Haftalık Borsa Yorumları – (15-19 Kasım 2021)

ABD enflasyon verileri piyasaların gündeminde ilk sıradaki yerini koruyor.

Salgın hastalığın ekonomiler üzerindeki etkilerini azaltmak için merkez bankaları tarafından piyasalara verilen bolca para, düşük faiz, aşının bulunması ve kısıtlamaların kaldırılmasıyla ekonomik görünümde normalleşme ve artan talep, emtia fiyatlarındaki yükseliş ile tedarik yollarındaki aksaklıklar, enerji ve çip sıkıntılarına bağlı üretim kayıpları gibi etkenler yüksek enflasyon gibi bir sonucu beraberinde getirdi. Geçen hafta açıklanan ekim ABD enflasyon verileri (TÜFE) yüzde 6.2 ile son 31 yılın en yüksek rakamına ulaştı. Rekor ABD ekim enflasyon verilerine rağmen borsalardaki olumlu hava korunuyor. ABD enflasyon verisinin piyasalarda bu aşamada çok derin bir etki bırakmadığı söylenebilir. Fakat ABD Merkez Bankası’ndan henüz enflasyon konusunda daha doğrusu enflasyonun para politikası üzerindeki olası etkileri konusunda bir açıklama gelmedi. Merak edilen, erken bir parasal sıkılaştırma veya faiz artırım hamlesi olabilir mi durumu. Bu yönde bir sinyal gelirse piyasaların tepkisi farklı olacaktır. Her ne kadar inandırıcılığı zayıflasa da merkez bankalarının enflasyondaki yükselişin geçici olacağı görüşü korunuyor. Bu konudaki netleşme muhtemelen 15 Aralık Fed toplantısında olacak.

TCMB 18 Kasım Perşembe günkü faiz kararı önümüzdeki haftanın önemli gündem konuları arasında. Piyasanın beklentisi ağırlıklı olarak 100 baz puanlık indirim ile politika faizinin yüzde 15 seviyesine çekileceği yönünde. TCMB’nin faiz ve para politikası kararlarında enflasyon yerine yeni referans noktası cari denge olarak işaret edilmişti. TL’nin değer kaybının da katkısıyla ihracat artışının cari denge üzerinde yansımaları görülmeye devam ediliyor. Piyasa görüşü böyle iken Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’dan “Hükümetimizin ihracatı desteklemek amacıyla, yüksek döviz kuru hedeflediğine yönelik yorumlar doğru değil. Türkiye dalgalı kur rejimi uygulamaktadır, kurun değeri de piyasada belirlenir.” açıklaması geldi. TCMB beklendiği üzere faiz indirimine giderse bunun piyasalar üzerindeki etkileri sınırlı kalabilir. Ancak faiz indirimi 200 baz puan gibi sürpriz bir karar gelirse daha derin bir etkiden söz etkiden söz edilebilir.

Borsa İstanbul’a yabancı ilgisi artmaya devam ediyor. TCMB’nin açıkladığı verilere göre, 5 Kasım ile biten haftada ise yabancıların hisse senetlerine 274 milyon dolar alımda görüldüler. Bir önceki hafta da 24 milyon dolar alım yapmışlardı. Borsa İstanbul’da yabancı ilgisinin uzun bir aradan sonra tekrar başlamış olması önemli. Borsa İstanbul’un bir süredir hem dolar bazlı görünümde hem de fiyat kazanç oranı gibi bilanço değerleme kriterleri açısından ucuz ve primsiz olduğu dillendirilen bir konuydu. Son yaşanan çıkış hareketine rağmen bu görünümün çok fazla değiştiğini söylemek zor. Halen BIST100 fiyat kazanç grafiği ve dolar bazlı grafiklerde BIST100 Endeksi geçmiş yıllardaki zirvelerinden uzak bir konumda görülüyor.

Emtia fiyatlarındaki yükselişte ivme kaybı sürüyor. Petrol, doğal gaz, kömür gibi enerji ve maden emtialarında ise son günlerde düşüş söz konusu. Petrolde ABD baskısına rağmen OPEC’in üretim artış hızını değiştirmedi. Buna karşılık ABD’nin nasıl bir cevap vereceği beklenirken Emtia fiyatlarındaki düşüş, enflasyonun yükseldiği bir dönemde önemli. Diğer yandan Çin ve Rusya’dan sonra Avrupa’da da artan vaka sayıları (Hollanda, Norveç; İsveç) kısmı kapanmaları beraberinde getirse de bu aşamada piyasalarının duyarsızlığı devam ediyor. Henüz bu yönde bir fiyatlama görülmüyor.

Borsalarda ABD enflasyon verilerine rağmen iyimserlik korunuyor. Ama borsaları bu seviyelere taşıyan olumlu gelişmelerin belli ölçüde fiyatlamalara dahil olduğu konusunu da dikkate almakta yarar var. Borsa İstanbul’da bankacılık ağırlıklı yükseliş kısmen genele yaygınlık göstermiş durumda. Çıkışın devamı açısından hareketin lokomotif hisseler dışına yaygınlık göstermesi önemli olacak.