FED küresel hedefleri mi baltalıyor?

Uluslararası ekonomik sistemin tüm aktörleri, tüm paydaşları yaklaşık 3 aydır Rusya-Ukrayna Savaşı’na, küresel ekonomik sistemde derinleşen enflasyon trendine ve büyüme beklentilerine yönelik belirsizliğe odaklanmış durumdalar. İki ‘siyah kuğu’, küresel pandemi ve Rusya-Ukrayna Savaşı küresel gıda güvenliğine, küresel enerji güvenliğine ve küresel tedarik zinciri güvenliğine yönelik endişeleri had safhada tırmandırmışken, mart ayı başında genel beklenti, önde gelen ekonomilerin ‘genişletici’ para ve maliye politikası setini bir süre daha devam ettirecekleri yönündeydi.

Zaten küresel pandeminin 2 yıl boyunca tetiklediği ve önde gelen ekonomilerin yüzde 90’ını etkisi altına alan ekonomik daralma ve yükselen işsizliği bir an önce telafi etmek adına da genişletici ekonomi politikalarına ağırlık vermek ve sürdürmek mantıklı gözüküyordu. Ancak, mart ayının sonuna doğru, bir kaç hafta gibi kısa bir sürede küresel enflasyon köpüğüne yönelik endişeler o kadar hızlı tırmandı ki, nisan ayında ABD Merkez Bankası’nın (FED) enflasyon riskini önceliklendiren söylemi giderek güçlendi ve mayıs ayı itibariyle, FED açısından artık yegane önceliğin ‘enflasyon’ olduğunu tüm piyasalar kabullenmiş durumdalar.

Yani, FED, iki ‘siyah kuğu’nun sebep olduğu tüm belirsizliklere rağmen, 2 yılık ekonomik daralma ve işsizlik artışı gerçeğine rağmen, bunu telafi etmek için izlenmiş olan genişletici politikaların olumlu etkisi açık ve net görülmüş olmasına rağmen, pozitif büyüme ve istihdamdaki toparlanmanın kalıcı bir trend yakalamasını beklemeden, hızla ‘resesyon’u göze alan yeni bir patikaya geçiyor. Bu yeni patikanın ABD ekonomisinde sebep olacağı ciddi durgunluk ve olası işsizlik artışının kasım ayındaki Kongre seçimlerine olası yansımalarını geçiyorum; Çİn’in küresel pandemiden dolayı hala sürdürmekte olduğu ağır karantina tedbirleri de sürer ise; iki önde gelen ekonominin resesyon süreci, küresel büyümeyi bir kez daha derinden etkileyecek.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!