Yaptırımlar küresel ticarette ‘haksızlığı’ arttırıyor

Malum, G7 ülkeleri ve bilhassa ABD uluslararası ekonomipolitikte kendisiyle önemli görüş ayrılıkları içinde olduğunu veya 2. Dünya Savaşı’ndan sonra kurulmuş uluslararası düzene ters duruşu olduğunu düşündüğü ülkelere, 2000’li yıllarla birlikte dozajını iyice arttırdığı, ‘yaptırım’ mekanizması uygulamakta. Büyük bir bölümü Birleşmiş Milletler (BM) kararı olmayan söz konusu yaptırımlar uluslararası hukuk açısından tartışmaya açık durumda olmaları bir yana, uluslararası ekonomipolitik sistemde bir dizi ‘haksızlığı’ da beraberinde getiriyor. Çünkü, BM kararı olmadan, salt bir ülkenin dikte etmesiyle uygulanan bu tür yaptırımlar için, yine aynı ülke dost ve müttefik gördüğü ülkelere bazı esneklikler de tanıyabiliyor.

Oysa, söz konusu yaptırım bir BM kararı olsa ve dünya ülkelerinin ortak tavrını temsil ediyor olsa, ülkeler arasında ‘haksız rekabebet’e sebep olacak uygulamalar söz konusu olmaz. İşin daha da tuhaf olan yönü, söz konusu yaptırım bir BM kararı olmadığından, buna uymak adına bir zorunluluğu olmadığını belirten kimi ülkelere de ‘gözdağı’ verilebilirken, aynı şekilde uymayacağını belirten kimi ülkelere ise en ufak bir uyarı da bile bulunulmuyor. Bu da, tüm bir küresel ekonomi-politik sisteme duyulan saygı ve güveni ciddi boyutlarda sarsıyor. Oysa, ardı ardına yaşanan küresel ve bölgesel jeopolitik gelişmeler, küresel ekonomi-politik sisteme duyulan güvene, sistemin tarafsızlığına en çok ihtiyaç duyulan bir dönemden geçtiğimize işaret etmekte.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!