Haftalık Borsa Yorumları – (18-22 Nisan 2022)

İç piyasalarda olumlu hava devam ediyor.

Borsa İstanbul’da Şubat ayının son haftasından itibaren başlayan ralli sürüyor. Banka hisselerinin lokomotif işlevi sürmekle birlikte çıkış hareketi genele yaygınlık göstererek yeni zirveler deneniyor. Dış borsalardan belirgin bir olumlu ayrışma var. Bu çıkışta düşük fiyat kazanç oranlarının önemli payı var. BIST100 Endeksi fiyat kazanç oranının halen 8.3 seviyelerinde seyrettiğini dikkate alırsak Borsa İstanbul için pahalı demek zor. BIST100 Endeksi Aralık/2021 ayında 2.400 iken fiyat kazanç oranı 10 seviyelerindeydi. Ancak borsada yılbaşından bu yana ciddi bir getiri var. Bu açıdan primli olduğunu söylemek mümkün. Dow Jones Endeksi (ABD) ve Dax Endeksi (Almanya) ise yılbaşına göre kayıptalar. Borsa İstanbul’daki çıkış hareketini değerlendirirken yüksek enflasyona karşı alternatif getiri arayışlarını da dikkat almak gerekir. Enflasyon (TÜFE) %61.14, buna karşılık mevduat faizi %20’nin altında. Tahvil bono (DİBS) faiz oranları %22-24 seviyelerinde, döviz kurları uzun süredir yatayda. Gayrimenkul ise önemli alternatifler arasındaki yerini koruyor. Düşük faiz ve eksi faiz (enflasyon faiz farkı) ile birlikte bankalardaki kredi genişlemesi de sürüyor. Yılbaşında 4.9 trilyon TL olan bankaların kredi büyüklüğü 8 Nisan itibariyle 5.5 trilyon TL’yi geçti. Bir yıl önce 9 Nisan 2021 tarihinde 3.7 trilyon TL idi. Tabi ki eksi faiz (enflasyon faiz farkı) ve kredi genişlemesinin enflasyon başta olmak üzere makroekonomik veriler üzerindeki etkileri de var.

TCMB ve Avrupa Merkez Bankaları, geçen haftaki toplantılarında beklendiği üzere faizde değişikliğe gitmedi. Toplantı sonrası yapılan açıklamalar üzerinde ise daha çok duruldu. TCMB’nin toplantı metninde yer alan “makroihtiyati politika setinin güçlendirilmesine karar vermiştir” ifadesi için farklı değerlendirmeler veya tahminler yapıldı. Kastın ne olduğunu bekleyip göreceğiz. Bu konuda net bir görüş henüz yok. ABD’li ünlü yatırım bankası JPMorgan, TCMB için yıl sonuna kadar politika faizini yüzde 14’te bırakacağı beklentisini koruduğunu açıkladı. TCMB, yüksek enflasyon ve dış dünyadaki faiz artırım sürecine rağmen düşük faiz politikasını sürdürüyor. Diğer yandan Avrupa Merkez Bankası’ndan toplantı sonrası yapılan açıklamalarda; 3. Çeyrekte varlık alımlarının bitirilmesinin ardından faiz artırımı yapılacağı görüşlerine yer verildi. Faiz artırımı için bir tarih verilmemesi ve şartlara göre karar verileceğinin işaret edilmesi açıklamaların biraz güvercin tonda bulunmasına neden oldu. Toplantının ardından euronun zayıf seyrini sürdürmesi bir bakıma bunu teyit etti. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde basın toplantısında tanıdık ifadeler kullandı. Ağırlıklı olarak Rusya-Ukrayna savaşının olumsuz yansımaları, yüksek enflasyon ve aşağı yönlü risklerden söz etti. Avrupa Merkez Bankası’nın Rusya-Ukrayna savaşından daha derin etkilenmesi nedeniyle resesyon ve stagflasyon riskine bağlı olarak parasal sıkılaşma konusunda tereddüt yaşaması olağan bir gelişme. ABD Merkez Bankası (Fed) ise para politikasını çok önceden açıkladı. Mart ayında faiz artırım süreci başladı, mayıs toplantısında bilanço küçültme başlayacak. Tartışma konusu daha çok faiz artırım adımları ve yılı hangi faiz oranından tamamlayacağı yönünde. Bir değer dikkat çeken açıklama IMF’den geldi. IMF Başkanı Kristalina Georgieva, Rusya-Ukrayna savaşının ekonomik beklentileri zayıflattığını, küresel ekonomik görünümün “olağanüstü derecede belirsiz” olduğunu, yüksek enflasyonun ise birçok ülke için açık bir tehlike haline geldiğini söyledi. Ayrıca, enflasyonun küresel toparlanma için büyük bir aksama olduğunu söylerken ekonomik açıdan büyüme düşüyor ve enflasyon yükseliyor.” dedi. ABD Hazine Bakanı Janet Yellen’ın, önümüzdeki hafta küresel bir gıda güvenliği krizini ele almak için üst düzey uluslararası finans yetkilileriyle bir toplantı yapacağı, IMF de dahil olmak üzere kurumların başkanları, Rusya’nın neden olduğu rekor fiyat artışlarının korkunç sonuçlarını ele almak için harekete geçme çağrısında bulunacağı açıklandı. Koronavirüs, ardından Rusya-Ukrayna savaşı, sonrasında Çin’de karantinalara neden olan Omicron vakaları ve en yetkili ağızlardan gıda güvenliğiyle açlık söylemleri durumun ciddiyetini gösteriyor. Bu açıdan merkez bankalarına ilişkin beklentilerde kesin ifadeler kullanmaktan kaçınmakta yarar var. Küresel ekonomi savaş dahil zor bir süreçten geçiyor. Bu nedenle önümüzdeki dönemde piyasalar da dalgalanmalara oldukça açık olacak.

