Haftalık Borsa Yorumları – (8-12 Mart 2021)

Borsada tepki alımları görülmekle birlikte direnç seviyeleri henüz geçilmiş değil. Döviz kurlarında tepki alımları devam ederken gösterge tahvil faiz oranları ise yükseliş gözlemlendi.

Piyasalarda ABD tahvil faiz oranlarındaki dalgalanmalar etkisini sürdürüyor. Altın, gümüş başta olmak üzere bazı emtia fiyatlarıyla, Euro ve Dolar paritelerine etkileri daha derin olurken borsalardaki düşüşler sınırlı kaldı. Enflasyon kaygılarının ABD uzun dönem faiz oranlarını yukarı çekmesi geçtiğimiz günlerde piyasalar tarafından belli ölçüde fiyatlanmıştı. Ancak ABD Merkez Bankası Başkanı (Fed) Powell’ın günü yaptığı açıklamalar ve ABD tarım dışı istihdam verileri tedirginliği artırdı. Fakat geçen haftanın kapanışında ABD Borsalarının ekonomideki toparlanmayı olumu yönde fiyatlamasıyla tedirginlik biraz azaldı. Fed faiz oranı ve para politikası, sadece TL dâhil gelişen ülke para birimleri ile borsaları için sıcak para akışı açısından değil küresel piyasalar için de çok önemli bir parametre elbette. Ancak enflasyon beklentisi ve faiz artışına karşılık Fed’in pandemi ortamında parasal sıkılaştırmaya gitmek ve faiz artırmak gibi bir politika da beklenmiyor. Fed Başkanı Powell daha önce yaptığı açıklamalarda birçok defa Fed faiz oranı 2022 yılına kadar sıfıra yakın kalacak demişti. İlk aşamada kısa süreli bir panik havası yaşansa da borsaların ABD tahvil faiz artışına duyarlılığının azalmasında, ekonomideki toparlanma eğiliminin sürüyor olması ve Fed para politikasının değişmeyeceği beklentisinin de payı olabilir. Bununla birlikte ‘faiz yükselişi sürerse piyasaları bir süre daha baskı altında tutabilir’ vurgusunu da yapmakta yarar var. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Naci Ağbal, “para politikasındaki sıkı duruşu enflasyonda yüzde 5 hedefine ulaşana kadar sürdüreceğiz” açıklamasını yeniledi. Beklentilerin biraz üzerinde gelen Şubat enflasyonu, döviz kurlarının tekrar yükseliş eğilimine girmesi ve ABD tahvil faizlerindeki yükseliş gibi üç önemli gelişme bir arada düşünüldüğünde bu açıklama sözlü yönlendirme açısından yerinde bir adım olarak değerlendirilebilir. Bunun 18 Mart toplantısında bir faiz artışı için sinyal mi yoksa sadece sözlü yönlendirme olarak mı kalacağı konusu bu aşamada soru işareti. Ancak JP Morgan gibi bazı yabancı yatırım bankaları 100 baz puanlık bir faiz artışı beklediklerini açıkladılar. Dış dünya ile karşılaştırıldığında TCMB politika faizi zaten yüksek ve enflasyonun üzerinde. Yeni bir faiz artışının çok yararı olur mu tartışılır. O tarihe kadar ABD tahvil faizleri ve içeride döviz kurları biraz sakinleşirse bu tartışma da etkisini kaybeder. Önümüzdeki hafta işsizlik oranı, ödemeler dengesi-cari denge, sanayi üretimi, TCMB beklenti anketi ile bir süredir hazırlığı yapılan ekonomik paketin açıklanması var. Dışarıda ise ABD enflasyon verileri ile Avrupa Merkez Bankası toplantısı izlenecek. Avrupa’dan faiz değişimi beklenmiyor. Petrol fiyatlarındaki yükseliş de kayda değer bir gelişme. Petrol ithal eden Türkiye için döviz kuru artışı ile petrol fiyatındaki yükseliş, maliyet enflasyonu açısından hiç iyi değil tabi ki.

Endekste kâr satışları destek noktalarında tepki alımlarıyla karşılaştı. İlk destekler 1.528- 1.523 seviyelerinde. Bu seviyenin kısa dönem için önem kazanmış durumda. Aksi takdirde sonraki destek noktaları 1.500 ve 1.480 seviyelerinde. İlk dirençler ise 1.575-1.583 seviyelerinde. Bu seviyelere hareketlenmelerde kâr satışları görülebilir. Sonraki direnç ise 1.600-1.640 seviyesinde görülüyor. Endekste tepki yükselişi etkisini sürdürmekle birlikte direnç seviyelerinde satışla görülebilir.