Seçimlere Kadar Piyasalarımız Baskı Altında Olacak!

Aydın Eroğlu – 03.05.2018

Saat 10:00’da Nisan aylık ve yıllık TÜFE-ÜFE verileri açıklanacak. Son dönemlerde çok fazla dış etken olduğu için özel bir beklentim yok. Açıklansın görelim diyorum. Düşüş görülmesi kısmi olumlu etki yaratır. Ama öncekilerden yüksek gelmesi ratingçileri de haklı çıkartacak şekilde olumsuz etkiye neden olur görüşündeyim.

Dün ABD’de de faiz gündemi vardı. FED faiz değişikliği yapmadı. Mevcut faizleri aynı şekilde bıraktı. Ama yıl içinde FED’den faizler konusunda toplamda en az dört faiz artışı olması beklentisindeyim.

Seçimlere Kadar Piyasalarımız Baskı Altında Olacak!
Evet ben bu görüşteyim. Maalesef erken baskın seçim kararı sonrası, dış risklerimiz de öne geldi gördüğünüz gibi! Olası rating düşmesini risk olarak görüyordum. S&P normal toplantı tarihini de beklemeden not indirim kararı açıkladı. Gerekçelerinde yer alan mali gevşeme konularında ise tamamen yanlış gerekçeler ileri sürmüş durumda! Son açıklanan özel sektör desteklerini kamunun harcamaları olarak görmüş. Halbuki, bunlar kamunun cebinden çıkacak paralar değil. Belli alanlarda yatırım yapacak özel sektörün bir takım teşviklerle desteklenerek, yapması sağlanan yeni yatırımlarıdır.

Aynı şekilde son açıklanan emekli ikramiyesi, yeni mali destek paketi dahil açıklamaların ek bir bütçe yükü olacak ama, açıklanan imar affı ile bu yükün daha fazla kaynağı zaten yaratılıyor.

Sorun şu ki, kimse kavga ve gerilimi sevmiyor. Maalesef dikkat ederseniz, Türkiye olarak içeride ve dışarıda gerilimi ve kavgayı tercih etmeye başladığımız 2013 ve sonrasında rating ve dış yatırım konusunda olumsuz yansımalar görüyoruz. Halbuki, ABD, AB ve ratingçiler iktidarın ilk yıllarından dikkat çektiğim döneme kadar iktidarı destekleyen bir çizgi izliyorlardı. Arap baharı ve mortgage krizi esnasında ekonomik olarak etkilenmeden çıkmamızın en büyük nedeni çevremizle ilişkilerimizin iyi olmasında yatıyordu.

Mayıs ortası gibi AB’den bir heyetin vizesiz geçiş müzakereleri için Türkiye’ye gelmesi bekleniyor. Bu konuda olumlu bir gelişme yaşanacak olursa, uzun  süredir olumsuz baskı yaratan dış ilişkilerde pozitif bir sürece yeniden girebiliriz. Bu olur mu, bilemiyorum. Hele bir gelsinler görelim. Artık erken sevinmeye gerek yok.

Seçimler Neden Risk?
Şimdi ben bu konularda bazı risklere dikkat çekiyorum ama bazı arkadaşlarımız bana katılmayıp, farklı itirazlar ediyorlar. Kim bilir belki de ben haksızım, onlar haklıdır. Ama ben bu görüşlerimi son dönem yazmaya başlamadım. Hatırlarsanız cumhurbaşkanlığı seçim sistemi yasalaştığı anda yazdığım yazımda, bunun iktidar için ciddi bir hata olduğunu, mevcut parlamenter sistem ile iktidar daha çok uzun yıllar hükümette kalabilecek iken, cumhurbaşkanlığı seçim sistemi sonrası yapılacak ilk seçimde, İktidarın mecliste çoğunluğu kaybetmesini beklediğimi, Sayın Erdoğan seçilse dahi, meclis çoğunluğu olmayacağı için yeniden bir erken seçimin gündeme geleceğini yazıyordum.

