Cuma Müjdesi Gündemi TCMB’dan Çaldı!

Birkaç gündür tüm gözler, dikkatler bugün 14:00’te faiz kararını açıklayacak

TCMB Para Kurulu Üzerinde toplanmıştı. Çıkacak olası karara göre neler olur yorumları yapılırken, dün cumhurbaşkanının cuma günü vereceğini söylediği müjde haberi, gündemi ve sahneyi TCMB’dan çalmış oldu.

Dün bu sözün sarf edildiği andan itibaren her türlü müjde ihtimali konuşulmaya başlandı. Hemen ilk üçünden bahsedeyim!

1-Karadeniz bölgesi diye söylenen çok ciddi hidrokarbon yatakları bulunduğu müjdesi gelmesi bekleniyor.

2-Dün tv.de bir programda konuğun paylaştığı Çin ile 300-400 Milyar Dolar’lık swap anlaşması müjdesi bekleniyor ki, karşılığında Çin donanmasının Akdeniz’de donanmamızı desteklemesi ve bunun karşılığında Çin’e deniz üssü verileceği spekülasyonu çıktı.

3-Tansu Çiller’in danışmanlığını da yapmış olan kişiden Sabit kur rejimine geçileceği ve TL’nin konvertibilitesinin kaldırılacağı, böylece swap ile TL de alınamayacağı, kur baskısından çıkacağımız söyleniyor.

Gördüğünüz gibi, spekülasyonda sınır yok. Bu nedenle öncelikle cumhurbaşkanının yarın yapacağı açıklamayı duymak, detaylarını öğrenmek ve buna göre strateji düşünmek doğru bir davranış olacaktır. Yoksa, yanlış ve asılsız beklentilerle oluşacak algılar yanlış kararlar alınmasına neden olabilir. Yanlış algılar nedeniyle ciddi zararlar da yapabilirsiniz.

Hemen söyleyeyim, 3.madde çok kolay bir iş değildir. Olabilmesi için dış borçlarınızı istendiği anda kapatacak rezerve sahip olmanız gerekir. Yoksa bankalar dahil yabancı, paramı çekiyorum dediğinde dövizi çıkarıp veremezseniz temerrüte düşersiniz. 1988’de Rusya’nın yaptığı gibi moratoryum ilan etmek zorunda kalırsınız. Yani borçlarımı ödemiyorum demektir. Sonrası da borçların süresinin uzadığı, faizlerin ve bir kısım borcun silindiği konsalidasyona dönüşür. Bu ihtimali beklemiyorum. Ama 2’nci maddedeki Çin ile swap anlaşması olacak olursa, o zaman borçları ödemek için kaynak bulunmuş olur. Lakin bu ihtimali yine de beklemiyorum.

2’nci madde; Yani Çin ile bu çapta bir swap ve karşılığında bahsi geçen anlaşmaların yapılması mümkündür. Ama çok ciddi bir iştir. Çünkü gerçekten eksen kaymasına-değişmesine neden olur. Türkiye Çin ile karşı gireceği yeni bir paktı sağladığı anda NATO’dan çıkmayı düşünebilir. Çünkü İlk Körfez savaşından bu yana yaşananlara bakınız. Dışarıya asker göndermek gerektiği zaman ilk akla gelen NATO gücü Türkler oluyor. Ama sözde müttefiklerimiz, sınırlarımızda biz dahil dört ülkeyi bir şekilde parçalayıp Kürdistan kurmak sevdası ile adım adım ilerliyorlar. En büyük müttefikimiz ABD, kendine terörist olan İran ile yasak ticaret yaptık diye bize yaptırım kararı alabilirken, kendisi bize terörist olan PKK ve türevlerine her türlü askeri malzeme ve mühimmat verebiliyor. Onlarla sınır komşumuz ülkeleri bölüp, yarattığı özerk bölgelerle petrol sözleşmeleri yapıyor.

Diğer büyük NATO müttefiğimiz Fransa, konu biz olunca her alanda gerekirse bize karşı asker kullanma restlerini çekebiliyor. Bizi AB’ye almamak için de Almanya dahil her türlü engeli çıkartıyorlar. Yunanistan’ı saymıyorum. Yunanistan zaten zamanında bizden koparılan yerlerin savunuculuğunu yapması için desteklenen bir maşa konumunda.

Kısacası bir şeyler yapmadığımız takdirde adım adım Irak, Suriye derken devamında İran ve Türkiye’den de toprak alarak büyük bir Kürdistan ile İsrail’in birleştirilmesi planı uygulanıyor. İşte bu gidişatı farklı şekilde durduramazsak, NATO’da kalmanın avantajı değil, sonunda dezavantajını yaşayacağımız görülüyor.

Ama yine de Çin ile böyle bir anlaşma çok kolay olacak bir iş olmaz. Batılı dostlarımızın tüm planlarını alt üst yapacak bir gelişme olacağı için, gerçek çıkarsa Çin bölgeye gelmeden bizi her türlü çatışma ve savaşın içine sokmaya çalışabilirler. Yeni darbe denemelerine muhatap olabiliriz.

1’nci maddedeki enerji rezervleri spekülasyonu gerçek çıkarsa ve bu rezervler Karadeniz’de ise, bu en az sorunlu gelişme olur. Çünkü Karadeniz tamamen bizim bölgemiz olan ihtilafsız bir alan olduğu için kavga-gerilim nedeni olmaz. Tabii çıkarma maliyetleri, rezervlerin büyüklüğü, yatırımın süresi öncelikli detaylar olarak önem kazanacaktır. Böyle bir rezervin çıkartılması için en az 2-3 hatta daha üstünde bir süre gerekecektir. Benzer bir rezerv İsrail tarafından bulunduktan 2 yıl sonra pompalanmaya başlamıştı. Bu nedenle çıkartılması en az 7 yıl sürer düşüncesine katılmıyorum. Çok daha kısa sürede çıkartılabilir.

Türkiye yılda yaklaşık 50 Milyar Dolar’lık petrol ve gaz kullanıyor. Bunun da yaklaşık % 96’sı civarını ithal ediyor. Bu nedenle böyle bir kaynak bulunması, rezervin büyük olması halinde Türkiye açısından çok önemli pozitif bir gelişme olur. Doğal gaz ile elektrik üreten şirketler, Petkm ilk etapta, sonrasında da dogalgazı çıkarma tecrübesi, imkanı olan Enkaı ve Tkfen çok daha fazla etkilenir diye düşünüyorum. Tuprs ise bildiğim kadarıyla petrol işlediği için çok etki görür mü bilemiyorum. Ama böyle bir kaynağın ülke ekonomisine faydası her sektörde olumlu tepkiler yaratır. Ama dediğim gibi, bugünden yarına ekonomiye girmeyeceği için, ilk tepki sonrasında oluşacak hisse ve BIST değer artışlarının önemli kısmının geri verilmesini beklerim. Yani yaşanacak fiyat artışlarında kar fırsatlarının kullanılması doğru olacaktır. Topyekün koptu gitti beklentisinde değilim.

Enerji müjdesi ileri vadede Türkiye ekonomisini cari açıktan kurtaracak, kur baskısını, enflasyon ve yandaşı faiz sorununu çözebilecek bir gelişme olur. Ama enflasyon için asıl kalıcı çözümün üretimden geçtiğini herkesin bilmesi gerekir. Dediğim gibi böyle bir haberle yaşanacak yükselişler hemen peşinden satışlarını da getirir diye düşünüyorum.

Çin swap konusu ise, olası ortaya atılan parasal büyüklük nedeniyle, kur baskısını kıracağı için özellikle kamu bankaları başta bankacılık sektöründe çok pozitif etki yaratacağı için, BIST’e kısa vadedeki etkisi enerji haberinden çok daha fazla olur.

Lakin bu müjdelerin peşinden bir seçim kararı da gelirse hiç şaşırmam. ABD seçimlerinde Biden riski gerçekleşirse diye, böyle bir rüzgarı arkamıza alıp, biz de seçim yapalım denebilir. Çünkü enflasyon ve faizlerde artış yeniden başladı. Cari açık yine büyümeye başladı. TL değer kaybı ve döviz rezervi erimesi durmadı sürüyor. Bu durum bir süre sonra ekonomide ciddi sorunların yaşanmasına, dolayısı ile iktidarın oy kaybının da sürmesine neden olur. Bu yaşanmadan bir erken seçim de gelecek müjdenin sonraki dalgası olabilir.

TCMB Faiz Kararı Ne Olur?

Dün Merkez Bankasının olası kararları hakkında görüşlerimi yazmıştım. TCMB’nın bir süredir likidite baskısı ve sıkılaştırıcı uygulamaları ile her kademedeki faizlerin yükseldiğini görüyoruz. Gecelik faizler % 9.75 ve Geç Likidite fonlama faizi de % 11.25’e yükselmiş durumda. Bu nedenle % -3.51 eksi reel faiz verir duruma geldik. Bu durum sürecek olursa kurlarda yükselişin sürmesini beklerim. Bu durum göze alındıysa bilemem. Ama istenen bir durum değilse, TCMB daha yüksek oranda yapabileceği faiz artışı yeri varken, ilk etapta 75-100 baz puanlık bir faiz artışı yapabilir beklentisindeydim.

Ama cumhurbaşkanının müjde haberi sonrasında, cuma beklenecek, bugün faizlerde değişiklik yapmayacaktır diye düşünüyorum. Yarın yapılacak müjde açıklamasına ve bunun yansımasına göre faiz konusunu gerekirse sonrasında yeniden karara bağlayabilirler. Bunun için de ille de para kurulu toplantıları beklenmek zorunda değildir. Yani istenilenin dışında bir kur atağı yeniden yaşanacak olursa, aylık PPK toplantısı beklenmeden de ara faiz kararı verilebilir. Yani bugün faizlerde değişiklik beklemiyorum.

Olası değişiklik ihtimallerine göre yansımalarını düne ait beklenti yazımda bulabilirsiniz. Umarım ülkemiz için yıllardır süren özellikle kaynak sorunumuzu ortadan kaldıracak, döviz, faiz, enflasyon, cari açık baskısını kırabilecek bir müjde duyarız. Hepimiz bu ülkenin insanıyız. Ülkemizin hayrına olacak her müjde, bunu kimin başardığına bakmadan beni de mutlu eder.

Ama tekrar ediyorum, en mutlu haberin bile ilk andaki etkisi sonrasında getirilerin bir kısmı geri verilecektir. Bu nedenle satış fırsatlarının da kullanılması çok önemli olacaktır. Olası teknik yansımalarını ilgili tablolarımızda paylaşacağım.

Hepinize sağlık ve bol kazanç dilerim.

Aydın Eroğlu
Stratejist Finans Yazarı