonlarca amatör yatırımcı Fidelity Magellan’a yatırdığı paranın karşılığını fazlasıyla almıştır. Benim bu kitabı yazmamı sağlayan şey de budur zaten. Menkul kıymetler yatırım fonları zekalarını borsa oyunları üzerinde denemeye niyeti ve zamanı olamayan kişiler ve elindeki az miktardaki parayı değişik senetlere yatırmayı tercih eden yatırımcılar için yaratılmış harika bir araçtır.

Anacak eğer tek başınıza yatırım yapmaya karar vermişseniz, kimseyi dinlemeyin. Bu da demektir ki en büyük tüyoları, brokerlerin tavsiyelerini, kendi buluntularınızla paralel bile olsa gazetelerin bütün tahminlerini bir kenara iteceksiniz. Peter Lynch’in ya da benzeri bir borsa otoritesinin aldığı hisse senetlerine dönüp bakmayacaksınız.

Peter Lynch’in satın aldığı hisse senetlerine aldırmamanız için en az üç sebep var.

Peter Lynch yanılmış olabilir. (Kendim için aldığım hisselere bakınca o kadar akıllı geçinmeme rağmen yüzde kırk oranında yanılmış olduğumu görüyorum.)

Peter Lynch haklı bile olsa kararını değiştirip senedi elden çıkarmadığını nereden bileceksiniz? Sizin etrafınızda, hem de çok yakınınızda daha değerli kaynaklar var. Bu kaynakları değerli kılan şey onları iyi tanıyor olmanız, tıpkı benim kendi kaynaklarımı iyi tanıyor olmam gibi.

Eğer biraz gözünüzü açarsanız size kar getirecek menkul kıymetleri kendi iş yerinizde, ya da mahalle çarşısında, üstelik Wall Street’ten aylarca önce keşfedebilirsiniz. Tüketici olarak farklı firmalar hakkında belli bir izlenim edinmişsinizidir, hele bir de sanayi alanında çalışıyorsanız bu izlenimlerin isabetli olacağını rahatlıkla söyleyebilirim.

Borsayı Yenmek

Bir diğer Peter Lynch kitabı olan Borsayı Yenmek, borsada hisse senedi seçmenin herhangi bir kuralı veya formülünün olmadığını, bunun bir sanat olduğunu ve başkalarının kaçırdığı fırsatları sizin nasıl yakalamanız gerektiğini anlatan eski-yeni tüm yatırımcılar için hazırlanmış bir başka borsa klasiğidir. Bu kitaptan bazı yöntemleri ve en önemlisi borsadan para kazanmanızı sağlayacak bazı deneyim ve dersleri öğrenebilirsiniz.

Yazar: Peter Lynch, John Rothchild
Yayınevi: Scala Yayıncılık

Borsacılığı ile tanınan ve Canyon Venture Partners kurucularından Niso Adato’nun görüşü:

Dünyanın en büyük fonlarından Fidelity Magellan Fonu’nun başındayken sağladığı üstün başarıyla “borsanın büyük ustası” olarak haklı bir isim yapan Peter Lynch bugüne kadar üç kitap yazdı ve üçü de dünya yatırım klasikleri arasına girdi.

Peter Lynch’in ilk kitabı “Borsa’da Tek Başına” Amerika Birleşik Devletleri’nde ve çevrildiği tüm dillerde olduğu gibi Türkiye’de de rekor bir satış sayısına ulaştı. Financial Times gazetesi tarafından bugüne dek yazılmış en iyi 25 borsa klasiği arasında.

Sıradan Hisseler, Sıra dışı Kârlar

Tüm zamanların en önemli yatırımcıları arasında yer alan Philip A. Fisher tarafından yazılan Sıradan Hisseler, Sıradışı Karlar, defalarca kez okunması gereken borsa klasikleri arasında yer alıyor.

Yazar: Philip A. Fisher
Yayınevi: Scala Yayıncılık

Yazarın oğlu ve aynı zamanda Forbes yazarı Kenneth Fisher kitap hakkında samimi görüşünü şöyle paylaşıyor: Sıradan Hisseler Sıradışı Karlar’ı anlamam on beş yılımı aldı. Kitabı ilk okuduğumda fazla bir anlam verememiştim. Sekiz yaşındaydım. Bu babamın kitabıydı ve onunla gurur duyuyordum. Okulda ve komşulardan işitmiştim, yerel gazetelerde de kitabın büyük bir öneme sahip olduğunu okumuştum. New York Times’ın en çok satanlar listesine giren ilk yatırım kitabıydı, ne demekse… Bu durumda okumak kesin görevimdi. Okudum. Bitirdiğimde gerçekten mutluydum.

