Yeni nesil ‘kalkınma’ için İstanbul Finans Merkezi

Yaklaşık 2 yıldır bu köşede, Sizleri küresel ölçekte süren ‘kalkınmada tıkanma’, ‘sürdürülebilir kalkınmaya dönük sorunlar’ gibi başlıklarda süregelen tartışmaları; OECD, IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların ‘kalkınma’ ve ‘büyüme’nin finansmanına yönelik değerlendirmelerini, risk değerlendirmelerini aktarıyorum. OECD çatısı altında, son bir yıldır artan bir tempoda, ‘kalkınma’ için yeni yaklaşımları konuşuyoruz. Çünkü, az gelişmiş ekonomilerin, orta düzeyde gelişmekte olan ülkelerin zaten mücadele verdikleri zorlu konuları zaten her gün konuşuyoruz; ancak, yükselen gelişmekte olan ekonomiler ve gelişmiş ekonomiler için dahi ‘kalkınma’ ve ‘sürdürülebilir yaşam standartları’ önemli başlıklar halini almaya başladı.

Daha yeni tamamlanmış uluslararası teşkilat raporları ve dünya genelinde önemli sayıda iktisatçının görüş vermesi ile hazırlanmış olan araştırmalar, küresel enflasyon sorunuyla birlikte yaşamanın bir kaç daha süreceğine işaret ediyor. Hal böyleyken, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) verileri, dünya genelince 3 milyarı aşan mavi ve beyaz yakalı çalışanın satın alma gücünün hayli zorlu bir dönemden geçtiğine işaret etmekte. ‘Kalkınmada tıkanma’, ‘büyüme ve yüksek katma değer üretimindeki tıkanma’ daha 10 yıl öncesinde Afrika’yı kalkındırma derdinde olan ülkelerin de bir numaralı gündemi oldu. Peki, ‘kalkınma tıkanma’nın sacayakları ne şekilde tanımlanıyor? Birinci başlık, Y kuşağından X kuşağı kadar ‘riski göze alan’ yeterince girişimci çıkmaması. Uluslararası teşkilatların ‘gençlik platformları’nda Y kuşağı ile bir araya geldiğimizde, girişimci ruhuna yönelik heyecan eksikliği kolayca görülüyor.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!