ABD küresel ticaretin önde gelen ekonomileri lehine uzunca bir zamandır oldukça yüksek, ağır bir dış ticaret açığı veriyor. Birkaç yıl öncesine kadar 700 milyar dolar seviyesinde olan bu açık, hızla 800 ve 900 milyar dolar bantlarını geçerek, 1 trilyon dolara dayanmış durumda. Başkan Trump’ın dış ticaret dengesindeki bu tabloyu durdurmak için, 2017-2021 dönemini kapsayan ilk başkanlık döneminin ikinci yılında Çin’le ‘ticaret savaşları’ için düğmeye basmış ve Çin’i ABD’den 200 milyar dolar daha fazla mal almaya ikna etmişti. Bunun 100 milyar doları Çin’in ABD’den daha fazla enerji ithalatı yapması anlamına geliyordu. 2015 yılı başında, Başkan Obama’nın ABD petrol ve doğalgazı üzerindeki 41 yıllık ihracat yasağını kaldırmasından sonraki 10 yılda, ABD enerjide ticaret açığını kapatmayı başardı.
Bununla birlikte, pek çok imalat sanayi ürününü, önemli miktarda nihai ürünü daha ucuza, kaliteli ve düşük maliyetle üretmeyi başaran ülkelerden ithal etmeyi sürdürmesi, enerjide dış ticaret açığını kapatmasına rağmen, ABD’nin, 2024 dahil, son üç yıldır dış ticaret dengesinde artık 1 trilyon dolar ve üzerinde bir açık vermesini engelleyemiyor. Günün sonunda, Trump’ın veya Biden’ın ‘tarife’ hamlelerine herkes adapte olmuş gözüküyor. ABD’nin yoğun ithalat gerçekleştirdiği ve lehlerine dış ticaret açığı verdiği Çin, Meksika, Vietnam, Japonya, Almanya, Kanada, İrlanda, Güney Kore, Tayvan ve İtalya’da, ABD’ye ihracat yapan firmalar ya daha da ucuza üreterek, ya ABD’nin ithal ettiği ürünün vazgeçilmezliği ve ithalata bağımlılığı dikkate alıp ‘ek tarife’nin maliyetini alıcı firmaya yansıtarak, ya da az bir ihtimal de olsa kardan fedakarlık ederek ABD’ye satmayı sürdürmüşler.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!