Daha sonraki yıllarda büyük bir yatırım danışmanlığı şirketi kuracağımı, kendi kitaplarımı yazacağımı ve Forbes dergisinin yetmiş dokuz yıllık müthiş tarihinde en uzun süre yazı yazan onuncu köşe yazarı olacağımı, on yılı aşkın bir süre ilgili yılın yatırım kitaplarını incelediğim “Yılın En İyileri” dahil olmak üzere yüzlerce köşe yazısı yazacağımı kim bilirdi ki… Ve, evet, tüm bunlara belki de sekiz yaşındayken ilk yatırım kitabımı okumam yardımcı olmuştu, anlamasam bile…

Kitap daha sonra, yirmi yaşındayken, üniversiteye girdiğimde aklıma düştü. Babam, benimle ve ağabeyimle birlikte çalışmayı önermişti. Biraz karışıktı fakat meselenin esası buydu: bir iş. Meraklı ancak karamsar olan ben, işleyişi kontrol etmek istedim ve şu iş konusun gerçek bir fırsat olup olmadığını anlamaya çalıştım. Neyse, Sıradan Hisseler Sıradışı Karlar’ı yeniden okudum. Bu kez anlamadığım çok az kelime vardı. Babamım bir hisse senedinde aranması gereken on beş ilkesini okuyunca aklıma bu ilkeleri piyasan yerel bir hisse senedi alırken uygulamak geldi. Fikrimce, eğer tutarsa babamla çalışmanın avantajı da onaylanmış olacaktı.

Ama işe yaramadı. Halka açık bir kereste şirketi olan Pacific Lumber’ın hisselerini iyi bir alım fırsatı olarak düşünmüştüm. Oysa şirketlerle ilgili bilgi almak için görüştüğüm bazı kişiler hastalıklı bir biçimde analiz yapan ve bunda da fazla başarılı olmayan çocuksu detaycılığımdan fazla etkilenmedi. Soruları nasıl soracağımı bile bilmiyordum. Gerçekleri öğrenmek için soru sormaya çalıştığım ilk birkaç kişi beni geri çevirince bu işten vazgeçtim. Anacak bu bana işe biraz daha incelik katmam gerektiğini öğretti.

İlk profesyonel hisse senedi alımında “on kat kazanmak istersen fiyatın onda bire düşmesi gibi, babamla çalışmak da engebeli arazide araba kullanmaya benziyordu. Bütün bunları size anlatıyorum ki, çok parlak olmayan, bol miktarda hata yapan yirmilerinde bir gencin bile bu işe devam edebileceğini ve birkaç yıl içinde bu kitabın ilkelerini verimli bir şekilde kullanmayı öğrenebileceğini anlayabileceksiniz… Ben yaptım, öyleyse herkes yapabilir. Siz de…

Sıradan Hisseler Sıradışı Karlar’daki on beş ilkeyi uygulamak, bir orada bir burada durmaksızın hisse senedi araştırmayı hedeflediğim, “bilgi toplama” süreci ile bağlantılı gerçek bir hayat deneyimiydi. İşe yarada. Burada, bu ilkelerin henüz kariyerimin başındayken kazandığım başarılı elde etmeme nasıl yardımcı olduklarını yeniden anlatmayacağım. Fakat on beş ilke ve “bilgi toplama” sayesinde, hakkında bilgi edinebileceğim bir avuç hisse senedi keşfederek kariyerime gerçek anlamda hız kazandıracağımı söyleyebilirim.

