‘İyi haber’ aslında ‘kötü haber’

Uluslararası finans piyasaları profesyonelleri ve küresel yatırımcıların kendi dünyasında ilginç tabir ve yorumlar her zaman ‘piyasa dinamikleri’nin bir parçasıdır. 2008 küresel finans krizi patlak verdiğinde, krizin sebep olduğu ‘şok’ ve ‘kırılma’nın en etkili olduğu ilk 3 ayda piyasalar tam bir travma içerisindeydi. Sonrasında, bir miktar gecikmiş de olsalar, merkez bankaları devreye girmeye başladı ve küresel finans krizinin artan tahribatını gidermek üzere para politikasını gevşeten adımları hızlandırdılar.

O dönemde, piyasalara hakim olan psikoloji ‘bad news means goods news’du. Yani, küresel finans sistemiyle ilgili ‘kötü haber’ler, aynı zamanda merkez bankalarının parasal gevşemenin dozajını daha da arttırmaları anlamına geldiğinden, piyasa oyuncuları tarafından aslında ‘iyi haber’ olarak algılanıyordu. Bu piyasa psikolojisi neredeyse 1,5 sene bu şekilde devam etti.

2008 küresel finans krizinin ana ve artçı şoklarının yaşandığı ‘1. Faz’ ve ‘hasar tespit’ çalışmalarıyla geçen ‘2. Faz’ sonrasında devreye giren 3. ‘normalleşme’ Fazı’nda ise, piyasa yeni bir psikolojik döneme girdi: ‘Good news means good news; bad news means bad news’. Yani, iyi haber artık iyi haber, kötü haber ise gerçekten kötü haber olarak algılanmalıydı.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!