Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın güçlü ve kararlı liderliğinde, Filistin Devleti’nin tüm dünyaca tanınması ve Gazze’nin soykırıma varan baskıdan kurtulması adına, tüm uluslararası platform ve kürsülerde Türkiye’nin yürüttüğü ödünsüz mücadele, küresel vicdanın yükseldiği bu dönemde ayrı bir anlam ifade etmekte. ‘Sumud’ Arapça kökenli bir kelime olarak ‘sebat, direnç, onurlu dayanışma’ anlamına gelmekte. Kelimenin asıl gücü, yalnızca sabırda değil; vakur bir duruşla haksızlığa boyun eğmemekte de saklı. Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘one minute’den, ‘dünya 5’ten büyüktür’e uzanan tarihi çağrıları, küresel sistemde son 20 yıldır giderek derinleşen adaletsizliklere, çifte standart uygulamalara ve insanlığın vicdanını sızlatan olaylara karşı en vakur, en ses getiren, uluslararası diplomaside derin yankılar oluşturan çağrılar oldu.
Filistin’de, Gazze’de toprağını terk etmeyen halkın sarsılmaz iradesini de temsil eden bu kavram, bugün beş yüze yakın aktivistin, Filistin ve Gazze davasına gönül koymuş yürekli insanların yol göstericiliğinde, küresel vicdanın ortak dili haline gelmiş durumda. Geçtiğimiz hafta sonu Latin Amerika’sından Kuzey Afrikası’na, Avrupa’dan Asya’ya yüzbinler, hatta milyonlar ‘Sumud Filosu’ için meydanlarda, sokaklarda, ‘küresel vicdan’ın temsilcileri olarak Filistin ve Gazze için, Orta Doğu’da barış için, katil Netanyahu ve soykırımcı hükümetinin bir an önce durdurulması için dünyaya çağrıda bulundular. Türkiye’nin Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü ve kararlı kişiliğinde, liderliğinde şekil bulan diplomatik çizgisi ise, bu yönüyle ‘Sumud Diplomasisi’ olarak tanımlanabilecek kapsamlı, sahada ve masada etkili bir mücadeleye işaret ediyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!