Pandemi ve ekonomik hasarı bu sene bitmeyecek

Bugün insanlık tarihinde acı bir dönüm noktası. Akşam saatlerinde Covid-19’dan kaybettiğimiz kardeşlerimizin sayısı 3 milyonu aşacak. Bir seneyi az aşan bir zamanda, 3 milyon can kaybettik. 300 milyon insan da hastalandı, bunların belki yarısı “uzun Covid” dediğimiz aylarca süren çeşitli rahatsızlıklardan müzdarip. Büyük kısmı da ekonomik verimliliklerini geri kazanamıyor. Türkiye’ye döndüğümüzde, geçen hafta itibarıyla resmi can kayıpları Büyük Marmara Depremi’ni aşmıştı.

Buna rağmen, hayali canavarlardan korkup battaniyeyi kafasına çeken çocuklar gibi Covid-19’la ilgili yazıları okumuyoruz, haberlerin sırası gelince, uzaktan kumandada sıradaki kanala atlıyoruz.

Güzel insanımın en kötü huylarından biri kötü haberi duymaktan kaçınmak. Sanki bilgisi olmazsa, başına felaket gelmeyecek. Halbuki, önceden haber alsa, tedbir alacak. İşdünyasında seminerlere davet edildiğimde, yönetimden duyduğum ilk söz “Aman FÖŞ, katılımcıların içini karartma”. Bu yüzden hep parlak gelecek vadedenler davet edilir toplantılara. Bu yüzden de maske takmayıp, cenaze namazları, lebaleb kongreler, gece yarısı partilerinde heba olup gider canlarımız.

Kimsenin okumayacağını bile bile, görevimi yapacağım. Covid-19’u yenmek üzereydik, ama beklenmedik bir kaç olay virüse zaman kazandırdı, şimdi karşı saldırıya geçti. Bu sene salgın bitmez dünyada. Türkiye’de de Ekim’den önce sürü bağışıklığa erişmek mucizelere kaldı. Dünyada gelişmişlik ve refah düzeyine göre ekonomik kayıplar mütevaziden çok ağıra doğru gidecek.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!