Küresel ‘su’ ve ‘oksijen’ tehdidi büyüyor

2022 sonu itibariyle 8 milyarı geçen dünya nüfusu, yeryüzünde bulunan su imkanlarının sadece yüzde 2,5’ini oluşturan ‘içilebilir su kaynakları’ ile, yaşamın en vazgeçilmez parçası olan su ihtiyacını karşılamakta. Ancak, zaten bu derece ‘sınırlı’ olan ‘içilebilir’ su kaynaklarının korunması her geçen gün daha büyük zorluklarla karşı karşıya. Çünkü, küresel ölçekte orman dokusunun da tahrip olması, beraberinde temiz ve içilebilir su kaynaklarına yönelik tehdidi adeta katlıyor. Çünkü, dünyanın bütününde, ormanlık havzalar ve sulak alanlar, dünyanın içilebilir ve erişilebilir tatlı su kaynaklarının yüzde 75’ini sağlamakta. Bunun yanı sıra, ormanlar yeryüzünün akciğerlerini de oluşturmakta. Ancak, zararlılar ve belirli cins böcekler her yıl 35 milyon hektar ormanın yok olmasına da sebep olmakta.

Bu nedenle, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler nezdindeki girişimleri ve çağrısı ile, önümüzdeki hafta perşembe günü, 30 Mart’ta ilk defa uluslararası düzeyde kutlanacak olan ‘Dünya Sıfır Atık Günü’nü de dikkate aldığımızda, geride bıraktığımız bu haftayı, yeryüzünün biyoçeşitliliğinin ve varlığının vazgeçilmez iki unsuru olan ‘Dünya Su Günü’nü ve ‘Dünya Orman Günü’nü de idrak ederek geçirdik. Küresel ölçekte orman varlığını korumak, hem yeryüzünün ‘oksijen’ ihtiyacını korumak, hem de temiz ve içilebilir su kaynaklarını korumak, hem insanoğlunun sağlığı açısından vazgeçilmez pek çok sağlık ürünü ve ilacın üretimini sürdürülebilir kılmak, hem de iklim değişikliğiyle daha etkin mücadele etmek anlamına gelmekte. Bu nedenle, küresel ölçekte iki temel başlık öne çıkıyor: ‘sürdürülebilir su yönetimi’ ve ‘sürdürülebilir orman yönetimi’.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!