İç Sistemlerin Önemi ve Fırsatların Değerlendirilmesi

İç sistemlerini olgunlaştıran firmaların faaliyetlerini katlamalı olarak büyütme şansı yakalayacağı bir döneme girdik. Bu dönemde özellikle iç kontrol, yasal uyum ve risk yönetimi gibi alanlarda altyapıları yeterli firmalarının piyasada oluşan ticari fırsatları daha hızlı değerlendireceklerini ve yasal uyumun fırsatların önünde bir problem olmayacağını görmekteyiz.

Çünkü iç sistemleri olgun firmaların hem yasal otorite hem de finans kesiminin isteyeceği bilgi ve belgeleri hızlı bir şekilde ilgili taraflarla paylaşacağı bir altyapıları olacaktır. Özellikle Trump sonrası yaşanan global gelişmeler geçmişte sadece finans kesimi için sorgulanan bazı uygulamaların artık kapsamı daha da genişlemiştir. Bu noktadan sonra kıymetli madenler, altın, döviz işi yapan ve e-para şirketleri için iç sistemlerin işler halde olmasının çok büyük bir önemi vardır.

Ağır aksak işleyen bir altyapı hızlı ticaretin, büyümenin ve fırsatların önünde bir engel olacaktır. Özellikle Şubat ve Mart aylarında yayımlanan yönetmelikler ve Borsa İstanbul düzenlemeleri ayrıca Merkez Bankası’nın e-para şirketlerinden beklentileri ve BDDK’nın Tasarruf Finansman şirketlerinden beklentilerinin aynı döneme denk gelmesi tesadüf değildir.

Bu konudaki düzenlemeler global değişimin Türkiye’ye yansımaları olarak okunabilir. Örneğin Kapalıçarşı gibi fiziki altın işlemlerini çoğunlukla kayıt dışı gerçekleştiren piyasalarda artık bankacılık tarafındaki reflekslerle birlikte neredeyse fiziki altın işlemlerini tamamen fiziki ortamda yürütmek bankacılık tarafında işlem yapmak neredeyse mümkün olmaktan çıkmaktadır.

Bu ne demek?

Yaptığınız bir ticaretin bir ucunda banka olduğu zaman tamamen bankacılık üstünden yaptığınız bir faaliyeti çevrimi sonlandırabilirsiniz. Aksi takdirde bankacılık harici kaynaklardan elde ettiğiniz nakdin bankacılık sistemine sokulması her geçen gün kısıtlanmaktadır. Bu yüzden fiziki işlemlerin karşılığının bankacılık sisteminde mevcut olan nakit ile kapatılması mümkün hale gelmiştir. Geçmişte bunun böyle işlemediğini valizlerle ve çuvallarla banka şubelerine yatırılan nakit ile fiziki işlemlerin kayıt içine alındığını bilmekteyiz.

Özetle geçmiş ticari alışkanlıkların artık gerçekten geçmişte kaldığı büyümek için tamamen kaydi ortamda işlem yeteneği olan firmaların fırsatları değerlendirebilecekleri aksi takdirde ticaretin sürekli krizler yaşayacağı bir dönemin içinden geçiyoruz.

Eğer burada firmalar önlem alır müşterini tanı kurallarını (KYC) işletmezse, iç kontrol ve yasal uyum altyapılarını iyileştirmezlerse, Masak mevzuatı çerçevesinde faaliyetlerini destekleyici belgeleri işlem öncesi kontrolleri gerçekleştirip işlem öncesi yine bu tür evrakları arşivlemezlerse çok fazla riskli alanda kalacaklardır. Bu risklerde hem yasal ceza resimleri hem de ticari fırsatların kaçırılmasıdır.

Bu kapsamda Borsa İstanbul çatısı altında ilgili piyasalarda faaliyet gösteren kıymetli madenler aracı kuruluşları ve ilgili diğer şirketler, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile ilişkili Yetkili Müesseseler ve Merkez Bankası ile ilişkili e-para şirketleri için aşağıdaki sistemlerin kurulması, işler halde aktif süreçlerin içine yerleştirilmesi ve işlem öncesi kontroller ile birlikte sağlıklı bir arşivleme sisteminin uygulamayı alınması gerekmektedir.

Bu sistemler;

  • İç kontrol
  • Yasal uyum
  • Altın tedarik zinciri prosedürleri ve uygulamaları
  • Müşterini tanı kuralları
  • Risk yönetimi ve
  • İç denetim uygulamaları

olarak sıralanabilir.

İşletmeler mevzuata ilişkin düzenlemeleri mevcut yetkinliklerini bir üst aşamaya taşımak ve faaliyetleri büyütme noktasında bir fırsat olarak görürlerse kuşkusuz bu sistemlerin çıktıları sayesinde global işbirlikleri fırsatlarını yakalarlar ve ithalat-ihracat işlemlerinde öne çıkma şansı yakalarlar.

Prof. Dr. Davut Pehlivanlı
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
Kurucu, GRC Management
https://grcmngmnt.com