Rusya İle Kış, İsrail İle Bahar!

Aydın Eroğlu – 18.12.2015

Hiç hesapta yok iken Rusya ile çok ciddi bir kriz içine girdik. Ama yine hiç hesapta yokken İsrail ile ilişkileri yeniden canlandırma kararı alıyoruz. Bu iki ülke bire bir her konuda bize bir denklik sağlar mı? Yani Rusya ile ticarette uğrayacağımız açığı İsrail kapatabilir mi? Rus turistlerin açığını İsrail’li turistler doldurabilir mi? Rusların alacağı konut sayısından daha fazlasını İsrailliler alabilir mi? Rusya’dan kaynaklanabilecek bir gaz açığını İsrail ile kapatabilir miyiz? Rusya’ya satamadığımız gıda ürünlerini İsrail pazarında eritebilir miyiz? Daha bunun gibi bir çok soru akla gelebilir. Hemen cevaplayayım ki, hayır. İki ülkenin nüfus ve imkanları nedeniyle bu konularda denklik yok. O nedenle İsrail Rusya’dan doğacak ekonomik açığı hemen kapatacak bir ülke değildir. Kaldı ki, zaten İsrail ile ticari ilişkilerimizde bir ambargo olmadığı için, durdurulmuş bir ticaret de yoktu.

Ancak İsrail ile iyi ilişkiler demek, rating şirketlerinde not konusunda daha şanslı olabiliriz demektir! ABD ile ilişkilerde ekstra destek demektir. Jeopolitik anlamda da bir takım konularda risklerimizde azalma yaşanabilir. Yani İsrail konusunu bire bir Rusya ile kıyaslayamazsak da, önemli bir gelişmedir. Tüm komşu ve diğer ülkelerle ilişkilerin iyi olmasının kimseye zararı olmaz yararı olur. Bu açıdan bakınca ben ilişkilerin düzelmesini olumlu buluyorum.

Rusya’dan Gelen Mesajlar Yumuşama Mı?

Putin, dün de yaptığı açıklamalarda özellikle Türkiye’nin siyasi yöneticilerine en sert tondan tepki göstermeye devam etti. Hatta ülkeyi İslamlaştırma çabaları nedeniyle Atatürk mezarında huzur bulamıyordur diyerek, direkt hedef de gösterdi. Ama bunun yanında Türkiye’yi düşman bir ülke olarak görmüyoruz dedi. Ticari menfaatlerimize zarar verecek hiç bir kararı almayız diyerek, Akkuyu Santralinde kendi taraflarından iptal söz konusu değil mesajı verdi. Türk Halkı ile ilişkilerimiz hep iyidir dedi. Halk ile mevcut yönetimi ayrı tuttu. Türk Akımı için Avrupa taahhüt ederse proje yapılabilir dedi. İşin bu kısımlarında aslında bir yumuşama görüyorum. Ama diğer taraftan da, Türk uçakları şimdi Suriye’ye girsin bakalım girebilecekler mi dedi. Yani bir başka ülkenin toprakları üzerinde Türkiye’yi tehdit etti. Kısacası önemli anlaşmalar konusunda kopma olmayacak gibi görülse de, ilişkilerin hemen düzelmeyeceği de anlaşılıyor. Ani bir çatışma riski de sürüyor. Umarım en kısa zamanda bu kriz için bir orta yol bulunur ve risk düşmeye başlar.

Yıl Sonu Bilanço Beklentileri Başlayacak!

Genelde yıl sonlarına doğru yaşanan yükselişleri bu sene şimdilik kaçırmış görünüyoruz. Yani şimdi 5 Bin puan bile yükselsek, aslında 15 gün evvel düştüğümüz seviyeye yeniden çıkmaktan öte bir durum olmayacak. Yani tabii ki bu dediğim olsa gayet iyi olur ama, gerçek bir yükseliş değil de, ani gelişen Rusya krizi esnasında kaybettiğimizi geri koymaktan öte gerçek bir yükseliş olmaz.

