Mutlak üstünlük’ten, ‘mutlak kendine yetebilme’ye

Sömürgeciliğin ekonomi-politik felsefesi olan ‘Merkantilizm’, ‘devletin ekonomiye müdehalesi’nin yanı sıra, ‘ticaretin önceliği’ni savunuyordu. ‘Fizyokrasi’ ise ‘bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler’ deyip daha liberal bir ekonomik sistemi ve ‘tarım’ın, ‘üretimin önceliği’ni savunmuşlardı. 17. Yüzyıl’dan bu yana bu kavga bitmemiştir. Bölgesel ve küresel ticaret adına, bir başka felsefi savaş ise Adam Smith’in ‘mutlak üstünlük’ yaklaşımı ile David Ricardo’nun ‘karşılaştırmalı üstünlük’ yaklaşımı arasında yaşanmıştı. İki ‘Siyah Kuğu’, ‘Kovid-19’ küresel virüs salgını ve Rusya-Ukrayna Savaşı, hem ‘mutlak üstünlük’ü, hem de ‘karşılaştırmalı üstünlük’ü tartışmalı hale getirdi.

Çünkü, iki farklı yaklaşım da önünde sonunda ülkelerin ellerindeki sınırlı kaynakları en verimli, en üretken kullanabilmeleri adına, en başarılı oldukları mal ve hizmetlerde ‘ihtisaslaşma’larını; yeterince ucuza, verimli üretilemeyen mal ve hizmetleri diğer ülkelerden temin etmelerini önermekteydi. Açıkçası, dünyanın önde gelen 50 ekonomisi, 2 sene öncesine kadar küresel ticaretteki konumlarını ve politikalarını büyük ölçüde ‘karşılaştırmalı üstünlük’e göre şekillendirmişlerdi. Bugün, küresel pandemi ve Rusya-Ukrayna gerginliği ile, ülkelerin ardı ardına yaşadıkları mal ve hizmet tedarik sorunları, günlük hayatı yakından ilgilendiren pek çok ürünün temininde yaşanan ağır zorluklar, sıkıntılar herkesi şok etmiş durumda.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!