Babayiğit projesi ya da boşa akıtılan kaynaklarla harcanan yıllar

Atilla Yeşilada – 14.08.2017

Yine uykusuz bir gecenin ardından şişeyle yapılan uzun sohbetler. Güzel nahiyemde açık hava düğün salonu var, milletim de eğlenmeyi pek seviyor. Her gece 21:00 genç insanlar canım kadar sevdiğim, uğruna değil naçiz bedenim, ruhumu dahi feda etmeye hazır olduğum güzel insan RTE’in nasihatini dinleyerek dünya evine giriyor.  Böylesine kutsal bir tören coşkuyla kutlanmaz mı?  Başlıyor davul-zurna. Ama ne çalgı?  Evim beş mil ötede, camlarım çift kat ve ses geçirmez, kulağımda tıpa, TV’de kahramanlar ağır silahlarla zombi biçiyor, ama düğün gürültüsünden  duymak mümkün değil. Benim yaşam hakkımın lafı bile olmaz tabii çoğunluğun canı istediğince eğlenme hakkı karşısında.

Böyle bir kafayla elimdeki makale tercihlerine bakıyorum:  Nereye kayboldu bu enflasyon?  Geçiniz, içimdeki kini boşaltmaz.  Çin’de yavaşlama sonunda başladı.  Hıh, yazsam okur musunuz? Soysal medyada gelecek tepkiyi şimdiden seziyorum. “Boşver FÖŞ, dolar ne olacak, onu söyle sen?”

En iyisi uzun süredir kafamı kurcalayan, daha doğrusu beni acı kahkahalara boğan şu Yerli Oto ya da Babayiğit Projesine bir el atayım. TOBB’un değerli ve ebedi Başkanı Hisarcıklıoğlu’na göre yakında yerli girişimciler açıklanacak ve Türkiye bir asırdır hasretini çektiği %100 yerli ve milli otoya kavuşacak. Gülünç. Gülünç olmanın ötesinde lider lafıyla ekonomik kalkınmaya girişen bir milletin acı akibetinin en somut örneği. Bir ülkenin kıt kaynaklarının bir fantazi uğruna acımasızca israf edilmesinin Harvard Business Review’a kapak olacak bir vaka analizi.  AKP’ye yakın duran medyada 5 yıl her gün manşetten seçmenin gözünü boyamak için kullanılacak bir sahte başarı hikayesi daha.

Devamı için TIKLAYINIZ!