Bütçenin üç belalısı

Atilla Yeşilada – 25.10.2017

2018 bütçesi komisyona sunuldu ve cebimizden daha fazla vergi çıkacağı da resmileşti. Amaç, bu yıl sonunda GSYİH’nin %2’ni aşarak piyasada özel sektöre borçlanacak kaynak bırakmayan bütçe açığını gelecek sene daraltmak. Ama, hükümet bunu beceremez, çünkü bütçe teşviki olmadan ekonomide ivmeyi korumak imkansız hale geldi. Daha da beter bir haberim var size. Yalnız FÖŞ’te var bu haber. Çünkü ben gelecek 10 yılın tahminlerine yoğunlaşıyorum. Siz ve çocuklarınız her sene daha fazla vergi ödeyeceksiniz. Daha yüksek enflasyona razı olacaksınız ve emekli olunca da maaş olarak üçün birini alacaksınız. Çünkü bütçenin 3 belalısı var ki bunlardan kurtulmak imkansız. Kene gibi değil, AİDS virüsü gibi hücrenin DNA’sına yapıştılar.

Bütçenin en insafsız yanı toplanan verginin takriben %60’nın dolaylı, yani tüketim üzerinden alınması. Bu vergi fakirin bütçesine zenginden daha fazla yük bindirir. Adalet yok bu dünyada ya, gelecekte hiç olmayacak.

Bütçede tasarruf hayaldir, çünkü öyle bir trene bindik ki, yolda istasyon yok, inmek de imkansız. Bütçenin ilk belalısı Yap-İşlet-Devret, ya da modern tanımı ile Kamu Özel Sektör Ortaklığı (KÖSO) ile yapılan projeler. Halk ağzıyla mega-projeler, Avrasya Tüneli, 3cü Boğaz Köprüsü, vs. Türkiye KÖSO’yu en başarılı uygulayıp altyapısını yenileyen ülkedir ve AKP’ye şapka çıkartırım. Fakat son zamanlarda işin cılkı çıktı. Özel sektörle risk paylaşımı felsefesine dayanan model, kanka müteahhitlere rant dağıtıp karşılığında da partiye seçim finansmanı sağlamaya döndü. 2018 yılında köprü, tünel ve şehir hastanelerinin taahhüte bağlanmış gelir eksiğini kapatmak için bütçeden takriben 6 milyar TL ödenecek. Hükümet bu durumun geçici olduğunu, ilerleyen yıllarda trafik ve şehir hastanelerinde hasta sayısı arttıkça, projelerin kara geçip devlet kesesine yük olmak şöyle dursun, gelir üreteceğini iddia ediyor.

Devamı için TIKLAYINIZ!