Gezi Protestoları ve Makroekonomik Etkileri

Utku Altunöz – 04.06.2013

Değerli Para & Borsa takipçilerinin özellikle son 1 haftadır ülkemizde vuku bulan olaylar karşısında tasarrufları konusunda endişe içinde olduklarının farkındayım.

Özellikle dün iki okuyucumun dolara yatırım yapma konusundaki maillerinden sonra bu yazıyı kaleme alma gerekliliği hissettim. Bundan 2 hafta önce Borsa İstanbul’un 100. 000 lere çıkması an meselesiyken, ben ve birçok ekonomist bunu yazılarına dökerken ne oldu da birden her şey tersine döndü? Bundan sonra ne olur?

Kişisel fikrimi sorarsanız bu sadece bir gezi parkı olayı değildir. Bu eylemler bir birikimin bir patlaması sonucu cereyan eden bir halk ayaklanmasıdır. Ekonomiyi bu duruma getiren olaylar silsilesinin son halkalarını Yavuz Sultan Selim köprüsü, Alkol düzenlemeleri, polisin orantısız güç gösterisi ve başbakanın sorumsuz açıklamaları olarak sayarsak sanırım kimseler itiraz etmeyecektir. Gelelim ekonomiye. Şu gerçeği asla unutmamalıyız. Özellikle Türkiye ve Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalar, yabancı yatırımcının önemli ölçüde piyasaya hâkim olduğu ülkelerdir. Bir önceki yazımda dolardaki artışın nedenlerini sayarken ülkemizde beklentilerin şu anlık bittiğini, özellikle yurt içi ve yurt dışı sebeplerden dolayı yatırımcının ellerindeki finansal enstrümanları satıp dolara geçiş yaptıklarını belirtmiştim. Bu duruma birde gezi parkı protestoları ve Türk baharı söylentileri de eklenince yerli ve yabancı yatırımcıda ciddi bir panik havası oluştu. Üç gündür BBC international Ve CNN İnternational kanallarında Türkiye’deki olayların ilk sıra haber olduğunu göz önüne alacak olursak yabancı yatırımcının telaşlanması çok doğal görünüyor.

Dünkü Bilançonun Özeti…

Borsa İstanbul’da (BİST) sadece dünkü kayıp yüzde 10.47 oldu. Bu, mart 2003’ten bu yana en sert günlük düşüş. Borsadaki şirketlerin piyasa değeri cumadan bugüne 63 milyar lira düşerek 551 milyar liraya geriledi. Birkaç haftadır yüksek seyreden Dolar 1.90 TL’ye çıkarken, gösterge tahvilin faizi yüzde 6.51 ile Kasım 2012’den beri en yüksek seviyesine çıktı. KESK’in bünyesindeki sendikaların grev kararı alması, kredi derecelendirme kuruluşlarının açıklamaları piyasalardaki kaybı biraz daha körükledi. Turistik Otelciler, İşletmetciler ve Yatırımcılar Birliği Başkanı Timur Bayındır’ın Yaşanan rezervasyon iptallerine ilişkin somut bir rakam verebilmek şu an itibariyle mümkün değil. Fakat bölgedeki üyelerimizden aldığımız bilgiler, iptallerin ortalama yüzde 30’lar civarında olduğunu gösteriyor. İptaller ağırlıklı olarak Taksim ve civarındaki otellerde yaşanıyor sözleri, zararın bundan sonra da devam edeceğini göstermektedir. ABD Merkez Bankası FED’den gelen tahvil alımlarının azaltılabileceğine dönük açıklamaları da olumsuzluğu körüklemiştir.
Bundan sonra ne olur? Yaralar nasıl sarılır? Bu sorunun cevabını şimdiden vermek zor görünüyor…

Yatırımcılar Ne yapmalı ?

Özellikle borsa yatırımcısının ciddi anlamda paniğe kapılıp ellerindeki hisseleri satmak yerine daha temkinli olmaları ve tepki alımlarını beklemeleri kendileri açısından rasyonel bir hareket olacaktır. Yıllardır söylediğim gibi dolar bir yatırım aracı değildir. Bununla birlikte güvenli liman anlamında altınla birlikte başı çektiği de unutulmamalıdır.

Yrd. Doç. Dr. Utku Altunöz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir