Haftalık Borsa Yorumları – (28 Mart – 1 Nisan 2022)

Dalgalı seyrini sürdüren piyasalar Rusya-Ukrayna savaşının gölgesinde kalmaya devam ediyor. Ancak fiyatlamaların belli ölçüde yapılmış olması nedeniyle daha zayıf etkilerden söz etmek mümkün.

Savaşın seyri başka yönlere evrilirse yeni fiyatlamalar gündeme gelebilir. Şu an için uzak ihtimal görülse de nükleer silah kullanımı gibi gelişmelere piyasalar kayıtsız kalamaz. ABD Başkanı Joe Biden NATO zirvesinde yaptığı açıklamada, Rusya’nın Ukrayna’da kimyasal silah kullanması durumunda karşılık vereceklerini ve bu karşılığın da kimyasal silahın kullanım şekline bağlı olacağını söyledi. Geçtiğimiz haftanın konularından biri de Brüksel’deki NATO ile G7 Ülkeleri zirvesi ve Rusya karşıtı cephenin bir anlamda saflarını sıklaştırması oldu. Zirvede; Rusya’ya yaptırımlara devam mesajıyla birlikte çatışmanın NATO ve Rusya savaşına dönmesinin engellenmesi, Çin’in Rusya’ya destek vermemesi, barış çabalarının sürdürülmesi görüşlerine yer verildi. Çin’in tutumu da ayrıca takip ediliyor. Savaşın ilk günlerinde Rusya yanlısı tavır daha sonra tarafsız kalma ve Rusya ile çok da birlikte görülmeme yönüne doğru gelişti. Çin’in ticaretinin önemli bir kısmı ABD ile. Rusya’dan ise herhangi bir geri adım söz konusu değil, müzakerelerden henüz bir anlaşma çıkmadı. Yapıtımlar ve diğer yandan savaşın sürüyor olması belirsizliği beraberinde getiriyor. Bu görünümün piyasaya etkileri ise borsalardaki tepki çıkışında zayıflama, altın ve petrol fiyatında yükseliş eğilimlerinin korunması şeklinde yansıyor. Altının ons fiyatı kısa süreli gerileme sonrası “güvenli liman” ihtiyacına bağlı olarak tekrar çıkışa dönerken petrol fiyatlarında yükseliş hareketi biraz ivme kaybetmekle birlikte sürüyor. Bunda enerji ihtiyacının önemli bir bölümünü Rusya’dan tedarik eden Avrupa ve Almanya’nın enerji yaptırımlarına temkinli yaklaşmasının payı var. Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck, ülkesinin Rusya’ya enerji konusunda ambargo uygulamaya hazır olmadığını söyledi. ABD geçtiğimiz günlerde Rusya’dan enerji ithalini yasaklamış olmasına rağmen son NATO ve G7 Zirvesi’nden Rusya petrolüne ambargo kararı çıkmadı. Bununla birlikten son günlerde, Almanya ve Avrupa’nın Rusya petrolüne alternatif arayışları, aşırı fiyat yükselişleri, küresel ekonomideki büyüme tahminlerinin aşağı yönlü revize edilmesi ve Çin’de artış gösteren Omicron salgınının petrol talebinde gerilemeye neden olabileceğine dair görüşler var. İleride bu yönde gerçekleşmeler söz konusu olursa petrol fiyatlarındaki yükselişi zayıflatması muhtemeldir. Çin’de artan Kovid vakaları piyasalar tarafından çok fazla fiyatlanmasa da gündemde yer almaya devam ediyor. Pekin’de Nisan ayı sonunda yapılması planlanan otomobil fuarının artan COVID-19 vakaları nedeniyle ertelendiği bildirildi. Gündem zor ama piyasalar özellikle yüksek enflasyona karşı korunma ve getiri peşinde. Bu açıdan önemli alternatifler arasında yer alan borsaların canlılığını korumasını olağan karşılamak gerekir. Diğer yandan borsalar için olumlu yönde fiyatlanacak beklenti var mı sorusunun cevabı da zor. Merkez bankalarının faiz artırımları ve parasal sıkılaşma politikaları, aşağıya çekilen büyüme oranları, savaşın getirdiği belirsizlikler mevcut.

