Enflasyon ve Reytingde Son Durum

Mahfi Eğilmez – 05.11.2012

İzlediğimiz enflasyon göstergeleri

Üç önemli enflasyon göstergesi izliyoruz her ay.
Tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) bize tüketici düzeyindeki fiyat hareketlerinin ne yönde ve ne boyutta olduğunu söylemenin yanı sıra talep gelişmeleri hakkında da bilgi veriyor.
Üretici fiyatları endeksi (ÜFE), üretici düzeyindeki fiyat hareketlerinin boyutu ve yönünü anlatıyor.
I endeksi, özel kapsamlı TÜFE endekslerinin en anlamlısıdır ve TCMB’ nin para politikası kanalıyla etkileyebildiği mal ve hizmet fiyatlarını gösterdiği için TCMB’ nin para politikasının etkinliğini ölçmekte önemli bir göstergedir.

TÜİK’in açıkladığı Ekim ayı enflasyon verilerini bir önceki ay ve bir önceki yılın aynı ayına ilişkin sonuçlarla karşılaştırmalı olarak aşağıda gösterelim.

 
Ekim 2012
Ekim 2011
Eylül 2012
Eylül 2012 12 aylık
Ekim 12aylık 2012
Ekim 12 aylık 2011
TÜFE
1,96
3,27
1,03
9,19
7,80
7,66
ÜFE
0,17
1,60
1,03
4,03
2,57
12,58

TÜFE

TÜFE, aylık bazda, bir önceki aya göre (1,96 – 1,03 =) 0,93 puanlık bir artış, buna karşılık bir önceki yılın aynı ayına göre (3,27 – 1,96 =) 1,31 puanlık bir düşüş sergilemiş görünüyor. Geçen yılın Ekim ayındaki 12 aylık TÜFE ile karşılaştırdığımızda (7,80 – 7,66 =) 0,23 puanlık bir artışla karşılaşıyoruz.

TÜFE’de Ekim ayında bir düşüş yaşanacağını herkes biliyordu. Bunu Servet Yıldırım’la birlikte CNBCe televizyonunda yaptığımız Son Baskı programlarında defalarca dile getirmiştik. Bu, çok basit bir matematiksel temele dayanıyor: Geçen yılın Ekim ayındaki 3,27 puanlık TÜFE çıkıp da yerine bu yıl Ekim ayında ondan düşük olması beklenen enflasyon oranı girince düşüş otomatik olarak gerçekleşecekti. Öyle de oldu.

ÜFE

ÜFE’deki gelişme daha çarpıcı. ÜFE hem aylık hem de yıllık bazda hızla düşüyor. Eylül ayında 1,03 olan artış oranı Ekim ayında 0,17’ye geriledi. Geçen yılın Ekim ayında ÜFE’nin 12 aylık bazda yüzde 12,58 olduğunu ve 10 puanlık düşüşle bu yılın Ekim ayında yüzde 2,57’ye geldiğini gözönüne getirdiğimizde düşüşün boyutu hakkında daha net bir fikir sahibi olabiliyoruz. Bu oran TÜFE için olsaydı Türkiye’nin gelişmiş ekonomiler düzeyinde bir enflasyon oranına ulaştığını söylememiz mümkün olurdu.

I Endeksi

12 aylık bazda baktığımız bu endeks hem geçen aya hem de geçen yılın aynı ayındaki orana göre düşüş gösteriyor. Eylül 2011’de 6,68 olan oran Ekim ayında 6,11’e düşmüş bulunuyor. 2011 yılının Ekim ayında yüzde 7,67 olan oranın bir yılda 1,56 puanlık bir düşüş göstermiş görünüyor.

Endeks gelişmeleri üzerine yorumlar

TÜFE’deki düşüş Kasım ayında da sürebilir. Çünkü geçen yılın Kasım ayındaki oran 1.73 idi. Bunun altında gerçekleşecek her oran TÜFE’de düşüş sağlayacak. Buna karşılık geçen yılın Aralık ayındaki oran 0,58 olduğu için Aralık ayında düşüş durabilir, hatta artışa dönüşebilir. Bütün bunları dikkate aldığımızda yılsonu TÜFE beklentimiz yüzde 7’nin üzerinde biçimleniyor.

ÜFE ile TÜFE arasında 12 aylık bazda Ekim ayı itibariyle (7,80 – 2,57 =) 5,23 puanlık bir fark var. Bu farkın açılması üreticilerin maliyet artışlarını ürettikleri mallara tam olarak yansıtamadıklarının bir işareti. Ekim ayında önemli zamlar olduğu ve bu zamlar TÜFE’ye yansıdığı halde ÜFE’ye yansımamış görünüyor. Bu farklar ya Kasım ayı ve sonrasında ÜFE’ye yansıyabilir ya da üretimde düşüşe yol açabilir.

I endeksindeki düşüş bize TCMB’nin uyguladığı para politikasının enflasyonla mücadelede başarılı olmaya başladığını gösteriyor. Buna karşılık yılsonunda TÜFE’nin yüzde 7,5 oranında gerçekleşmesi halinde TCMB’nin uyguladığı “enflasyon hedeflemesi” uygulamasında başarıdan uzak olduğunu ortaya çıkarmış olacak. Hedefte yüzde 50 oranında bir sapma başarı olarak kabul edilemez.

TCMB açısından iki tercih söz konusu: (1) Bundan böyle enflasyon hedefini daha gerçekçi saptamak, (2) Hedefi kendi etkisi alanında bulunan I endeksi üzerine inşa etmek.

Fitch Türkiye’nin reytingini BBB- ye yükseltti

Geçtiğimiz hafta Fitch’in Türkiye’nin kredi notunu artırıp artırmayacağı tartışmalarıyla geçti. Piyasa beklentileri görünüm değişikliği veya not artırımı üzerine yoğunlaşmıştı. Notta veya görünümde değişiklik olmayacağını bekleyen pek kimse yoktu. Fitch, bugün yaptığı açıklamayla Türkiye’nin BB+ (durağan) olan kredi notunu BBB-‘ye yükselttiğini açıkladı. İlk kez 1990 yılında BBB reytingi almış olan Türkiye 22 yıl sonra ilk durumuna dönmüş oldu. Bu durumda not artırımı bekleyen tahmincilerin beklentileri de doğrulandı.

Not artışının ekonomiye etkileri

Not artışı Türkiye açısından çok önemli bir gelişme. Ekonomi üzerinde olumlu ve olumsuz birçok etkisi olacak. Bunları sıralamaya çalışayım: (1)Türkiye’ye fon girişi artacak çünkü uluslararası piyasada likidite bolluğu olduğu ve küresel sistemde risklerin azalmadığı bir ortamda Türkiye’nin riski azalmış oldu. O nedenle Türkiye yatırımcının tercih ettiği ülke konumuna gelecek. (2) Döviz girişinin artması TL’nin değer kazanmasına yol açacak. Bu gelişme ihracatın düşmesine ithalatın artmasına yol açabilir. Eğer böyle olursa cari açıkla mücadele önemli oranda güç kaybeder. (3) İthalat artarsa ithalden alınan vergiler artar ve bunun bütçe açığına olumlu etkisi olur. (4) Faiz oranları daha da düşer ve TCMB üzerindeki faiz düşürme baskısı iyice artar. (5) Faizler düşeceği için gayrimenkul yatırımı yeniden çekici hale gelir ve fiyatlarda artış oluşabilir. (6) İMKB’ önce artış, sonra kar realizasyonları nedeniyle düşüş görülebilir ama genel olarak yön yukarı doğru olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir