Kuantum teknolojisi, fiziğin derinliklerinden doğup finans dünyasının kalbine inmeye başladı. Yıllar boyunca “klasik bilgisayarların sınırlarını zorlayan” bir kavram olarak görülen bu teknoloji, artık yalnızca laboratuvarlarda değil, yatırım bankalarının işlem odalarında da konuşuluyor.
Atom altı parçacıkların garip davranışlarından güç alan kuantum bilgisayarlar, bilgi işleme biçimimizi temelden değiştiriyor. Süperpozisyon ve dolanıklık gibi ilkeler sayesinde aynı anda birden fazla olasılığı hesaplayabiliyor; bu da onları özellikle finansal modelleme ve optimizasyon gibi karmaşık alanlarda benzersiz kılıyor.
Kuantum ile ilk işlemler: HSBC ve IBM tarih yazıyor
22 Eylül 2025 tarihinde HSBC, IBM ile birlikte finans dünyasında bir ilke imza attığını duyurdu: Duyuru, HSBC’nin algoritmik tahvil işlemlerinde kuantum destekli bir model kullanarak tahvil emirlerinin gerçekleşme olasılığını tahmin etmede %34’lük bir iyileşme sağladığını ortaya koydu.
Bu başarı, klasik bilgisayarların çözemediği bir problemi kuantum hibrit yaklaşımla ele aldı. IBM’in Yorktown Heights’taki Thomas J. Watson Araştırma Merkezi’nde yürütülen çalışmada, HSBC’nin küresel algo kredi ticareti ekibiyle IBM’in kuantum araştırmacıları omuz omuza çalıştı. Bu, yalnızca teknik bir sıçrama değil; finansal kurumların karar alma hızını, işlem doğruluğunu ve likiditeyi artırma yönünde atılmış dev bir adım.
HSBC’nin Grup Kuantum Teknolojileri Başkanı Philip Intallura, bu gelişmeyi “bugüne kadar kuantum programımızın en somut başarısı” olarak tanımlıyor. Amaç yalnızca hız değil; riskleri daha iyi ölçmek, fırsatları daha erken yakalamak. Yüzde 34’lük tahmin doğruluğu artışı, bir yatırım bankası için milyarlarca dolarlık karar ağında ciddi bir fark anlamına geliyor. Çünkü bir tahvil işlemini birkaç milisaniye önce ya da sonra yapmak, devasa kazanç ya da kayıplar doğurabiliyor. HSBC’nin algoritması artık bu farkı daha doğru öngörebiliyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!



