21. yüzyılın en büyük meydan okumalarından birisi olan çevresel sürdürülebilirlik, artık yalnızca ekolojik bir kaygı olmayıp, aynı zamanda uluslararası diplomasi alanına da damga vuran, ülkeler için adeta kültürel bir kimlik beyanı özelliği de taşımaktadır. Türkiye, bu alanda en ses getiren, saygın girişimlerinden birisi olan ‘Sıfır Atık’ Projesiyle, küresel ölçekte öncü ve ilham verici bir pozisyona yerleşmiş durumda. Sayın Cumhurbaşkanımızın Refikaları Sayın Emine Erdoğan Hanımefendinin himayelerinde 2017 yılında başlatılan bu ölçüde kapsamlı çevre vizyonu, yalnızca atık yönetimi açısından değil, Türkiye’nin tarihe mal olmuş kültürel birikimi ve toplumsal değerleri açısından da anlamlı bir dönüşüm hamlesine de işaret etmektedir.
‘Her atık çöp değildir’ anlayışıyla yola çıkan Sıfır Atık Projesi, yalnızca Türkiye çapında değil, bugün uluslararası platformlarda da büyük bir yankı uyandırmış durumda. 19 Eylül 2022’de BM Genel Sekreteri Guterres ile birlikte imzalanan ‘Küresel Taahhüt’ Belgesi, her yıl 30 Mart’ta kutlanan Uluslararası Sıfır Atık Günü’ne dönüşmüş durumda. Sanayi Devrimi’nin başlangıcından bu yana karbon emisyonunda tarihi sorumluluğu olan önde gelen ülkelerin arasında, ürettiği katma değere karşılık salınan karbon emisyonu ile pozitif katkısı olan bir pozisyona sahip olan Türkiye’nin çevre diplomasisinde ulaştığı etkinliği de göstermesi bakımından gurur verici bir başarıdan söz ediyoruz. Üstelik, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve Sayın Hanımefendinin himayelerinde yürüyen bu süreç OECD ve UNESCO gibi pek çok uluslararası teşkilatın gündemine de taşınmış durumda.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!