Genel olarak bir şirketi nereye oturtmam gerektiğini ve bu şirketin büyüme gösterip gösteremeyeceğini, gösteremeyecekse buna hangi yönlerinin engel olabileceğini anlayabiliyordum. Daha sonra, üniversite döneminde on beş ilkeyi uygulamakta niçin başarısız olduğumu da anladım. “Bilgi toplama” bir zanaattı ve bütün zatlarda olduğu gibi öğrenmesi zaman alıyordu. Sanat ise on beş ilkeyi işaret eden şeylerin belirtilerini görmekti. Piyano öğrenmekle (zanaat) beste yapmak (sanat) arasındaki farktı bu. Büyük bir ihtimalle piyano çalmanın ustası olmadığınız sürece beste yapamazsınız. Zanaat her alanda olduğu gibi tekrarlamayla öğreniliyordu, başka bir yolu yoktu. Sanatı kendinizde yaratma yeteneği olmasa da takdir edebilirsiniz veya zanaatta usta olduktan sonra, sanatçı da olabilirsiniz.

Babamın hedefleriyle benimkiler asla bütünüyle aynı değildi. Ancak bu kitap her ikimize de yararlı oldu. O bir büyüme hissesi yatırımcısıydı. Bu kadar basit. Hala da öyle. Bense her zaman değer hisseleri toplarım. Farklı bir tarz. Babam sürekli büyüyecek bir şirketin hisselerine yatırım yapmak ve hisseyi makul bir fiyattan satın almak isterdi ve neredeyse hiç satmadı. Bense, imajından daha iyi durumda olduğunu düşündüğüm sudan ucuz hisseleri tercih ederim.

Bilgi toplama ve on beş ilkenin hem büyüme, hem de değer hisselerinde işe yaradığını düşünüyorum. Dört numaralı ilkeyi ele alalım, arkasında doğal satış ivmesi bunmayan bir değer şirketi için ortalamanın üzerinde bir satış organizasyonu, rüzgarı arkasına almış bir başkası kadar, hatta daha da önemlidir. Tıpkı beşinci ilkedeki kayda değer bir kar marjı gibi.

Örneğin doğal büyümeden yoksun emtia tarzı bir sektörde, piyasa payının göreli üretim maliyetleri ve uzun vadeli kar marjlarıyla sıkı sıkıya bağlantılı olduğu bir gerçektir. İyi bir yöntem genellikle, gelişen üretim teknolojilerini uygulamaya sokarak (teknolojiyi üretmekten çok uygulayarak) piyasa payını artırır ve göreli üretim maliyetlerini düşürür. Kötü bir yönetim ise yalnızca kar marjlarını sıfırlanıncaya kadar düzensiz bir biçimde düşürecektir. Bu doğrultuda 1976 yılında çok iyi bir yönetime, yenilikçi teknolojiye, düşük üretim maliyetlerine ve ince çelik ürünlerde yüksek pazar payına sahip olan, ürün yelpazesi de giderek artan küçük çelik satıcısı Nucor’u keşfettim. Ben bunu bir de değer şirketi olarak satın aldım. Babam ise Nucor’un bir büyüme şirketi olduğunu düşünerek hemen alım yaptı. Aynı on beş ilke.

Kitabı yayımlandığında çok başarılı bir kariyer sahibi ve fazlasıyla elektik bir dahi olan elli bir yaşındaki babamın, acemi birinin kendisinin yıllar içinde yavaş yavaş ve sezgileriyle geliştirdiği zanaatı öğrenmesinin zaman alacağını görmeyi başarmadığını düşünüyorum. Bilgi toplama bölümü sadece üç sayfa uzunluğunda. Fakat bu kitabın en önemli sayfaları arasındalar. Geriye dönüp baktığımda, babamın bu kitapta mutlaka bulunması gereken zanaat bölümünü atladığını açıkça görebiliyorum. O, kitabın bunu içerdiğini varsaymıştı.

Uzun yıllar boyunca bu işlemi çok sayıda hisse senedine uyguladım ve büyük deneyim kazandım. Önemli olan neydi? Müşterilere, rakiplere ve tedarikçilere odaklanmak. Bu zanaatı ve nasıl hayara geçirileceğini gerçek hayattan bazı örnekler vererek ilk kitabım olan Super Stocks’da (Süper Hisseler) anlatmıştım. Fakat yine tekrarlıyorum, bu bütünüyle bir zanaattır. Sorduğunuz zaman yanıtları alırsınız. Sanat, aldığınız yanıtlara dayanarak yeni ve tabii doğru soruları sormaktır. Aldıkları yanıtlara aldırış etmeksizin standart bir soru listesinde yer alan soruları soran ve hiçbir esneklik göstermeyen çok insan gördüm. Bu sanat değildir, siz sorarsınız, karşınızdaki de yanıtlar. Bu yanıttan sonra sorulması gereken en doğru soru nedir? Ve süreç böyle ilerler. Sorularınızı tam zamanında ve doğru yönelttiğinizde, besteci, sanatçı yaratıcı ve sorgulayıcı bir yatırımcı halinde gelirsiniz.

