FED Başkanı Değişimi Ve Türkiye Ekonomisine Olası Etkisi

Utku Altunöz – 04.01.2018

Değerli takipçilerim. Öncelikle hepinizin yeni yılını kutluyorum. Yeni yılda sağlık, mutluluk ve barış diliyorum. Türkiye vb. gelişmekte olan ülkeler için gelişen ülkelerde meydana gelen gelişmeler oldukça önem arz etmekte. Dünyanın en önemli ekonomisi olan ABD işin içine girince bu önem kat ve kat artmakta. Amerika Bileşik Devletleri merkez bankası Federal Reserve (FED) ne zaman bir karar alacak olsa sonrasında olası etkileri ve buna diğer ülke otoritelerinin nasıl cevap vereceği gündeme oturur. İş bu denli önemli olunca FED deki başkan değişimi de bizler için o kadar önemli olmaktadır.

Son FED başkanı Janet Yellen yeni keynesyen iktisatçı kimliği ile tanınan ve akademisyen kökenli bir profil çizmekteydi. Yeni Başkan Powell ve nasıl bir profilde olacağı son zamanlarda en çok tartışılan konuların başında. FED başkan ve üyeleri şahin ve güvercin olarak iki sınıfta tanımlanmaktadır. Şahin deyimi son dönemlerde finans piyasalarında güvercinle beraber çok sık kullanılıyor. Şahin kelimesi konuşma dilinde agresif ve saldırgan anlamlarını çağrıştırmakla beraber finans jargonunda da aynı anlamda kullanılmaktadır. Yüksek faizleri benimseyen şahinlere göre yüksek faizler borçlanma cazibesini düşürecek ve bu da kredi talebini azaltarak spekülatif getiri arayan fonların büyüklüğüne yansıyacaktır. Güvercinler ise ekonomik veriler açısından bakarak neden Fed faiz artırımı için aceleci olmamalı şeklinde bir yaklaşımla hareket eder.

Eski Fed Başkanı Ben Bernanke’nin “ılımlı” ve “uzlaşmacı” sıfatlarıyla tanımladığı Powell’ın 2012’den bu yana alınan hiçbir faiz kararına muhalefet etmemesi, Yellen döneminden farklı bir politika izlenmeyeceğinin sinyallerini veriyor. Kişisel görüşüm Trump’ın Yellen yönetimi doğrultusunda politika izleyecek olan Powell’ı özellikle başkan olarak aday gösterdiği yönündedir. Stanford Üniversitesi’nde hukuk eğitimi gören Powell’ın finans alanında hem kamu hem özel sektör tecrübesine sahip olması aday seçilmesinde rol oynayan bir başka faktör. Bu arada Fed başkanının bundan önce ikinci kez atanmaması en son 1979 yılında dönemin ABD başkanı Jimmy Carter’ın William Miller yerine Paul Volcker’ı tercih etmesiyle gerçekleşmesi, Yellen’i ikinci kez aday göstermeyen Trump konusunda demokratları bir hayli sinirlendirmiş durumda. John Taylor gibi finans piyasalarında oldukça etkili bir isme karın Powell’ın tercih edilmesi yeni dönemde Yellen politikalarının devam edeceğinin ve faiz artırımında aceleci davranılmayacağının göstergesi. Diğer bir ifade ile Powell’ın ekonomik aktivitedeki muhtemel zayıflık risklerini öngörerek FED’i daha ihtiyatlı olmaya çağırarak faiz artırımında daha henüz koşulların oluşmadığını düşüncesiyle hareket edecek.

FED’in yeni başkanı ve izleyeceği politika, küresel sermaye hareketlerinin etkilenmesinde oldukça önemli. 2008 krizinin ardından izlenen güvercin politikasıyla FED bilançosu yaklaşık dokuz kat artarak 4.5 trilyon dolara çıkmış, faizler oldukça düşmüş ve yaratılan likidite bolluğundan gelişmekte olan ülkeler ve bu arada ülkemiz çok olumlu etkilenmişti. Daha sonra ABD ekonomisinde yaşanan olumlu veriler ile kademeli faiz artışına giden FED doların tekrar güçlenmesine olanak sağladı. Böylece gelişen ülke paraları baskı altına girdi. Gelişmekte olan ülke paraları yılbaşından bu yana değer kaybettiler. Türk Lirası da dolara karşı yılbaşından bu yana yaklaşık %-8 değer kaybetti.

Doç. Dr. Utku Altunöz
E-mail: utkual@hotmail.com
https://twitter.com/utkualtunoz