İİBF Sorunu

Mahfi Eğilmez – 14.09.2014

Son yıllarda Türkiye’nin önemli sorunları arasına üniversitelerin iktisadi ve idari bilimler fakültelerini (İİBF) bitirenlerin iş bulamamaları sorunu da girdi. Her gün çeşitli forumlarda ve özellikle de sanal alemde pek çok kişi tarafından dile getiriliyor bu sorun. Önce sorunu tanımlayalım sonra çözüm önerilerimizi sıralamaya çalışalım.

Sorun nerede?

Sorunun kaynağı İİBF mezunlarının sayıca çok olması. Ekonomi diliyle ifade etmek gerekirse bu dalda İİBF mezunlarına yönelik talepten fazla İİBF mezunu arzı var. Bir zamanlar benzer bir sorun eczacılık mezunları için yaşanmıştı. Sonradan eczacılık fakültelerinin sayısı sınırlanarak ve bu bölüme alınan öğrenci sayısı azaltılarak sorun bir ölçüde çözüldü. Ne var ki bu alanda fazla mezunların eritilmesi yıllar aldı. Şimdi aynı sorun İİBF mezunları için söz konusu.

Bir üniversiteye İİBF bölümlerini açmaktan daha kolay hiçbir şey yok. Bu bölümler için laboratuarlar, özel teçhizatlar, deney salonları gerekmiyor. Sadece bir sınıf, oturacak sandalyeler, bir tahta ve birkaç öğretim üyesi veya görevlisi böyle bir bölümü açmak için yeterli. Sınıfları doldurmakta hiçbir sakınca yokmuş gibi görünüyor. Dünyanın en az masraflı eğitimi. O nedenle açılan her üniversitede ilk önce bu bölümler açılıyor ve sınıflara bütün kapasitesiyle öğrenci dolduruluyor. Kontenjanlar çok fazla olduğu ve zaman içinde bu bölüm mezunları işsiz kalmaya başladığı için bu bölümlerin puanları düşüyor ve bu bölümlere yönelen öğrenciler de genellikle liselerin daha zayıf yetişmiş öğrencileri oluyor. Çoğu hem daha önce aldıkları yetersiz eğitimin, hem de istemedikleri bir bölüme girmiş olmalarının sıkıntısıyla benimsemedikleri bir alandan mezun oluyorlar. Birçok okulda hocalar da bu durumdan bıktıkları için bu bölümler hemen her girenin kolayca mezun olduğu bölümler haline geliyor.

Eskiden böyle değildi. Hem bu kadar fazla İİBF yoktu hem de kontenjanlar bu kadar fazla değildi. 1968 yılında Mülkiye’ye girdiğimde Mülkiye, bütün sosyal bilim okullarından (Hukuk ve diğerleri) hatta mühendislik bölümlerinden yüksek puanla öğrenci alıyordu. Mülkiye’ye girdiğimde puanım Ankara Tıp Fakültesine girmeme de yetiyordu. O dönemin bu alandaki popüler okulları Ankara’da Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye), ODTÜ’de ekonomi, işletme bölümleri, İstanbul’da İktisat Fakültesi ve İşletme Fakültesi idi. Bu okullar yüksek giriş puanlarıyla az sayıda öğrenci alıyor ve iyi yetişmiş mezunlar veriyorlardı. Şimdi bütün üniversitelerde benzer bölümler var. Bazı üniversiteler, belki giriş puanları nispeten yüksek olduğu, belki öğretim kadroları iyi olduğu, belki olayı daha ciddiye almaya devam ettikleri için daha kaliteli mezunlar veriyorlar. Bunun sonucunda da işe alım yapanlar kişinin yetişmişliğine değil, hangi okuldan mezun olduğuna bakıp ona göre karar verme kolaylığına gidiyorlar. Oysa sınavın, mezun olunan okula göre değil kişiye göre karar verecek biçimde objektif yapılması gerekir. Bazen en iyi okullardan kötü, en kötü okullardan iyi yetişmiş mezunlar çıkar. Bunu görebilmek için sınavı yapanların objektif davranarak biraz çaba göstermesi, kolaycılığa kaçmaması gerekir.

Sorunun son dönemde büyümesinin bir nedeni daha var. O da İİBF mezunlarının çalışmak için girebilecekleri alanlara başka bölüm mezunları arasından da eleman alınmasına izin veren düzenlemeler yapılmış olması. Bu tür düzenlemeler kuşkusuz kamu kesimi için geçerli. Özel kesim zaten istediği alana istediği okul veya bölüm mezunlarını alabiliyor. Kamu kesiminde en uç düzenleme vergi müfettişliği gibi son derecede teknik bir işe İİBF gibi o alanla ilgili eğitimi almış olanların yanında konuyla ilgisiz görünen bölümlerden (fen ve edebiyat bölümleri gibi) mezun olanların da girmesine olanak sağlayan düzenlemelerin hayata geçirilmiş olması. Söz konusu işlere, İİBF dışındaki bölüm mezunlarının kendi bölümlerinde okudukları ve çalışılacak alanla ilgisi olmayan derslere ağırlık verilen sınavlarla alınmaları sorunu iyice büyütüyor. Vergi müfettişliği yalnızca bir örnek, kamu kesiminde İİBF mezunlarının yetişme alanıyla ilgili birçok göreve benzer şekilde atama yapılabiliyor.

