‘Kuşak-Yol’a ‘demokratik’ rakip

10 yıl öncesinden başlayarak, bilhassa son 5 yıldır, Çin’in ‘kuşak-yol’ inisiyatifini hararetle konuşuyoruz, tartışıyoruz. Dünya ekonomisinde artan hakimiyetini, kıtalar arası bir lojistik, ulaşım ve yatırım ağıyla daha da perçinlemek isteyen Çin’in ‘Kuzey Kuşağı’, ‘Orta Kuşak’ ve ‘Güney Kuşağı’ olarak üç ayrı güzergahtan gerçekleştirdiği bu küresel strateji için, Çin’in şu ana kadar 138 ülkeyle 200’ün üzerinde anlaşma imzalamış durumda. Çin’in dünya ekonomisi ve küresel ticarette genişlemesini sürdüren etki alanı, doğal olarak, siyasi sonuçlara da sebep olmakta ve Atlantik İttifakı’nın lideri olarak ABD’yi de hayli rahatsız etmekte. Birbirlerinden nefret etmelerine rağmen, Trump Yönetimi ile Biden Yönetimi’nin neredeyse yegane uyuştukları başlık ‘Çin’.

Bu nedenle, geçtiğimiz hafta gerçekleşen NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda önemli mesajlar paylaşan ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın Çin ve Rusya’yla ilgili değerlendirmeleri sonrasında, takip eden geçtiğimiz hafta sonu Başkan Biden’ın değerlendirmeleri de hiç şüphesiz not alındı. İngiltere Başbakanı Johnson ile yaptığı telefon görüşmesinde, iklim değişikliği ve NATO müttefikliğinin güçlendirilmesi konularını ele aldıklarını ifade eden Biden, Çin konusunu da görüştüklerini vurgulayarak, ‘Kuşak-Yol’ konusunda giriştikleri rekabetten hareketle, yardıma ihtiyacı olan toplumlara gereken desteğin verilmesi adına, benzer bir girişimin demokratik devletler tarafından başlatılmasını önerdiğini de belirtti. ABD’nin ‘alternatif’ bir proje veya inisiyatiften bahsetmesi önemli, hiç şüphesiz.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!