Küresel ekonomide bitmeyen gündem: Vergi

Vergi, binlerce yıldan bu yana, devletlerin alt yapı ve temel kamu hizmetlerinin finansmanı adına en önemli, en sürdürülebilir kamu kaynaklarından birisi. İçinde bulunduğumuz dönem, bu alanda, yeni vergi yaklaşımları, verginin tabana yayılması, çok uluslu şirketlerin vergilendirilmesi, vergi cennetlerine karşı etkin mücadele ve verginin ülkeler arasında bir rekabet alanı olarak kullanılmaması yönünde önemli tartışmalara sahne oluyor.

ABD, gerek çok uluslu şirketlerin bir merkezden yürüttükleri operasyonlarda, başka ülkelerdeki ekonomik faaliyetlerinin vergilendirilmesi, gerekse de kurumlar vergisinde son 30 yılda gözlenen rekabet nedeniyle eleştirilerini sıklaştırmış durumda. Bilhassa, çok uluslu şirketlerinin ana merkezlerinin yanı sıra, faaliyetlerini yürüttükleri her bir ülkede ayrıca vergilendirilmeleri konusu, çifte vergilendirilmenin önlenmesine yönelik düzenlemelere rağmen, önemli bir tartışma alanı. ABD bu konuda rahatsızlığını dile getirse de, temel gerçek, küresel faaliyetleri nedeniyle tartışmanın odağında olan ülkelerin çoğunun ABD menşeli olması, ABD’nin tepkisini bir ölçüde anlamsızlaştırıyor.

Çünkü, bu tartışma, aynı ölçüde küresel ölçekte ticari faaliyet yürütmeye başlamaları halinde, yakın zamanda Çinli ve Avrupalı firmalar için de gündeme gelecek ve geliyor da. Burada tartışmanın en kritik noktası, verginin tabana yayılması hususu. Konunun özü, hükümetlerin temel kamu mallarına yatırım yapmak ve krizlere yanıt vermek için gereken kamu finansmanına sahip olabilmeleri için, sürdürülebilir ve istikrarlı vergi sistemlerinin gerekliliği. Bunun sağlanabilmesi adına, ülke ekonomisindeki tüm tüzel kişilerin ve gerçek kişilerin sistemin içinde yer alacağı adil ve tabana yayılmış vergi sistemi her ülkenin ideali. Şimdi, bu finansman kaynağı yüküne, ülke ekonomisinden iyi gelir elde eden çok uluslu şirketlerin de katkı sağlaması isteniyor. Çok uluslu şirketlerin elde ettikleri küresel gelirler doğal olarak iştah kabartmakta.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!