Haftalık Borsa Yorumu – (21-25 Nisan 2025)

Piyasalarda dalgalı seyir sürüyor.

İç piyasalar geçen hafta TCMB faiz kararına odaklandı. Politika faizi 350 baz puanlık artışla %46, gecelik borç verme faizinde 300 baz puanlık yükselişle %49 oldu. Borç verme faizi de yükseltilerek bir manevra alanı açılmış oldu. 19 Mart ile başlayan siyasi sürecin mali tabloya yansımalarını tedavi aşamasında alınan TCMB kararlarını bir zorunluluk olarak görmek gerekir. Nedenlerini sorguladığımızda; Döviz kurlarındaki artış ve kur geçişkenliğine bağlı olarak artan enflasyon kaygıları, TCMB rezervlerdeki düşüş, yabancı yatırımcıların tahvil bono ve hisse satışları yani sıcak para çıkışları, tasarruflardaki dövize yönelim gibi gerekçeler sayılabilir. TCMB toplantı metninde nisan ayında enflasyonda bir miktar artış olabileceği ifadesi var. Haziran 2023 ayından bu yana uygulanan ve iki yıla yaklaşan ekonomik programın en önemli ayağı enflasyon. Enflasyon açısından ise döviz kurlarının seyri büyük önem taşıyor. Kurlar aynı zamanda carry trade işlemleri için de çok önemli bir kriter. TCMB rezervlerinde son haftalardaki düşüş oldukça belirginleşti. Swap hariç TCMB net rezervler eksi 65 milyar dolardan uygulanan ekonomik programın etkisiyle artı 71 milyar dolara kadar yükselmişti. 11 Nisan ile biten haftada 20.8 milyar dolara geri çekildi. Brüt rezervler ise tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 171 milyar dolara ulaşmıştı. Son açıklanan verilere göre 147.5 milyar dolara geriledi. Bankalarda yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı ise 191.2 milyar dolara ulaştı. Son dört haftalık carry trade pozisyonlarındaki azalma 13.2 milyar dolar oldu. Aynı süre zarfında hisse senedi ve tahvil bonodaki yabancı çıkışları 9.5 milyar dolara yaklaştı. Bu rakamları alt alta sıraladığımızda TCMB’nin aldığı kararın önemi daha net anlaşılıyor. Ayrıca; Piyasaya güven vermek, TL’yi savunmak, TCMB’nin kredibilitesini korumak adına yerinde ve doğru bir karardı. Paranın fiyatı faizdir. Faiz artırımıyla, kredi faizlerinin de yükselmesi ve reel ekonomi üzerinde yavaşlatıcı bir yansımasının olması olasıdır. Bunlar olayın sonraki aşamaları ve her ilacın yan tesirleri olacaktır. Bu operasyonun yapılmasının aciliyeti vardı. TCMB bin bir zahmet ve maliyetle biriktirilen rezervlerini daha fazla harcayamazdı. Zaten son dört haftada bunu denedi. Bin bir zahmetten kastımız, faizler yükseltilerek ciddi bir maliyet ödendi, programlar hazırlanıp yerli ve yabancı yatırımcıların TL’ye ilgisi sağlandı. İhracatçının döviz bozdurma zorunluluğu %40’a kadar artırıldı. Bu aşamada ileriye projeksiyon tutmak yararlı olacak. İzlenecek başlıca parametreler; Döviz kurlarının seyri, TL’ye yerli ve yabancı ilgisinin tekrar sağlanması, carry trade işlemleri ilk akla gelen konu başlıkları. Yolu yarılamışken geri dönülüp aynı yol tekrar yürünecek. Diğer talihsizlik içeride bu gelişmeler olurken dış konjonktürün de oldukça dalgalı olması. Bu yıl için TCMB faiz tahminleri doğal olarak yükseldi. ABD’li yatırım bankası Morgan Stanley, Türkiye için yıl sonu politika faizi beklentisini % 36’ya yükseltti. Daha önceki tahmini %33,5 idi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “piyasa dalgalanmaları beklentileri kısa vadede bir miktar bozmuş olabilir ancak hedef alanının içinde kalacağımıza inanıyoruz” derken bir bakıma bu yöndeki beklentileri teyit etmiş oldu. TCMB faiz artırımının piyasalara yansımalarına baktığımızda; Borsanın en ciddi rakibinin faizdir. Bu açıdan sermaye piyasaları için iyi haber değil. Mevduat faizlerinin de paralel olarak yükselmesi olasıdır. Ancak mevduatta %15’e kadar stopajlar mevcut. Bu net getirileri biraz törpülüyor. Bazı kesimlerce dillendirilse de stopajda bir indirim olup olmayacağını bilmiyoruz. TCMB faiz artışıyla döviz kurlarında henüz ciddi bir yavaşlama hissedilmedi. Konut sektörü başta olmak üzere reel ekonomi üzerindeki yavaşlatıcı etkileri yanında şirketlerin finansman giderlerinde artışlar olağan bir sonuç. Borsa İstanbul, TCMB faiz kararına ilişkin fiyatlamalarla birlikte temkinli görünümünü sürdürüyor.

ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı ana gündem olmaya devam ediyor. Karşılıklı hamleler ile zirve yapan gümrük tarifeleri ABD kaynaklı açıklamalara göre %245’e kadar dayandı. Çin ise %125’te kaldı. Henüz geri adım yok. Fakat ilave artırım da görülmüyor. Ancak, ABD Başkanı Donald Trump, “Çin’e uygulanan gümrük vergilerini artırmaya devam etme konusunda isteksiz olduğunu çünkü bunun iki ülke arasındaki ticareti durma noktasına getirebileceğini, Pekin’in bir anlaşma sağlamak amacıyla defalarca temasa geçtiğini açıklaması” kayda değer. Biraz “savaş baltaları” gömülmüş havası var. ABD ile Çin’in ekonomik olarak birbirine karşı mecburiyetleri söz konusu. Küresel ekonominin de bu savaşa tahammül gücü zayıf. Olaya bu açıdan bakınca er veya geç belirli bir noktada buluşup anlaşmak durumundalar gibi bir sonuç ortaya çıkıyor. Ama biraz daha sabırlar sınanacak gibi. Olası bir anlaşma piyasalar için ciddi bir iyimserlik kaynağı olur.

Borsa İstanbul’da dalgalı seyirle birlikte yön arayışının devamı beklenebilir.

@ParaBorsaNet'i Twitter'da Takip Et!

ÖNEMLİ HABERLER VE GÜNCEL PİYASA YORUMLARINI KAÇIRMAMAK İÇİN BURAYA TIKLAYARAK HEMEN TWITTER'DA BİZİ TAKİP EDİN!