İngilizce öğrenin, ya da aç kalın

Atilla Yeşilada – 27.02.2017

Tipik bir Pazar akşamıydı. Karate egzersizimi tamamladıktan sonra, pompalı tüfeğimle atış talimi yaparak Yeni Türkiye’ye hazırlandım. Ardından soğuk bir duş ve şifreli hattan MOSSAD’daki kontağımla haftalık görüşmemi yaparak HAYIR’cılara nasıl daha yoğun destek vereceğimizi kararlaştırdık. AKP ve Bahçeli’nin bu noktada zaten ellerinden gelen çabayı gösterdiğini ve daha fazla yardıma ihtiyacı olmadığına karar kıldık. Bozkurt işareti yaparak vedalaştık.

Artık mahzenimde damıttığım viskiden bir bardak çekerek TV’de müzik izlemenin zamanı gelmişti, tesadüf karşıma MTV’nin EMA ödül töreni çıktı. Zara Larsson seyrettim. İsveçli kızımız bir yandan kıvrak danslar yaparken öte yandan da ömrü boyunca New Hampshire’dan ayrılmamış bir Amerikalı gibi İngilizce öttü. Daldı kafam. Zara’nın heyecan verici kıvrımlarına değil, iyice yaşlandım galiba, Türkiye’nin kalkınma sorunlarına.

MTV ödül töreni bir müzik şöleni değil, bir ürün tanıtım ve yerleştirme promosyonu. Niye bir tane Türk vatandaşı yer almaz bu programlarda? Nedeni basit, doğru dürüst yabancı dil bilen çok nadir ses sanatçımız vardır. Cem Yılmaz’ın dediği gibi “Little by little, to the middle.” Zaten doğru dürüst yabancı dil bilen çok nadir vatandaşımız vardır. Halbuki, yabancı dil, özellikle İngilizce bilmeden iyi bir iş edinmek hayal, kardeşim. Maalesef, Türkiye’de her şey de olduğu gibi, dil meselesi de siyasete alet oldu, linguistik bir milliyetçilik geliştirdik. Twitter’de ara sıra İngilizce bir şeyler paylaşsam, hemen ayar gelir “Niye Türkçe konuşmuyorsun?” Ya kardeşim, bedava Türkiye’nin reklamını yapıyorum, benim de 50 bin ecnebi takipçim olsa, makalelerim 10 yabancı gazetede yayınlansa, bu Türkiye için bir kazanç değil mi?

Devamı için TIKLAYINIZ!