Bunların nedenlerini bilmenizi isterim! Öncelikle MHP çizgisinden çıktı. Bunu ben söylemiyorum ki. MHP ve liderinin iktidar ve sayın cumhurbaşkanımız için kayıtlarda olan söylemlerine bir bakın. Şimdi MHP seçmeni yıllarca bu söylemleri alkışlamışken, MHP ve lideri sayın Bahçeli’nin 180 derece değişen politikaları sonrası, seçmenin de firesiz yeni duruma uymasını beklemiyorum.

İşte sorun da burada yatıyor! Çünkü yakın tarihe kadar MHP’nin genel başkan yardımcısı olan neredeyse tüm kişiler partiden kopup, İYİ Parti diye yeni bir parti kurdular. Kısacası artık sağda yeni bir parti daha var ve bence dikkate alınması gereken bir yapılanma içindeler. Bizler medyada yer almadıkları için onları yok sayamayız.

Neyse, konu bu da değil. Son yapılan bir iktidar hatası daha var! İttifak yasası. Seçimlere ittifak ile gidilebileceği yönünde bir değişiklik yaptılar. Eğer bu olmasaydı, seçimlerde % 10 barajına takılacak partiler meclise giremeyeceklerdi. Ama bu durumda meclise giremeyen partilere verilen oylar, en büyük partinin hanesinde çok daha fazla millet vekili çıkartmaya yarayacaktı. Tabii sadece en büyük partiye değil, diğer mecliste yer alacak partilere de yarayacaktı ama oy oranı daha yüksek olan partiye katkısı daha yüksek olacaktı. Şimdi ise gördüğünüz gibi hemen hemen HDP hariç diğer tüm partiler ittifakla seçime gidiyorlar. Bu demektir ki, HDP hariç oyu en büyük partiden diğerlerine doğru gidecek bir baraja takılma sorunu olmayacak.

Ben Türkiye’deki siyasi dağılımı 1980’ler den itibaren takip ediyorum. Türkiye’nin en büyük siyasi pastası eskiden beri merkez sağda yer alırdı. Ama Anap ve DYP adındaki son dönem merkez sağ temsilcileri yok olunca, tüm sağ MHP dışında neredeyse toptan AK Parti içinde toplanıyordu. Ama sonuçta Ak Parti bana göre merkez sağ parti değil. Lakin bu alanda başka bir parti olmadığı için, seçmenlerinin kızsa da, küsse de gideceği başka bir yer yoktu. Sosyal demokratların da bu dilimden oy çalması önceki seçimlerden de gördük ki, çok fazla mümkün olmuyor. Ama şimdi kurulmuş olan İyi Parti nedeniyle, eğer iktidar partisine de kızan, küsen varsa artık gidebilecekleri sağda yeni bir parti var. Giderler gitmezler bilemem. Belki ben tümden yanlış düşünüyorum.

Ama ben bu seçimlerde MHP’nin oyunda ciddi şekilde İYİ Parti’ye bir kayış yaşanmasını ve aynı şekilde de yıllardır merkez sağ olduğu halde iktidar cephesinde toplanmışken, son dönem içeride ve dışarıda yaşanan bir çok gelişmeden rahatsız olanların da İYİ Parti’ye oy verebileceği görüşündeyim.

Eğer bu görüşlerimde haklı isem, seçimler sonrasında meclis çoğunluğunun muhalefet partilerine geçmesini bekliyorum. Ama cumhurbaşkanı olarak da halâ sayın Erdoğan’ın seçileceğini düşünüyorum. İşte böyle bir sonuç çıkarsa, cumhurbaşkanının meclisten yasa onaylatması çok zor olacaktır. Bu durum siyasetin kilitlenmesi demek olur. Bu durumda fazla gidemeyiz ve yeni bir seçim zorunlu olacaktır diye düşünüyorum. Ama tekrar ediyorum, bu görüşümü ilk olarak cumhurbaşkanlığı seçim sistemi geçtiği dönem yazmıştım. Yani yeni bir şeyden bahsetmiyorum.

