Haftalık Borsa Yorumları – (21-25 Haziran 2021)

ABD Merkez Bankası(Fed) toplantısının sonuçlarını olumsuz algılayan piyasalar bu yönde fiyatlamaya devam ediyor. Fed Başkanı Powell, “Enflasyon beklentileri yukarı yönlü hareket ederse politikayı ayarlamaya hazır olmalıyız. Fed varlık alımlarını değiştirmeden önce bir uyarı verecek.”dedi. Ayrıca “faiz artışını tartışmak için erken derken kısa vadede varlık alım sürecini tartışmaya başlayacağız” diye ilave etti. Bu durum mevcut para politikası bu aşamada korunsa da şartlara göre beklenenden önce de değişebileceği olasılığını gündeme getirdi. Fed toplantısının ardından değişebilecek para politikasına karşı piyasaların pozisyon almaya başladığı görülüyor. Bir bakıma Fed Başkanı Powell’in bu açıklamalarla kastı piyasaları hazırlamaktı. Fed ve Avrupa Merkez Bankası önemli politika değişimlerinden bir süre önce piyasalara bu yönde sinyal verdikleri bilinen bir durum. Piyasalar, toplantı sonrası görünümüne bakılırsa bu mesajını aldı. Fed toplantısından birkaç gün sonra St. Louis Fed Başkanı James Bullard, Jerome Powell’ın bu hafta varlık alımı azaltma tartışmalarını resmi olarak başlattığını Fed’in ilk faiz artırımını 2022’nin sonunda yapmasını beklediğini söyledi. Bullard, 2022 yılı boyunca %2,5-3 arasında oluşacak yüksek enflasyonun faiz artırımı için gereken şartları sağlayacağını belirtti. Enflasyon ve ekonomik aktivitenin seyrine göre erken parasal sıkılaştırma olasılığına karşılık diğer yandan 2021 yılı için faiz artırımı öngörülmüyor olması önemli. Bu açıdan piyasaların Fed fiyatlaması biraz daha etkisini gösterebilir. Ancak sonrasında dengelenme veya yeni dengenin oluşması muhtemeldir. Gerçi ABD 10 yıllık bono faiz oranında 1.60 sınırına yaklaşıldıktan sonra 1.40 seviyesinin altına kadar geri çekilme yaşandı. Ama dış borsalarda düşüş ve ABD dolarındaki değerlenme sürüyor. Dış koşulların değişmeye başlaması Türkiye gibi dış finansman ihtiyacındaki gelişen ülke piyasaları için hiç de istenen bir durum değil. Borsa İstanbul’a yabancı ilgisi son aylarda zayıflamıştı. Bu görünümün sürmesi olasılığı yeni gelişmelerle biraz daha güçlendi. Bu durum Türkiye’nin makro ekonomik veriler açısından da ayrıca önemli.

İç gündemde ise geçen haftanın gündeminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Biden ile görüşmesi ve TCMB toplantısı vardı. TCMB toplantısında beklendiği üzere faiz değişimi olmadı. Piyasalarda temmuz ve ağustos toplantıları için faiz indirim beklentileri dillendirilmekle birlikte enflasyon en önemli parametrelerden olacak. Ayrıca toplantı duyurusundaki “sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir” ifadesi kayda değer. Fed’in faiz artırımı ve parasal sıkılaştırmayı gündeme aldığı bir dönemde TCMB’den faiz indirim beklentileri konuşuluyor. Bu durum iç piyasaların dışarıdan ayrıştığını göstermesi açısından kayda değer görülürken faiz indirimini de zorlaştıran bir durum. Özellikle döviz kurları tekrar yönünü yukarı çevirmişken. Kur geçişkenliğini dikkate aldığımızda enflasyonun mayıs ayında tepe yaptığı görüşü de biraz zayıflıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Biden ile görüşmesine dair Afganistan konusu dışında net bir açıklama gelmeyince piyasaya yansımaları zayıf kaldı. ABD tarafından ilk resmi ve somut açıklama Perşembe günü geldi. Beyaz Saray, Cumhurbaşkanı iki ülkenin Kabil Havalimanı konusunda genel bir mutabakata vardığını ve Biden’ın bu sürece destek vereceğini açıkladı. S-400 konusunda diyalogun süreceği belirtildi.

TCMB verilerine göre 11 Haziran haftasında hisse senetleri (33 milyon dolar) ve tahvil bonoya (80 milyon dolar) toplam 113 milyon dolarlık bir giriş görüldü. Bir önceki hafta 157 milyon dolar çıkış vardı. Yabancı yatırımcının Türkiye para ve sermaye piyasaları konusundaki kararsızlığı veya isteksizliği korunuyor. Fed toplantısından sonraki seyri ayrıca izlemek gerekecek. TCMB brüt rezervleri 1 milyar dolarlık artışla 94,8 milyar dolara çıkarken bankalardaki yabancı para mevduatı yine 1 milyar dolarlık artışla 228,4 milyar dolara ulaştı. Kırlardaki yükselişe rağmen döviz mevduatında çözülme henüz görülmüyor. İç ve dış borsalarda zayıf görünüm sürüyor. Ancak belli ölçüde olumsuz fiyatlamanın yapıldığı görüşünden hareketle tepki alım denemeleri görülebilir.