Kazanmayı Öğren

Kazanmayı Öğren kitabı da Peter Lynch ve John Rothchild imzası taşıyor. Bu kitaptan Lynch’in alışık olduğumuz gibi yalın dilli anlatımıyla hisse senedi ve alternatif yatırım araçlarını öğrenme fırsatı bulabiliyoruz.

Yazar: Peter Lynch, John Rothchild
Yayınevi: Scala Yayıncılık

Peter Lynch ve John Rothchild kitap hakkındaki ortak yorumu:

Amerika’daki ortaokul ve liselerde, en önemli derslerden birinin öğretilmesi unutulmuştur. Yatırım. Bu önemli bir ihmaldir. Çocuklarımıza tarih öğretiyoruz ancak kapitalizmin büyük ilerleyişinden ve yaşamakta olduğumuz değişim (çoğunlukla iyileşme) konusunda şirketlerin oynadıkları rolden söz etmiyoruz. Matematik öğretiyoruz ancak dört basit işlemin, bir şirketin öyküsünü anlama, yapmak istediklerini başarıp başaramayacağını görmek ve o şirketin hissesini alarak kar edip edemeyeceğimizi hesaplamak konusunda nasıl kullanılabileceğini öğretmiyoruz.

Ev ekonomisi öğretiyoruz; dikiş nasıl dikililer, hindi nasıl pişirilir, ev bütçesi nasıl yapılır, bütçe nasıl kontrol edilir… Çoğunlukla öğretilmeyen şey ise erken yaştan itibaren para tasarrufuna başlamanın gelecekti refahın anahtarı olduğu, hisse senetlerine yatırılan tasarrufun atılabilecek en iyi adım olduğunu, bunun ardından ev almanın geldiği ve tasarrufta bulunmaya ve hisse senetlerine yatırım yapmaya ne kadar erken başlanırsa uzun vadede bunun o kadar yararlı olacağıdır.

Vatan sevgisini öğretirken, ulus olarak refahımızın ve gücümüzün anahtarı olan büyük ve küçük milyonlarca şirketi anlatmak yerine silahları, savaşları, politikayı ve hükümeti anlatıyoruz. Küçük şirketlerin yeni işçileri almaları, büyük şirketlerin daha da büyüyerek verimli hale gelmeleri ve elemanlarına daha yüksek ücret ödemeleri için para sağlayan yatırımcılar olmasaydı, dünya çöker, herkes işinden olur ve ABD şansını yitirirdi.

Yatırım yapmak, eğlenceli ve ilgi çekicidir. Yatırım konusunda bilgi edinmek, birden fazla açıdan zengin bir deneyim olabilir. Çoğu kişi kendisini yaşamının sonraki bölümünde rahat bir hayat sağlayabilecek olan yatırımın anlamını, ancak gözleri bozulmaya ve göbeği şişmeye başladığı orta yaşa eriştiğinde kavrıyor. Hisse senedi sahibi olmanın avantajlarını anacak o zaman keşfediyor. O zaman da keşke daha önceden bunu bilseydik diyor.

Toplumumuzda her zaman finans işleriyle ilgilenenler erkekler, onları dikkatle izleyip eksiklerini tamamlamalarını sağlayanlar ise kadınlar olmuştur. Yatırım konusunda bir kadının erkekler kadar başarılı olamayacağı hiçbir şey yoktur. Ayrıca bu, kromozomlar yoluyla kazanılan bir beceri değildir. Biri size, “bu adam doğuştan yatırımcıdır” derse, buna inanmayın. Doğuştan yatırımcı olmak, bir mittir.