2022 yılının ilk çeyreğine ait bilançoların yayını geçen hafta başladı. Borsa İstanbul’da birkaç şirket bilançosunu açıklarken ABD’de Goldman Sachs, Morgan Stanley, Citigroup başta olmak üzere ünlü şirketlerden bilanço haberleri daha yoğun şekilde gelmeye başladı. Bazı şirketlerin bilanço kârları beklentileri karşılamadı. ABD’de dikkat çeken diğer haber ise Tesla’nın CEO’su Elon Musk’ın Twitter’ın tamamına talip olmasıydı.

Geçtiğimiz günlerde yaşanan geri çekilmenin ardından altın ve petrol fiyatlarında tekrar yükseliş görüldü. Brent petrol 110 dolara yükselirken altının ons fiyatında 1.980 seviyesinin üzeri test edildi. Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) İcra Direktörü Fatih Birol, şu an yaşanan enerji krizinin 1970’lerden çok daha farklı ve ağır olduğunu, 24 Şubat’ın küresel enerji krizinin başlangıç tarihi olabileceğini belirtti. Petrol fiyatında ise ağırlıklı olarak savaşın etkileri hissediliyor. Altın fiyatında,

yükselen tahvil faiz oranları ve Fed’in parasal sıkılaşma politikasıyla değer kazanan ABD dolarına rağmen Rusya-Ukrayna savaşına bağlı güvenli liman ihtiyacı ve yüksek enflasyon etkili.

Borsa İstanbul’da hisse senetlerinde son birkaç haftadır küçük tutardaki yabancı alımları artış gösterdi ve 8 Nisan haftasında 245 milyon dolar olarak gerçekleşti. Tahvil bonoda (DİBS) ise 38 milyon dolarlık satış vardı. Hisse senetlerinde yabancı yatırımcı payındaki gerileme durdu ve yerini hafif yükselişe bıraktı. Yabancı katılımının devam etmesi borsadaki çıkışın devamı açısından önemli.

Borsa İstanbul’da çıkış trendi ve olumlu hava sürüyor. Ancak borsaların sürekli yükselemeyeceği, önemli direnç bölgelerine yaklaşıldığı, genelde uzun çıkış ve düşüş trendlerinde oluşan körlük ve gündeme duyarsızlık gibi durumlara karşı dikkatli olmak gerekliliğine dikkat çekmekte yarar var.