Özel kesimde ise başta bankalar olmak üzere birçok kuruluş İİBF mezunlarının yetişme alanlarına başta mühendislik bölümlerinden olmak üzere eleman alabiliyorlar. Eğer mühendislik okumuş bir kişi bunun üzerine ekonomi veya işletme yüksek lisansı yapmışsa bunun uygun bir atama şekli olduğunu kabul etmek gerekir. Çünkü bütün dünyada benzeri uygulamalar var. Ne var ki konu onunla sınırlı kalmıyor ve diğer dalları da kapsayacak biçime bürünebiliyor. Bu durumda İİBF mezunlarının girebileceği işlere başka dallardan mezun olanlar alınınca işsiz İİBF’li sayısı da artıyor.

Genel Çözüm İçin Öneri

Sorunun nedeni arz fazlası ve arzın kalitesi ise bunun çözümü arzı düşürmekten ve kalitesini artırmaktan geçer. Bunun için yapılacak şey yeni İİBF açılmasına izin verilmemesi ve mevcut İİBF kontenjanlarının da üç yıllık bir geçiş döneminde üçte bir oranına (mevcudun üçte birine) düşürülmesidir. Bu durumda bu bölümlerin puanları yükselir ve liselerin daha iyi öğrencilerini bu bölümlere çekmek mümkün olabilir.

Bunun yanı sıra İİBF’lerde, eskiden Mülkiye’de uygulanan üssü mizan benzeri bir uygulamaya geçilmesi son derecede yararlı olur. Üssü mizan 10 üzerinden 7 ortalama tutturamayanın sınıfta kalması demektir. Benim okuduğum dönemde Mülkiye’de bütün derslerden 6,5 alsanız bile 7 ortalama tutturamadığınız için sınıfta kalırdınız. 2 sınav hakkı vardı. İlk sınavdan 7’nin altında aldığınız derslerden ikinci sınava girerdiniz. İkinci sınav sonunda 5’in altında dersiniz olmamalı ve ortalamanız da 7 olmalıydı. Diyelim ki bütün derslerden 10 aldınız ama bir tek dersten 4 aldınız, bütün derslerden sınıfta kalırdınız. Dersten geçmek diye bir şey yoktu. İki yıl aynı sınıfta kalırsanız (iki yılda sınıfı geçemezseniz) okuldan atılırdınız. Mülkiye’de ilk günümde dehşete kapılmıştım. Bizden önceki yılda birinci sınıfta okuyanların sınav notları duyuru panosuna asılmıştı. 200 kişilik sınıfta 50 kişi belge almış ve okulla ilişkileri kesilmişti. Benzer bir durum ODTÜ’de ve İstanbul İktisat Fakültesinde de vardı. Ve onun için o okulların o yıllardaki mezunları her yerde sınavları kazanan, aranan mezunlar olurlardı. İİBF’lerin kalitesini artırmanın bir yolu bu eski yönteme dönmek olabilir.

İİBF mezunlarının önemli bir dezavantajı mesleklerinin bir ayrıcalık veren sertifikasının olmamasıdır. Örneğin mühendislik, mimarlık, tıp veya hukuk okumuşsanız bu mesleği yapacak ayrıcalığa sahip olmuşsunuz demektir. Bu, o okullarda okumamış olanların o mesleği yapamayacakları anlamına geliyor. İstediğiniz kadar yetenekli olun mimarlık diplomanız yoksa bir bina tasarımı yapamazsınız veya hukuk diplomanız ve avukatlık stajınız yoksa bir zanlıyı savunamazsınız. Kimse size el becerileriniz çok iyi diye cerrahlık yapma izni veremez. Buna karşılık diyelim ki mimarlık, mühendislik veya biyoloji okudunuz ve bir şirketin sahibi babanızın arkadaşıysa sizi o şirkette insan kaynakları müdürü ya da ekonomist olarak istihdam etmesine hiçbir şey engel olmaz. O nedenle çözüm yollarından birisi de İİBF’lilerin yapacağı işlerin tanımlanması ve bu işlere başka bölüm mezunlarının alınmamasıdır. Bunun için bir yasal düzenlemeye ihtiyaç var.

