Cari denge için stratejik manevra

21. Yüzyıl’ın ‘yükselen’ ekonomileri açısından, aralarında Türkiye’nin de yer aldığı ve G7’nin (Gelişmiş Yediler) yerini alacağı ifade edilen E7’ler (El Üstünde Tutulan Gelişen Yediler) açısından en ‘meydan okuyucu’ nokta, savunma-güvenlik, enerji ve dijitalleşme alanında küresel rekabetin vazgeçilmez ülkeleri arasında olmayı başarmalarıyla kendisini gösterecek. Çin, Hindistan, Rusya, Brezilya, Endonezya, Türkiye ve Güney Kore’den oluşan bu 7 ülke açısından, bu küresel mücadelede en önemli aşamalardan birisi, dış ticaret ve cari işlemler fazlası veren bir ekonomi olmak.

Hindistan, Brezilya, Endonezya ve Türkiye bu konuda mesafe alması gereken ülkeler. Çünkü, küresel rekabette ‘meydan okuyucu’ bir ülke olmak, mutlaka ‘sürdürülebilir’ cari işlemler fazlası veren bir ülke olmayı ve sonrasında da ‘dış ticaret fazlası veren’ bir ülke olmayı gerektiriyor. İster cari işlemler dengesi, ister onun bir alt başlığı olarak dış ticaret dengesi açısından ‘sürdürülebilir’ bir performans yakalamak, Türkiye’nin dünyaya sattığı her mal ve hizmetin kilogramından, dünyadan satın aldığı mal ve hizmetlere göre daha yüksek ‘katma değer’ üretmesinden geçiyor.

Yani, Türkiye’nin ürettiği her mal ve hizmeti daha yüksek verimlilikle ve daha düşük maliyetle üretmesi gerekmekte. Biz de, Türkiye olarak, işte tam da bu nedenle, hammadde, ara mamul, işgücü, enerji, teknoloji, ar-ge ve finansman maliyetlerinde daha rekabetçi bir ekonomi olmaya odaklanmış durumdayız.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!