Yüksek Teknoloji Toplumu ve İfade Özgürlüğü

Atilla Yeşilada – 14.09.2016

FÖŞ Bayram’da “büyük” düşündü ve çapını aşan bir makale yazdı.
İfade özgürlüğü olmadan teknolojide yükselebilir miyiz? Hiç düşündünüz mü? Merak etmeyin, FÖŞ sizin yerinize düşündü:

Bayram kavurması menümde koyundan öküze geçtiğimden bu yana beynime üşüşen kolestrol miktarı azalarak beni daha derin ve geniş ufuklu yazılar yazmaya teşvik etti. İşte ilki, yüksek teknoloji toplumları ile ifade özgürlüğü arasındaki bağlantıyı dikkatinize sunuyorum. Ama önce bir soru. Kavurma ile beyaz mı, kırmız şarap mı? Bütün gurme literatürü araştırdım, ama bu konuya referans yok. Olmaz da zaten, ifade özgürlüğünü ölümüne savunanlar bile bu kadar hassas bir konuda yazmamayı idrak edecek kadar kurnazdır, adamı meydanda linç eder bu toplum.

15 Temmuz darbe girişimi tarihi bir dönüm noktası olup, sayısız kişisel dram ve toplumsal bir travmayı tetiklerken, öte yanda büyük bir fırsat kapısı açtı. O fırsat da ekonomi politikasında. Türkiye’nin gittikçe ağırlaşan ekonomik probleminin artık bütçe ve para politikasıyla oynayarak, ya da “teşvik sistemi” kısvesi altında ona-buna ulufe dağıtarak çözülemeyeceği itiraf edilmeli ve samimi anlamda reformlara girişilmeliydi. Kim bilir belki hala zaman vardır, ama ümidim çok az doğrusu. Çünkü bu hükümet Şekspir oynayan Çinli tiyatrocular gibi. Roller iyi ezberlenmiş ama, İngiliz kültüründen zerre kadar çakılmadığı için oyuncular devamlı komik duruma düşüyor.

Devamı için TIKLAYINIZ!