2030 yılından 3 Türkiye manzarası

Van, Mardin ve Diyarbakır’ın HDP’li belediye başkanlarının PKK’yla iltisaklı olduğu gerekçesiyle görevden alınması beni ummadığım kadar kötü biçimde etkiledi.

Ben AKP mevzuunda hiç bir zaman “Al işte, bunlar her şeyi yapar” muhalefet ekolüne dahil olmadığım gibi, PKK ve FETÖ’nün milli birlik ve bütünlük için beka tehdidi olduğunu da kabul ettim. Vatandaş olarak görevim, bu iki sinsi terör örgütü ile her platformda mücadele etmektir.

Ama, bu 3 belediye başkanın PKK’yla iltisaklı olduğu gerekçesiyle görevden alınması PKK’yla mücadele değil. Kardeşim, bu kişiler aday olurken hiç secerelerini incelemedi mi kimse? Gökten zembille mi indiler Kürt Siyasi Hareketi’ne?

Bu icraat PKK’ya değil, demokrasi, sosyal barış ve demokrasiye karşıdır. Halkın sandıkta bahşetmediği iktidarı gasp girişimidir. Kürtlere “Siz ikinci sınıf vatandaşsınız, seçme ve seçilme hakkınız yok” demektir.

Bu skandal beni “Yarın nasıl bir Türkiye?” sorusuna da yöneltti. Gerçekten de, tam bir yol ayrımındayız, hatta üçlü bir çatalda. 2030 yılına geldiğimizde bizi karşılayacak Türkiye’yi önümüzdeki altı ayda yaşanacaklar belirleyecek. Bizi 3 değişik gelecek bekliyor.

Bunların en kötüsüyle başlayayım, çünkü İdlib’de Türk konvoyuna saldırı ve belediye başkanlarının görevden alınması bu senaryoya gerçeklik kazandırıyor. İçine dönük ve kalın duvarlarla bölünmüş Türkiye diyorum ben bu karamsar geleceğe, olasılığı da %20 kadar.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!