Dış piyasaların gündeminde ABD Merkez Bankası (Fed) başta olmak üzere merkez bankalarının para politikaları. Fed ilk hamleyi Mart toplantısıyla yaptı ve faiz artışına başladı. Şimdi tartışmalar faiz artırımlarındaki adım ve sayı üzerinde yoğunlaşmış durumda. Ağırlıklı olarak 50 baz puanlık adımlar ve 2022 yılı için 7 faiz artışı şeklinde tahminler yapılıyor. Bu arada diğer merkez bankalarında da faiz artış haberleri gelmeye devam ediyor. G.Afrika 25 baz puan artışla faiz oranını
%4.25 seviyesine yükseltirken Meksika Merkez Bankası ise faiz oranını yüzde 6,0’dan yüzde 6,5’e çekti. Faiz artırımlarında temel gerekçe yukarıda bahsettiğimiz üzere yüksek enflasyonla mücadele tabi ki. Pandemi sürecindeki tedarik sorunları bitmeden Rusya-Ukrayna savaşı geldi. ABD Başkanı Joe Biden, “Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonucunda dünya gıda kıtlığı yaşayacak” ifadesini kullandı. Bu bakımdan enerji ve tarım emtia fiyatları dikkatle takip ediliyor. Piyasalar savaşı petrol, doğalgaz ve gıda fiyatları üzerinden okuyor desek yanılmış olmayız. Diğer yandan her ne kadar 2022 yılı küresel ekonomi için büyüme tahminleri düşürülse de özellikle istihdam verileri iyi gelmeye devam ediyor. Önümüzdeki Cuma günü mart ayına ait ABD tarım dışı istihdam verileri açıklanacak (beklenti 450 bin, önceki 687 bin). Son 40 yılın en yüksek seviyesine ulaşan enflasyonu hariç tutarsak ekonomik verilerdeki olumlu seyir ABD borsalarını destekleyen bir gelişme. Geçen yılı yüksek büyümeye bağlı olarak şirketler yılı oldukça kârlı kapatmıştı. Bu yıl için aynı performansı yakalaması zor olacak. Ayrıca zorlu gündeme rağmen bu gelişmeler borsaları ne kadar daha taşıyabileceği sorusuna net bir cevap vermek zor. Türkiye ise yüksek enflasyon ve düşük faiz politikasıyla dış dünyadan ayrışmasını sürdürüyor. Rusya-Ukrayna savaşının Türkiye’yi jeopolitik konumu nedeniyle stratejik açıdan öne çıkarmasının ekonomiye katkıları olabilir yönündeki değerlendirmeler gelmeye devam ediyor. Henüz sonuçlarını görmek açısından oldukça erken olmakla birlikte şimdilik olumlu bir etkiden söz etmek zor. Bu aşamada pahalılaşan enerji ve gıda fiyatlarını dikkate alırsak Türkiye daha çok faturasını ödüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Hollanda Başkanı ile görüşmesi ve NATO zirvesinde dile getirdiği, bazı NATO ülkelerinin Türkiye’nin savunma sanayine yönelik ambargo ve kısıtlamaların kaldırılması, AB ile üyelik müzakeresi fasıllarının açılması ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakerelerine başlaması gibi bir durum gerçekleşirse bu piyasalar için olumlu yönde bir fiyatlama konusu olabilir. Bu durumda Türkiye’ye sermaye girişi olasılığı tartışmaya açılır.

Savaş ile ilgili belirsizliklere bağlı olarak piyasalarda yön arayışı öne çıkarken bu aşamada borsalarda toparlanma çabalarının güç kazandığını söylemek zor. Dalgalı seyrin devamı olası görülüyor.