Toplumu okumak ya da okuyamamak, işte bütün mesele bu!

Yıl 1994. Türkiye’de o dö­nem popüler olan gaze­teci ve TV sunucusu Re­ha Muhtar, TRT ekranlarında o dönemin iki Büyükşehir Beledi­ye Başkanı Recep Tayyip Erdo­ğan ve Melih Gökçek ile röpor­taj yapıyor.

Youtube’dan bulabileceğiniz bu röportajda bir kesit çok dikkat çe­kici;

Muhtar: “Siz belediye başkanlığı yapıyorsunuz, bulunduğunuz kent­lerde sanatçılar var, medya var ve bunlar çok güçlü bir şekilde varlar. Siz de çok yumuşak bir tablo çizi­yorsunuz benim karşımda. Sizin de­yiminizle takiye mi yapıyorsunuz? Yoksa?”

Melih Gökçek: “Onu da siz söy­lüyorsunuz.”

Muhtar: “Hayır, takiye terimi var efendim sizin deyiminizde. Efen­dim, soruyorum ben bir şey söyle­miyorum, toplum adına soruyo­rum.”

Melih Gökçek: “Onu da siz söy­lüyorsunuz, öyle bir şey yok, biz ney­sek öyle gözüküyoruz, nasılsak öy­leyiz.”

Recep Tayyip Erdoğan: “Biz ya­şamımızla belirli olan birisiyiz, biz uzaydan gelmedik ki? Uzaydan gel­medik, bu ülkede doğduk büyüdük, burada yaşıyoruz. Bu yaşamı yaşı­yoruz…”

Ve bu röportaj böyle uzayıp gidi­yor… Hatta sizlerin yönetimi ile de­vam edilirse, otobüslerde kadın er­kek ayrı mı oturucak diye soruyor, Muhtar! Ben izlerken rahatsız ol­dum. Kendinden olmayanı aşağıla­yan ama bunu da sanki kendi görüşü değil de tüm toplumun görüşüymüş gibi sunan Muhtar’ın soruları beni hem güldürdü, gülerken de düşün­dürdü ve üzdü…

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!