Finansın ilkeleri basittir ve kolayca kavranabilir. Birinci ilke şudur, tasarruf eşittir yatırım. Küçük bir kumbarada veya kavanozda muhafaza edilen para, yatırım değildir. Ancak parayı bankaya yatırdığınızda, bir şirketin tasarruf senedini veya hisse senedini satın aldığınızda yatırım olur. Başka bir kişi bu parayı olarak yeni iş alanları yaratacak olan yeni mağazalar, yeni evler veya yeni fabrikalar inşa etmek için kullanır. Daha fazla iş, içiler için daha fazla ödeme demektir. Eğer bu işçiler kazançlarından bir kısmını tasarruf veya yatırım için bir kenarı ayıracak olursa, sürecin tamamı yeniden başlar.

Aynı hikaye, her aile, her şirket ve her ülke için geçerlidir. Belçika veya Botswana, Çin veya Şili, Mozambik veya Meksika, General Motors veya General Electric, sizin aileniz veya benim ailem; yani kim olursa olsun geleceğe yönelik tasarruf ve yatırım yapanlar, elindeki paranın hepsini harcayanlara göre çok daha fazla müreffeh olacaklardır. ABD, neden böylesine zengin bir ülkedir? Çünkü ABD, geçmişte dünyanın en çok tasarruf yapan ülkeleri arasındaydı.

Şu anda iyi bir eğitim almanızın ne kadar önemli olduğunu, bunun size iyi bir meslek kazandıracağını be iyi bir ücret almanızı sağlayacağını, birçok kişiden duymuş olmalısınız. Ancak uzun vadede rahat bir hayat yaşamak için tam olarak ne kadar gerektiğini size söyleyemezler. İşte bu miktar, tasarruf ederek yatırıma yönlendirdiğiniz, yani işlettiğiniz paradır.

Yatırım yapmaya başlamak için en iyi zaman, gençlik yaşınızdır. Yatırımlarınızın büyümesine ne kadar çok zaman tanırsanız, servetiniz o kadar artacaktır. Yatırım konusuna bir giriş niteliğinde olan bu kitap, sadece geçler için yazılmamıştır. Hisse senetleri konusunda kafası karışık olan ve henüz konunun temel ilkelerini öğrenme fırsatı bulamamış, her yaştan yatırımcıya hitap etmektedir.

İnsanlar, düşündüklerinden çok daha uzun süre yaşar. Yani düşündüklerinden çok daha uzun süre fatura ödeyeceklerdir. Eğer bir çift altmış beş yaşına kadar yaşamayı umuyorsa, onlar için yaşam süresini seksen beş yıl olarak düşünmek gerekir. Seksek beş yaşına kadar yaşamayı düşünen bir çifti ele aldığımızda, ikisinden birinin doksan beşine erişme şansı oldukça yüksektir. Bu durumda yaşadıkları ekstra süreler için giderlerini karşılayabilecek ekstra paraya, dolayısıyla bu parayı elde edecek güvenli yatırım yollarına gereksinimleri vardır.

Altmış beş yaş, yatırıma başlamak için çok geç değildir. Bugün altmış beş yaşında olanlar, yirmi beş yıl daha gelmeyi sürdürecek olan faturalarını karşılamak için, önlerinde paralarının artmaya devam edeceği bir yirmi beş yıl daha bulunduğunu düşünmelidirler.

On beş veya yirmi yaşınızda iken altmış beş yaşına geldiğiniz günü hayal etmek zordur. Tasarruf ve yatırım yapma alışkanlığınız varsa, paranızın elli yıl boyunca sizin yararınıza işleyeceğini hayal etmek, çok daha zordur. Her seferinde ne kadar küçük tutarları yatırma yönlendirmiş olursanız olun, elli yıl boyunca paranın yatırıma dönüştürülmesi müthiş sonuçlar doğuracaktır.

Ne kadar fazla yatırım yaparsanız, siz ve ülkeniz bundan o kadar çok yararlanacaktır. Çünkü, sizin paranız yeni şirketin ve yeni iş alanlarının yatırılmasına yardımcı olacaktır.

Borsa Sihirbazları

1998 yılında Jack D. Schwager tarafından yazılan bu kitapta ABD’de o yıllarda en başarılı traderlarla yapılan röportajlar yer alıyor. Borsa Sihirbazları Zirvedekilerle Röportajlar kitabı, Vadeli Piyasalar ve Döviz Kurları, Hisse Senetleri, Her Şeyden Biraz, Borsa Piyasasına Bakış Açışı ve Trading Psikoloji şeklinde beş bölümden oluşuyor. Tahmin edebileceğiniz gibi her bölümde de başarılı traderların seçme röportajları yer alıyor.

