“Soft landing” (yumuşak iniş) hikayesi ve türbülansındakiler

ABD merkez bankası, rezerv paranın sahibi Fed, sıkılaşma adımlarına (faiz artışı ve göreceli bilanço küçültme) başladığından bu yana sıklıkla duyduğumuz bir tabir var ki ona yumuşak iniş denilmekte…

Sıkılaşma süreci boyunca bilhassa geçtiğimiz Mart ayındaki likidite krizinde olduğu gibi kimi zaman bu kavramdan özenle uzaklaşıldı kimi zaman ise şimdilerde olduğu gibi tekrar iftiharla zikredildi. Gerçekte ne olduğuna baktığımızda ise ekonomi literatüründe sıklıkla rastladığımız üzere havacılık tekniğiyle ilgili bilimsel bir kavram olduğunu görürüz.

Soğuk Savaş döneminde ABD’nin en büyük zaferlerinden biri olarak bilinen 1969 yılında Ay’a ilk inişte kullanıldığı rivayet edilir. Sonrasında ise ekonomik krizlerden çıkışlarda hep umudu temsil eden bir kavram olagelmiştir. İronik olarak ifade etmek gerekirse kendisine, seçim kaybetmeden, yani ekonomiyi kırıp, dökmeden enflasyondan kurtulmak için itidalli bir soğuma da denilebilir.

Peki yumuşak iniş neden şimdilerde iftiharla dillendiriliyor?

ABD’de son gelen verilere göre manşet enflasyon hızla geriliyor (yüzde 4,1’den 3’e geriledi), işsizlik hiç olmadığı kadar düşük yüzde 3,6 ve son açıklanan GSYİH verisine göre ise ikinci çeyrekte beklentinin üstünde yüzde 2,4’lük bir büyüme sağlanmış. Barbie filminin rengini aratmayacak cinsten bir tablo karşımızda! Oysa geçmiş verilere bakıldığında renk paletini farklı tonajda seçmemiz gerekebilir. Neden mi?

Öncelikle tahvil piyasasına bakacak olursam; son 50 yıldır ABD tahvillerinde 2 yıllık ve 10 yıllıklar arasındaki getiri terse döndüğünde yani 2 yıllık 10 yıllıktan daha yüksek getiri sunduğunda (-0.928 yani hala 1 puana yakın ters getiri) resesyona girilmiş. Bu savın gerçekleşmemesini pandemiye bağlayabiliriz, nasıl ki aşılardan sonra hastalıklarımızın bile belirtisi değiştiyse belki de ekonomik rahatsızlıkların da görünümü değişmiş olabilir…

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!