Kadro yetersizliği ve aşırı talep nedeniyle, onbinlerce öğretmen başta olmak üzere, atanamayan birçok kişinin istihdam sorununun çözümü için alanları dışındaki görevlere atanmaları için düzenleme yapılmış bulunuyor. İİBF’lilerin girebileceği kadrolara bu kişilerin de atanmasını sağlayacak düzenlemeler İİBF’lilerin mağdur olmasıyla sonuçlanıyor. Siyasal alanda kim güçlüyse onun isteklerinin kabul edildiği bir ortam oluşmuş görünüyor. Bu tür geçişlerin özendirilmesi sadece mağdurların yer değiştirmesine yol açtığı için bu düzenlemelerin geri alınmasında yarar var.

Bireysel Çözüm İçin Öneri:

Genel çözümün gerçekleşmediği ortamlarda bireysel çözüm arayışları ön plana gelir.

Bu bölümlere yeni giren ya da bu bölümlerde okuyan öğrenciler için bu blogda daha önce yazdığım çeşitli yazılarımı paylaşmak istiyorum:

İİBF’de Bölüm Seçimi: http://www.mahfiegilmez.com/2014/07/iibfde-bolum-secimi.html
Meslek Seçimi: http://www.mahfiegilmez.com/2013/02/meslek-secimi.html
Geleceğinizi Planlamak: http://www.mahfiegilmez.com/2013/05/yazlarm-ozellikle-de-mesleksecimi.html
Muhasebe Öğrenmenizi Öneririm: http://www.mahfiegilmez.com/2014/03/muhasebe-ogrenmenizi-oneririm.html
Hukuk Öğrenmek Şart: http://www.mahfiegilmez.com/2014/03/hukuk-ogrenmek-sart.html

Bu bölümleri bitirip de sınavlara girme aşamasında olara yönelik bireysel çözüm önerilerimi de daha önce bu blogda yazdığım yazıda ortaya koymuştum: Sınav ve Mülakat Rehberi: http://www.mahfiegilmez.com/2013/01/snav-ve-mulakat-rehberi.html

Özet ve Sonuç

Sorunlar:

(1) İİBF mezunu sayısı çok fazladır ve bu mezunların büyük çoğunluğu kendi alanında, belirli bir kısmı da hiçbir alanda iş bulamamaktadır.

(2) İİBF’ler, sayıları çok olduğu için, genellikle düşük puanlı öğrencileri almakta ve eğitimin kalitesini zorunlu olarak düşük tutmaktadırlar.

(3) İİBF mezunlarının girebileceği alanlara diğer bölümlerden mezun olanların da alınmasını engelleyen bir düzenleme olmadığı gibi son dönemde tam tersine düzenlemeler yapılmış olması İİBF mezunların talip olacağı işlere herkesin talip olmasına yol açmıştır. Bunun sonucunda işsiz kalan İİBF mezunu sayısında büyük artış ortaya çıkmıştır.

(4) İİBF mezunlarının, mühendisler, mimarlar, avukatlar, doktorlar gibi ilgili alanlarda uzman olduklarını gösteren bir düzenleme olmayınca bu alanlara isteyen herkesin girebilmesinin de önü açılmış olmaktadır.

Genel çözüm önerileri:

(1) İİBF kontenjanları üç yıllık bir geçiş döneminde üçte bire kadar düşürülmelidir (yüzde 60 azaltma.) Böylece mezun sayısı azalacaktır.

(2) Kontenjanların düşürülmesi, giriş puanlarının yükselmesine ve daha kaliteli lise mezunlarının bu bölümlere girmesini sağlayacak, aynı zamanda daha az sayıda öğrencinin bulunduğu sınıflarda daha kaliteli eğitim sağlanmış olacaktır. Böylece İİBF mezunlarının ortalama kalitesi yükselecek, kurumların İİBF’lilerin çalışma alanları için başka okullardan mezun kişi arayışlarına girmesine gerek kalmayacaktır.

(3) İİBF’lerde eğitimin ağırlaştırılması mezun sayısının azalmasına ve kalitenin yükselmesine yol açacaktır. Bu amaçla yukarıda değindiğim gibi bir üssü mizan uygulaması yararlı olabilir.

Bireysel çözüm önerileri

(1) İİBF’lerde okuyan öğrencilerin kendilerini çok iyi yetiştirmeleri ve bu büyük yarışta ön planda olmaları için okula girdikleri ilk günden itibaren bilinçli bir programla hareket etmeleri şarttır. Bu konuda yukarıdaki yazılarımı okumanızı öneririm.

(2) İİBF mezunlarının iş bulabilmeleri, sınav kazanabilmeleri için bugünden başlayarak kendilerini bir üst düzeye çıkaracak biçimde kendi kendilerine çalışmaları şarttır. Bunun için de yine yukarıda verdiğim örnek yazıları okumalarını öneririm.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir