Soğan Fiyatı Niçin Arttı?

Mahfi Eğilmez – 22.06.2018

Pazarlar, iktisatçının laboratuvarıdır. Günümüzde önemini yitirmiş gibi olsa da hala fiyat oluşumunu gözlemlemenin en iyi yeridir pazarlar. O nedenle ben pazara her hafta giderim. Yıllardır gelip gittiğim için pazarcıların çoğu ve televizyonda göründüğüm için de alış verişe gelenlerin bir bölümü beni tanır. Her hafta “Dolar veya Euro ne olacak, altın nereye gider, borsaya ne oluyor ya da bitcoin alalım mı?” gibi sorular sorarlar bana.

Bu hafta sorular farklıydı. “Soğana ne oldu, soğan fiyatı nerede duracak?” gibi normal rutinin dışında sorular soruldu. Pazarda soğanın kilosu 7 liraydı. Merak ettim markete baktım, orada 7,5 liraydı.

İstanbul halinde geçen yıl ve bu yıl 22 Haziran tarihlerinde kuru soğanın fiyatı aşağıdaki tabloda karşılaştırmalı olarak yer alıyor: (http://halfiyatlari.ibb.gov.tr/)

22 Haziran 2017 (TL/Kg) 22 Haziran 2018 (TL/Kg) Fark (%)
2,30 5,50 139

Halde böyle olursa pazarda ve markette daha yüksek olması da normaldi doğal olarak. Soğanın fiyatı bir yılda yüzde 139 artmış olunca konuyu araştırmadan duramadım.

Bu yüksek fiyat artışının nedenleri arasında sayılabilecek çeşitli meseleler var: (1) Soğan yetiştirilen alanlarda daralma olması arzı düşürdüğü için talebin karşılanamaması sonucu fiyat artıyor. Soğan tarımı alanlarının daralmasının da iki nedeni var: (a) Önceki yıl fiyatın düşük kalması, (b) çiftçiliğin giderek para kazanamaz hale gelmesi. (2) Soğanın daha çok ihraç edilmesi içeriye verilen ürün miktarının azalmasına yol açtığı için iç talebin tam olarak karşılanamaması sonucu fiyatlar artıyor. (3) fiyatlar yıldan yıla dalgalanma gösterince ekonomide örümcek ağı teoremi diye bilinen mekanizma çalışıyor. Bu sonuncuyu açıklayalım.

Bazı piyasalarda yıldan yıla ortaya çıkan fiyat dalgalanmalarının miktar ve fiyat dengesine olan etkisini inceleyen iktisatçılar Coase, Leontief ve Kaldor’un bu çalışmalarından kısa bir süre sonra iktisatçı Mordecai Ezekiel Örümcek Ağı Teoremi başlıklı bir makalede denge fiyatının oluşamamasını ayrıntılarıyla ortaya koydu. Özellikle her yıl yeniden yetiştirilmek zorunda olunan tarım ürünleri için geçerli olan örümcek ağı teoreminin dayanağı, bu yılın arzının yani üretim miktarının, geçen yıl piyasada oluşan fiyata bağlı olduğu yaklaşımıdır. Söz konusu durumu açıklayan tablolar örümcek ağına benzediği için de bu yaklaşım örümcek ağı teoremi olarak anılıyor.

Bir yıl soğan üretiminin bol olduğu ve arz fazlası nedeniyle piyasa fiyatının düştüğünü varsayalım. Düşük fiyat nedeniyle zarar eden üreticiler izleyen yılda daha az soğan yetiştirmeye yöneliyor, bu kez arz daralması sonucu piyasa fiyatları yükselmeye başlıyor. Bu yeni yüksek fiyata bakan üreticiler ertesi yıl üretimlerini artırıyor, bu kez de arz bolluğu sonucu fiyatlar düşmeye yöneliyor. Bu şekilde fiyatların artması ve düşmesi sonucunda üretimde ve fiyatlarda yıldan yıla dalgalanmalar ortaya çıkıyor.

Türkiye’de özellikle patates ve soğan fiyatlarında yıldan yıla görülen dalgalanmalar örümcek ağı teoremine iyi bir örnektir. Tarım ürün ve fiyatlarındaki bu dalgalanmaları aşabilmenin yolu tarım kesiminde destekleme alım ve satımlarıyla görevli bir kamu kuruluşunun tanzim alış ve satışı yapmasıdır. Bir ülkede bir yılda fiyatların düşük kalmasının çiftçiye zarar ettirdiği saptandığında ona göre tarım planlaması yapılarak üretimin düşmesinin önüne geçilebilir. Tersine üretim fazla olmuşsa fiyatların düşmesinin ve üreticinin zarar etmesinin de önüne geçilebilir. Aslında üretici yönlendirilerek ne kadar üretim yapılacağı da önceden planlanıp talebe ve ihracata göre biçimlendirilebilir.

Bunlar basit planlamalara ve yönlendirmelere dayanan işlerdir. Bütün mesele planlamayı doğru yapabilmek ve destekleri ona göre verebilmektir. Türkiye son yıllarda ne yazık ki bu planlamayı doğru yapamadığı için tarım ve hayvancılıkta üretim eksikliğini ya da fiyat yüksekliğini söz konusu ürünü ya da hayvanı ithal ederek gidermeye çabalıyor. Oysa ithalat da faiz artışı gibidir. Yapısal önlemlerle desteklenmediği takdirde sorunu sadece geçici olarak çözer.

Eğer bir planlama yapmaz ve ona uygun düzenleme politikası uygulamaya koymazsak gelecek yıl bu kez ürün bolluğu, onun yol açacağı düşük fiyat ve dolayısıyla üreticinin mağduriyetiyle karşılaşmamız kaçınılmaz olur.

Örümcek ağı teoremi böyle işler. Planlama yaklaşımı ise bunun planlanabileceğini ve yönlendirilebileceğini anlatır.