Türkiye’nin Risk Primi Rusya ile Yarışıyor

Mahfi Eğilmez – 04.09.2014

Aşağıdaki tablo’da 22 Mayıs 2013’de Fed’in tahvil alımını azaltacağını açıklamasından sonra kırılgan ekonomiler olarak kabul edilen ülkelerin risk derecelerini temsil eden CDS primlerinde yaşanan gelişmeleri ay sonları itibariyle gösteriliyor.

Tarih Türkiye Brezilya Endonezya G. Afrika Rusya
22.5.2013 118 130 140 169 136
31.5.2013 131 146 162 191 155
28.6.2013 191 185 207 216 195
31.7.2013 205 191 208 222 186
29.8.2013 240 203 282 240 200
30.9.2013 214 173 220 197 172
31.10.2013 185 166 193 185 161
28.11.2013 207 205 236 211 171
31.12.2013 245 194 237 204 165
31.1.2014 270 206 233 233 203
28.2.2014 230 172 185 204 191
31.3.2014 220 169 175 195 222
30.4.2014 199 146 174 186 260
30.5.2014 180 142 141 172 193
27.6.2014 177 145 161 177 184
31.7.2014 185 157 149 189 239
29.8.2014 178 127 132 167 258
22.5.2013 / 29.8.2014 Artış Oranı (%) 50,8 -2,3 -5,7 -1,2 89,7

 

Tabloya göre 22.05.2013’de Fed’in yaptığı açıklamadan sonra kırılgan ekonomiler arasında kabul edilen Brezilya, Endonezya ve Güney Afrika’nın risk primleri yükselmiş ve zamanla düşüşe geçmiştir. Ağustos 2014 sonu itibariyle bu ekonomilerin üçünde de CDS primleri başlangıç tarihine göre düşmüş durumda bulunuyor.

Risk primi başlangıç tarihine göre hala çok yüksek olan iki ekonomiden birincisi Rusya’dır. Başlangıç kabul ettiğimiz 22.05.2013 tarihi ile 29 Ağustos 2014 tarihini karşılaştırdığımızda Rusya’nın risk priminin yüzde 89,7 oranında arttığını görüyoruz. Risk primi başlangıç tarihine göre hala çok yüksek olan ikinci ekonomi Türkiye’dir. Başlangıca göre CDS primimiz hala yüzde 50,8 oranında yukarıda bulunmaktadır (grafikte kırmızı çizgi.)

CDS primlerinin diğer ekonomilerde düşmesine karşılık Rusya’da artmasının nedeni 2014 başından itibaren Ukrayna ile olan ilişkiler, batının uyguladığı ambargolar ve batıyla yaşanan karşılıklı restleşmelerdir. Bu gelişmeler sonucunda Rusya’nın CDS primi düşmek bir yana artmıştır (grafikte mavi çizgi.)

CDS primleri Türkiye’de niçin diğer üç ekonomide (Brezilya, Endonezya ve Güney Afrika) olduğu gibi düşmemiş ve yüksek kalmaya devam etmiştir? Türkiye’nin Rusya gibi bir sorunu yoktur. Ambargoya uğramamış, restleşmelere girişmemiştir. O halde risk primi niçin yeterince düşmemiştir? Borçlanmasını düşüremeyen ve o nedenle borçlanma maliyetlerini düşürmesi gereken bir ekonomi olan Türkiye’nin CDS primlerini neyin yüksek tuttuğu konusunda Türk siyasetçilerinin kafa yorması gerekiyor. Acaba siyasal söylemlerde mi hata var? Çok sert siyasal söylemler, kavgaya yönelik tavırlar, faiz gibi bilimsel konularda yapılan bilimle pek uyuşmayan açıklamalar mı bu primleri yukarıda tutuyor?

Sanırım bu ve buna benzer sorularla egzersiz yaparsak bir sonuca ulaşabiliriz. Kendi kendimize sorun yaratma yeteneğimizin ne kadar üst düzeyde olduğunu geçmiş deneyimlerimizden biliyoruz. Artık sorun yaratmayı bırakıp mevcut sorunları yapısal reformlara girişerek çözmeyi denemekten başka çaremiz olmadığını görmemiz gerekiyor. Aksi takdirde Türkiye’nin risk priminin, Rusya gibi ambargo altındaki bir ekonomiye yakın konumda bulunmasını bırakın başkalarına, kendimize bile açıklayamayız.

cds-primleri

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir