‘Çok kutuplu dünya’mı, ‘izole bloklar dünyası’ mı?

İki ‘siyah kuğu’, küresel pandemi ve Rusya-Ukrayna Savaşı tüm dünyayı tarihi bir kırılmanın eşiğine getirmiş durumda. ‘Küreselleşme’ olgusunun tetiklediği ‘serbest küresel ticaret’in ülkelerin 10 bin, 15 bin kilometre uzaktan ürün tedarik ettiği bir dünyada, küresel karbon emisyonunun azaltılması, küresel tedarik zincirinin kabul edilebilir maliyetlerle sürdürülebilir kılınması mümkün olacak mı? Yoksa, dünyanın önde gelen ülkelerinin bir bölümü ‘küresel iklim değişikliği, karbon salınımı, sıfır atık ve yeşil kalkınma devrimi’ kavramlarını dünya ekonomisinin gündemine taşımayı sürdürürken; pek çok nedene bağlı olarak bu kavramlara öncelik veremeyecek veya umursamayacak ülkelerden ürün almayı sürdürecek mi?

Küresel ölçekte bir ‘ikiyüzlülük’ sendromu ile mi karşı karşıyayız? Önde gelen ülkeler ihtiyaçlarını tedarik etmede ‘içe’mi dönecekler; ‘tümüyle serbest’ ve küresel ölçekte yürütülen bir uluslararası ticaretten, küresel pandeminin ve savaşın sebep olduğu ağır ve telafisi imkansız etkilerle, bölgeselleşmeye (intra-regional trade) ve yakın coğrafyadan tedariğe (nearshoring) mi döneceğiz? Bir tarafta, ‘temiz çevre’, ‘netsıfır karbon’, ‘kapsamlı işçi hakları’ ve ‘yeşil enerji’ye, ‘sürdürülebilirlik’ kavramına odaklı standartların geliştiricisi ve koruyucusu bir ülkeler grubu, ‘yüksek standartlar ligi’ üyesi ülkeler ve karşılarında ‘ne olursa olsun ucuza üret’i önceliklendiren, ‘sürdürülebilirlik’ kavramını bir kenara bırakmış ‘düşük standartlar ligi’ üyesi ülkelerle mi karşı karşıya kalacağız?

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!