2023 Strateji Raporu – II / İnfo Yatırım

Strateji Raporu — II

Yönetici Özeti

Yüz yılda bir gerçekleşen pandeminin etkileri, yıllar sonra çıkan savaşın endişeleri ve global belirsizlikler ile 2021 ve 2022’de karşı karşıya kaldık. Bu süreçlerin yavaş yavaş azaldığı, tedarik sıkıntısına bağlı arz talep dengesizliğinin daha az konuşulduğu 2023 yılında, küresel büyümenin önündeki en büyük engel geçtiğimiz aydan bu yana bankacılık krizi olarak öne çıktı. Faiz artırımlarının etkilerinin bankalarda ileriye dönük risk oluşturması belki bekleniyordu, ama sürecin bu kadar erken gerçekleşmesi piyasalarda sürpriz oldu.

Enerji, emtia ve gıda piyasalarında net ihracatçı konumunda olan Rusya’ya uygulanan yaptırımların etkileri ve global çapta artırılan faizler neticesinde enflasyonun düşüş hızı kısıtlanırken, Rusya’nın Türkiye ile olan iyi ilişkilerinden ötürü Türkiye açısından da ekonomik olarak birçok fırsat penceresi açılıyor. Enerji dağıtım lokasyonunda Türkiye’nin ön sıralarda yer alması, Rusya-Ukrayna Savaşı sonucu Rus vatandaşların birçok ülkede kısıtlanmasıyla Türkiye’ye olan ilginin artması ve gerek turizm geliri gerekse de yolcu trafiği rekorları, Avrupa pazarına olan yakınlığı sebebiyle Türkiye’nin bir cazibe merkezi olmasını sağladı. Öte yandan gelişen dünyada teknolojik yatırımlarının ön plana çıkması da Türkiye’ye doğrudan yatırımın artacağının sinyallerini veriyor.

2023 yılında küresel enflasyondaki gerileme dolayısıyla merkez bankalarının yılın ikinci yarısında faiz artırımı için yerinin kalmayacağı görüşü ağır basarken, bankacılık krizi etkileri sonrasında bu görüş daha da desteklenmişti. Her ne kadar yapılan açıklamalar bunun tersi olsa da regülatör ve toplantılarda verilen mesajlar 2023 yılında ABD tarafından büyüme odaklı stratejiye geçilebileceğini gösteriyor. Çünkü mali risk resesyonu tetikliyor. Bir süredir piyasalarda en büyük soru, “enflasyon mu kontrol altına alınmalı, ülke ekonomisi mi büyümeli?”. Büyüme stratejisine geçişe dair olumlu mesajlar takip edilirken OPEC+ kararı ile yükselen petrol, dolara olan talebin azalmasıyla güvenli liman olarak görülen ve değer kazanan kıymetli madenler enflasyonu tetikliyor olsa da belki de global belirsizlikten en karlı çıkacak ülkelerin başında Türkiye geliyor.

Başka bir deyişle, son bir yılda artan finansman maliyetlerinin 1 yıl ve üzeri vadelerde düşmesi ile olası gevşek para politikalarının gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinde risk iştahının artmasıyla birlikte destekleyici bir konuma gelme ihtimali de söz konusu. Tüm bu etkenler göz önünde bulundurulduğunda ise her ne kadar belli başlı bazı kırılganlıklarımız olsa da resmin bütünü, ülkemiz adına önümüzdeki sürecin büyük fırsatlar barındırdığını ortaya koyuyor. 14 Mayıs sonrasında seçim belirsizliğinin kalkacak olması da yatırımların artması için önemli bir katalist olarak göze çarpıyor.

2023 Yılı İlk Çeyreğinde Ne Oldu?

2023 yılının ilk çeyreğini yurt içi piyasalar baskı ile tamamladı. Endeksi en çok etkileyen hiç şüphesiz 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli asrın felaketi depremin yaşanması oldu. Deprem felaketi yaklaşık 11 ili fiziki olarak etkilerken, ruhen tüm Türkiye’yi etkiledi. Bu süreçte BİST100 endeksi zirve seviyelerinden son dönemin en düşük seviyelerine kadar geri çekildi. Endeks 5 iş günü boyunca işlem görmedi.

Regülatörlerin kararları ve piyasa dinamiklerinin yavaş yavaş oturmaya başlaması sonrasında endekse bir darbe de global taraftan geldi. Global piyasalardaki bankacılık krizinin etkileri yurt içi tarafa da sıçradı. SVB’nin artan faizler neticesinde tahvil zararının etkileri ile iflas etmesi, Credit Suisse ve Deutsche Bank haberlerine ilişkin yoğun gündeme sebep verdi. Bir de bu duruma global taraftaki belirsiz para politikaları eklenince risk iştahındaki düşüş kaçınılmaz oldu.

Yurt içinde 14 Mayıs’ta Genel Seçimler gerçekleşecek. Seçim dönemine yaklaşıldıkça önce aday belirsizliği, sonrasında ise politikalardaki belirsizlik piyasalarda anlam karmaşası yaratırken seçim günü yaklaştıkça gerek adayların ileriye dönük projeksiyonları gerekse de Borsa İstanbul tarafında değerlemelerin ön plana çıkması endeksi tekrar yukarı seviyelere taşıdı.

Yurt İçi Değerlendirme

Geçmişteki genel seçimler incelendiğinde belirsizliğin kalkması nedeniyle risk iştahında artış takip ediliyor. Seçimlerden sonraki ilk işlem gününde kısa vadeli toparlanmalar ve daha düşük volatilite göze çarpıyor. Varlık fiyatlamaları incelendiğinde Dolar/TL kurunda daha belirgin fiyatlamalar göze çarpanken hisse senedi piyasaları da kurun seyrine karşın alıcılı fiyatlanmış.

Devamındaki işlem günlerinde ise kar realizasyonları görülse de orta vadede yükseliş momentumunun korunduğu takip ediliyor. Yatırımcılar yükselişlerde fazla cesaretli, düşüşlerde fazla panik olmamalı. Yatırımcıların aklındaki soru işaretlerini gidermeleri adına yatırım yaptıkları aracı kurumdan destek almalarını öneriyoruz.

Hisse Önerileri Listesi

Rapor için tıklayın.

Kaynak: İnfo Yatırım Strateji Raporu