“Korona: Kapitalizmin ‘en ağır’ sınavı”

İnsanlık tarihi açısından, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana ki en ağır ‘insanlık’ krizini yaşıyoruz. Bu ‘ağır deneyim’ sonrasında, küresel sistemin aynı kalması mümkün değil. Bu nedenle, ‘koronavirüs krizi’nin sebep olduğu ‘öğrenme’ süreci, bireysel yaşamımız, firmalarımız, devletler ve küresel sistemin tüm kurum ve aktörleri açısından pek çok ‘ezber’in bozulmasına, sorgulanmasına sebep olacak. Gelinen nokta, ‘neoliberal’ anlayışa dayalı ‘piyasa kapitalizm’i açısından tarihinin en ağır ‘insani’, ‘ekonomik’ ve ‘siyasi’ sınavıdır.

‘Maliyet-fayda’, ‘maliyet- kar’ ilişkilerinin sil baştan sorgulanacağı bir sürecin içinden geçeceğiz.

Dünyanın önde gelen ekonomileri ve bilhassa ‘vahşi kapitalizm’in en ağır kurallarının işlediği anglo-sakson bazlı ABD ve İngiltere, sağlık sistemlerinin kendi vatandaşlarına dayattığı ‘ağır faturalar’, ‘zayıf sağlık hizmetleri’, ‘yavaş işleyen sistem’ler boyutunda ağır bir sınavdan geçecekler.

Çin ise bu tablodan kendine pay çıkaracak hiç bir duygu ve düşüncede olmasın.

‘Komünist ve otoriter’ bir devlet yönetiminin ürettiği ‘devlet kapitalizm’inin daha ‘başarılı’ olduğuna dair ‘çıkarımlar’ın mikronu bile aklından bir saniye geçmesin.

Ortada, küresel düzeyde, Çin’e ‘çok ağır’ tazminat davaları açılmasını gerektirecek bir ‘suç’ ve ‘sorumluluk’ söz konusu.

Geçtiğimiz ekim ayında başlamış olan salgını demode bir ‘otoriter-devletçilik’ anlayışıyla ocak ayına kadar saklayıp, bu konuda paylaşım yapan vatandaşlarını ‘gözaltına alan’ bir anlayış artık ‘tarihe gömülmek’ zorunda. Bu nedenle, aynı ‘otoriter- devletçi’ metotlarla salgını bastırdı diye, ‘sakın ha!’ ‘suçlu’ ve ‘sorumlu’ durumundan kurtulacağını; dünyanın gözüne ‘hoş gözükmek’ adına, küresel e-ticaret markalarıyla ve sağlık personeliyle, çeşitli ülkelere ‘yardım seferberliği’ görüntüleriyle, ‘salgını ört bas etme’nin ağır sorumluluğu ve faturasından kurtulacağını zannetmesin.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!