Kısacası ekstra düşüşlerden kaynaklı bir yükseliş potansiyelimiz var. Bunun ötesinde, yeni yıl ile birlikte yıl sonu bilanço beklentileri başlayacak. Eğer kurlar yüksek olursa bilançoların genelinde bozulmalar görebiliriz. Ancak kurlarda seçimlerden sonra yaşadığımız kısmi gevşeme yeniden yaşanırsa bilançoları pozitif etkiler. Bu takdirde kar, temettü ve sermaye artışı  beklentileri ile hisse bazlı hareketler görülmeye başlanır. Bu durum bankalarla birlikte BIST’in geneline de yayılabilir. Anlayacağınız hem ekstra düşüşten kaynaklı bir BIST alacağımız varken, üstüne bir de yıl sonu bilanço beklentileri eklenecek olursa, iki günlük yükseliş sonrasında bir kar realizasyonu yaşayacak olursak, bu risk kalıcı ve derin olmayabilir.

Siyasi ve Jeopolitik Riskler Sürüyor!

Yakın vadeli en önemli belirsizliklerimiz; başkanlık rejimi konusunda cumhurbaşkanımızın artan ısrarı ve tabii ki Rusya-Suriye riskleridir. Rusya konusu içlerindeki en büyük risktir. Bu konuda yaşanabilecek ekstra bir bozulma, çatışma riski tüm piyasalarımızı, kur ve faiz düzeylerimizi bir anda bozabilecek bir tehlikedir. Akıbeti tahmin etmemiz de çok kolay değil.

Başkanlık belirsizliği de önemlidir. Gördüğünüz gibi ekonomik reform paketini bile harcama arttırıcı bir paket haline sokabilen bir süreç yaratıyor. Ayrıca başbakan ve cumhurbaşkanının karşılıklı açıklamalarında direkt birbirlerine karşı mesajlar olmasa da, acaba bir gerilim mi yaşanıyor diye de tereddüt yaşıyorum. Bu konu da bizim için bir risktir. Gereksiz yere bir referandum süreci yani yeni bir zaman kaybı yaşama riski yaratır. Böyle bir süreç yaşanacaksa da, bunun hemen değil de, bir kaç yıllık bir reform hükümeti yaşandıktan sonra yaşanması daha iyi olurdu. Ama görünen o ki, cumhurbaşkanı başkanlık zorlamasını arttıracak gibi duruyor.

Anlayacağınız öyle tek yönlü düşünebilme imkanımız yok. Rusya ile yaşanan gelişme ve başkanlık belirsizliği olmasaydı BIST için şu anda 84.000’ler civarında olmamızı beklerdim. Ne büyük bir kayıp içinde olduğumuzu görüyorsunuz. Ama diğer taraftan da, bu nedenler yüzünden yaşanan düşüşler, bu konulardaki belirsizlikler düzelmeye başlarsa BIST’in potansiyelini ön plana çıkartır.

TCMB da Oyuna Girer Mi?

Bu konuya hiç değinmiyoruz. Ama TCMB’nın bir faiz artışı kararı alması, bir çok konuda rahatlama yaratır. Faiz artışı yapacak olursak kurlar üzerindeki baskı hızla düşer. İlk anda artacak faizlerden devlet tahvili alacak olan bankalar, sonraki dönemde faiz yeniden düşmeye başlarsa, yeni bir kar transferi imkanı bulurlar.
Önümüzdeki hafta TCMB PPK toplantısı var. Bu ihtimali de unutmamak lazım. Ama özellikle cumhurbaşkanı ve ekonomi alanındaki danışmanlarının faiz konusundaki görüşleri belli iken TCMB faiz indirebilir mi ona da pek emin değilim.

Yaa, amma da kafa karıştırıyorum değil mi? İyi de bu yaşananlarla benim kafam karışık değil mi sanki! Bu kadar çok denklemli bir problemi çözmeye çalışıyoruz. Ama cevap devamlı değişebiliyor. Bu nedenle bir kaç gün daha yeni öngörü vermeyi düşünmüyorum. Mevcut açık öngörülerimin gerçekleşmelerini hedefliyor olacağım. Ama zaten açık öngörülerimin hedefleri sizler için birer referanstır. Açık öngörülerim kapanmıyorsa, beklentilerim sürüyor demektir.Devamı!

Hepinize iyi bir hafta sonu dilerim.

NOT:Yazı, 18 Aralık 08:54’de borsaanalizci.com‘da yayınlanmıştır!