Yatırım çıkarmasının Batı yönü: Kur, borsa ve neoliberalizm çemberi

Seçimlerden sonra yeni ekonomi kabinesinin kurulmasıyla beraber dış yatırımları dizayn etmek adına ilk temas Körfez ülkeleri ile yapılmıştı. Körfez ülkeleri ile yapılan temaslardan BAE ve S.Arabistan başta olmak üzere çekilecek doğrudan yatırım ve sukuk gibi rakamlar telaffuz edilmiş ancak net bir takvimlendirme yapılmamıştı.

Bu hafta ABD’de hem Cumhurbaşkanı hem de Hazine Bakanı Şimşek tarafından gerçekleştirilecek temaslar ise çok büyük önem taşıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu’na katılacak, Antonio Guterres’in yanı sıra çok sayıda devlet, hükûmet ve kurum lideriyle görüşme gerçekleştirecek. Ziyaretleri kapsamında Elon Musk ile de görüşecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca ABD’li iş insanlarıyla yuvarlak masa toplantısında bir araya gelecek.

Bu toplantıların öncesinde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Goldman Sachs, Citibank gibi ABD’li yatırımcılarla bir araya gelerek çeşitli road show’lar düzenleyecek. Amaç başta yurda doğrudan yatırımların çekilmesini sağlamanın yanında sıcak para ve portföy yatırımlarını da kısa vadede çekmek olacak. OVP programda değinildiği üzere mevcut ekonomik modelde parasal dönüşümle beraber pek çok alt başlık altında yapılması planlanan yapısal dönüşüm ve reformlar var.

Tüm bunların gerçekleştirilebilmesi Türkiye gibi cari açık veren ve tasarruf açığı bulunan bir ülkede haliyle döviz girişine bağlı. Bu temasların özellikle de 19’undaki Goldman Sachs toplantısının ilk etkileri döviz kuru ve faiz seviyelerinde ortaya çıkacak.

Sıcak para diye tabir edilen çok kısa vadeli hisse senedi ve kamu özel sektör tahvilleri gibi yatırım araçlarına olan döviz girişlerinin yüksek faize göre şekillendiğini ve ekonomiye uzun vadede katkıdan çok zarar verdiğini geçmişte çok deneyimledik. Bu nedenle bu toplantılarda büyük yurtdışı fonlarının Türkiye’de göreceli uzun vade yatırım yapması, carry trade gibi unsurlar ön plana çıkabilir.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!