İşte bu nedenle de bu seçimler öncesi yerli-yabancı yatırımcılar daha tedirgin olacaklardır. Siyasette tıkanma riski herkesi düşündürüyor olabilir. Yukarıdaki beklentilerime itiraz edeceklere bir şey daha söylemek istiyorum; MHP konusundaki görüşüme katılmıyorlarsa, iktidar neden durduk yerde ittifak yasasını çıkarttı diye sormak isterim. Aynı şekilde meclis çoğunluğu muhalefete geçecek tezime katılmayanlar için de, seçilecek cumhurbaşkanının khk.ler ile meclisi etkisiz hale getirecek bir çalışmayı uyum yasalarına sokma çalışmaları varmış bunlar neden oluyor acaba diye sormak isterim.

Sonuçta ben siyasi bir yorum yapmıyorum, siyasi ihtimallerin olası ekonomi, siyaset ve borsa yansımalarını tahmin etmeye çalışıyorum. Ama eğer bu dediklerim çıkmazsa, seçimlerden sayın cumhurbaşkanımız ve Ak Parti yine bir zafer ile çıkarsa, o zaman zaten diğer riskler bir anda gündemden düşecektir. Bu sonucu istemeyen yabancı ülkeler ve kişiler de bu sonucu kabullenip, ona göre davranacaklardır. Ama öncesinde herkes seçmeni etkilemek için davranacaktır.

Bu konudaki en büyük korkum da, ABD’nin süren Halkbank davası ile ilgili tam da seçimler öncesinde piyasalarımızı sarsacak bir kararı baskı olarak kullanmaya kalkmasıdır. Umarım bu olmaz.

İşte tüm bu görüşlerim nedeniyle seçimler öncesinde bu risklere dikkat çekip, belirsizliği yüksek bir seçime gittiğimiz için tedbiri elden bırakmayın, kredili olmayın diyorum.

Yeni Düşüşler Kredili Satışları Tetikler!
Beklenmeyen boyutta fiyat düşüşleri yaşadık. Eğer yeni bir düşüş dalgası daha yaşanacak olursa, bu durumda kredili işlem yapanların teminatları yetmeyecektir. Teminat tamamlamaları için kredili satışlara geçebilirler. Önümüzde bir de böyle bir panik satış riskinin olduğunu belirtmek istiyorum. Bu riskin yaşanmaması için, endeksin 103.000 seviyelerinin altına inmeden yeniden 106.000’li rakamların üstüne çıkması gerekir. Buralarda durduğumuz müddetçe bu riske çok yakın olacağız.

Yatırımcıların böyle dönemlerde kredili olmamaya dikkat etmeleri çok doğru olur. Bu yaşananlar şirketlerin yapıları bozulduğu için yaşanmıyor. Maalesef tüm bu yazdığım risklerin yarattığı psikolojik etkenler nedeniyle yaşanıyor. O yüzden belki daha düşük fiyatları da görebiliriz ama sonrasında yeniden olması gereken fiyatlar görülecektir. Bu dönemde sabretmek morali güçlü tutmak çok önemlidir. Kendinizi bir kaç sene sonra üzerine ev yapacak olduğunuz bir arsa almış gibi düşünün. Korkmayın borsalarda bu görüntüler yıllarca benzer şekilde hep yaşanmış ama şirketlerin hisseleri sonrasında bu kayıpları fazlası ile telafi etmişlerdir.

Hepinize sağlam bir sinir ve en kısa zamanda bol kazançlar dilerim.

Saygılarımla

NOT: Yazı, 3 Mayıs 09:35’te borsaanalizci.com‘da yayınlanmıştır!