Ege ve Akdeniz’de ‘Türkiye Kasırgası’

Asya-Pasifik’te ‘ilahi rüzgar’ bölge ve dünya siyasetini değiştirecek önemli kırılmaları beraberinde getirmiştir. Moğol İmparatorluğu’nun Japonya’ya karşı 1274 ve 1281 seferlerinin başarısızlıkla sonuçlanması ve Moğolların bir fırtınada donanmasının yüzde 75’ini kaybetmesi sonrasında, Japon dili ve edebiyatına giren ‘ilahi rüzgar’ anlamındaki ‘kamikaze’, kelimesi ve Japonların Çin’e istilasını durduran ‘büyük rüzgar’, ‘rüzgarların babası’ ‘tayfun’, Asya-Pasifik’in bugünkü ekonomi-politik şekillenmesine damga vuran tabiat olaylarıdır. Tayfun, esasen Antik Ege uygarlıklarının da deniz fırtınaları için kullandıkları bir terimdir.

Bugün, dünyanın ‘güç merkezleri’, küresel ekonomi-politiğin öncelikli ülkeleri, 2017’den beri Türkiye’nin Ege ve Akdeniz’de giderek artan gücünü, estirdiği ‘fırtına’yı dikkatle izliyor. Türkiye’nin dünyanın stratejik deniz koridorları olan Ege ve Akdeniz’de, ‘özgül ağırlığı’na dayalı, ‘enerji ve güvenlik bazlı’ bir jeostratejik hamleler dizini yürütüyor olması dünya siyasetinde ‘kasırgalar’ estirmekte. Ege ve Akdeniz’de Türkiye’nin en doğal hakkı olan ‘hidrokarbon rezervleri’ne yönelik, Türkiye’nin ‘deniz hakimiyeti’ne yönelik ‘Mavi Vatan’ stratejisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vizyoner liderliği ve kararlılığı ile tek tek hayat buluyor.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!