Yazar: Jack D. Schwager
Yayınevi: Scala Yayıncılık

Kitap hakkında görüş:

ABD’nin en başarılı trader’laryıla yapılan röportajları içeren Borsa Sihirbazları kitabı yayınlandığı dönem ve yayınlandıktan sonraki uzun bir dönem satış rekorları kırmayı başarmıştı. Birbirlerinden çok farklı hareket etmelerine rağmen ‘kazanma’ ortak noktasında buluşan başarılı trader’ların size anlatacakları sizin için harika bir rehber olabilir.

Birkaç şaşırtıcı öyküyle başlayalım, daha önce iş hayatında birkaç kere başarısızlığa uğramış bir işadamı, 30.000 dolarlık hesabını 80 milyon dolara çıkartmıştır. Bir fon yöneticisi, bir çoğunun başarılmasını imkansız olarak gördüğü bir şeyi başarmış ve ardı ardına beş yıl boyunca üç rakamlı yüzdelerle kar sağlamıştır. Amerika’nın küçük bir kasabasında ayakkabı imalatıyla işe başlayan biri, daha sonra dünyanın en büyük tahvil trader’larından biri olmuştur. Yeni yıl boyunca ayda ortalama yüzde 25 oranında kar sağlayan (yıllık olarak yüzde 1400’ün üzerinde) eski bir menkul kıymetler analisti, vadeli hisse senedi endeksi alım satımı yapmaktadır. MIT’den (Massachusetts Institute of Technology) mezun olan bir elektrik mühendisinin kompüterize trading yaklaşımı kendisine on altı yıllık bir süre içinde inanılmaz bir miktar olan yüzde 250.000’lik bir kar sağlamıştır.

Bunlar, kitapta yer alan röportajlardan seçmelerdir. Röportaj yapılan bu trader’ların her biri kendine göre inanılmaz başarılar kazanmıştır.

Bu trader’ları diğerlerinden farklı kılan nedir? Çoğu insan piyasalarda kazanma yolunun, gizli formülü bulmak olduğunu düşünür. Bu konuyla ilgili gerçek, röportaj yaptığım bu kişilerin ortak paydalarının, yaklaşımlardan çok tutumlarında buluşmasıdır. Bu trader’ların bir kısmı özel olarak temel analizi, diğerleri ise sadece teknik analizi kullanmaktadır ve bir kısmı da her ikisinden faydalanmaktadır. Trader’ların bir kısmı çalışmalarını saatler veya dakikalarla ölçülen bir zaman tablosuna göre, diğerleri ise aylar veya yıllar boyunca sürdürmek istedikleri pozisyonlara göre ayarlarlar. İşlem yaparken uygulanan yöntemler çok farklı olmalarına rağmen, yapılan röportajlar, takınılan tutumlar ve prensiplerle ilgili bir takım önemli ortak noktaları ortaya koymaktadır.

Trading, ekonomimizdeki en büyük fırsat alanlarından biri yaratmaktadır. Trading bir bireyin küçük bir finansman kaynağıyla işe başlayabileceği ve sonra gerçekten multi milyoner olabileceği nadir yollardan biridir. Tabii ki, sadece birkaç birey, bu kitapta röportaj yapılan kişiler gibi, bu başarıyı yakalamıştır, fakat en azından fırsat her zaman mevcuttur.

Bu arada, kitabı okuyan bütün okuyucuların birer süper trader olmalarını beklemiyorum, gerçek hayatta olaylar bu şekilde gelişmiyor, ancak bu teşvik edici röportajların birçok ciddi ve ileri görüşlü okuyucunun bireysel trading performanslarını geliştirmelerine yardımcı olacağına inanıyorum. Belki de kitap birkaç özel kişinin süper trader olmasına katkıda bulunabilir.

Borsa öğrenmek için bir yerlerden başlamak istiyorsanız veya zaten borsayı biliyor olsanız bile piyasada göremediklerinizi görmek, keşfetmek istiyorsanız her biri klasikleşen bu kaynaklardan yararlanmayı mutlaka düşünmelisiniz.