FOMC Sonrası Dolar Ne olur? / IKON Menkul – (27.04.2016)

FOMC’NİN ARDINDAN DOLAR DEĞER KAYBINI SÜRDÜREBİLİR…

FED’in 2008 mali krizinin ardından piyasalardaki likiditeyi artırmak amacıyla faiz oranlarını oldukça düşük bir seviye olan 0.25’e düşürmüştü. Bu süreçte tahvil alımları ve düşük faiz, başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere birçok alanda likidite bolluğu yaşanmasına, endekslerde krizin ardından hızlı toparlanmalara yol açmıştı. Genişleyici para politikasının finansal yükü FED’in üzerinde bulunuyor. Aralık ayında faiz artırımıyla piyasalar tarafında yeni bir sürece girildiği düşünülüyordu.

FOMC tutanaklarındaki ifadeler, FED Başkanlarının açıklamaları, global risk algısındaki değişim ve ABD ekonomisindeki toparlanma aralık ayındaki faiz artışı sinyalleri olarak görülüyordu ve beklendiği gibi de oldu. İlk etapta piyasalarda korkulan olmasa da, arka planda büyük risklerin ortaya çıktığı görüldü. Hem Avrupa hem de Çin tarafında görülen bankacılık riskleri Fed’in gözünü korkuttu. Bu yüzden Şubat toplantısında FED tutanaklarına global riskler ibaresi yeniden eklendi.

Birkaç ay öncesine kadar FED’in 2016 içerisinde 3-4 adet faiz artırımı gerçekleştirmesi genel beklentiler dahilinde olsa da artık bu miktarda ve sıklıkta artışın gerçekleşmesi olasılığı biraz daha düşük.Hatta risklerin artması halinde Fed’in yeni bir faiz arttırma ihtimali tamamen de ortadan kalkabilir. Fed’in ne yapmak istediğini anlayabilmek için birkaç noktaya bakmamız gerekiyor. Bunlar global riskler ve ABD ekonomik verileri olarak belirtebiliriz. Bunların dışında Başkan Yellen’ın açıklamaları bizler için daha temel gösterge olsa da Eyalet FED Başkanları’nın da açıklamalarına kısaca göz gezdirebiliriz.

Fed Başkanları’ndan Açıklamalar…

Boston Fed Başkanı Rosengren, piyasanın faiz artırımının hızı konusunda çok kötümser olduğunu, ekonominin daha güçlü olduğunu söyledi. Boston Fed Başkanı Rosengren, piyasanın faiz artırımının hızı konusunda çok kötümser olduğunu söyledi. Chicago Fed Başkanı Evans, Washington’da yaptığı konuşmada, yavaş faiz artırımının birkaç sebepten ötürü mantıklı olduğunu söyledi. FED Başkanı Yellen, merkez bankasının ABD ekonomisine fayda sağlamaktan ziyade zarar veren kararlar almaktan kaçınmak için, para politikasını belirlerken dikkatli hareket etmesi gerekdiğini söyledi. Belirsizliğin para politikasına temkinli yaklaşımı getirdiğini tekrarladı. FED başkanlarının açıklamalarındaki ortak nokta, faiz artırımının temkinli olacağı ama devam edeceği yönündeydi.

FOMC Tutanaklarından Notlar…

Son yayınlanan FOMC tutanaklarına göre birkaç yetkili Nisan’da faiz artışını tartıştı. Bazı yetkililer ise buna karşı çıktı. Ancak yetkililer küresel ekonomideki yavaşlamaya dair riskler olduğu ve temkinli yaklaşım izlenmesi gerektiği konusunda uzlaştı. 2 Fed yetkilisi ise Mart ayında faiz artışını savundu. Tutanaklarda küresel ekonomi ve ekonomik verilerin politikanın belirlenmesinde gerekli olduğu vurgulanırken küresel ekonomik koşulların ekonomi için risk oluşturduğu ve zayıf küresel büyümenin doları destekleyebileceği belirtildi.

Global Riskler Sürüyor…

Son günlerde global riskler ile ilgili konuşmalar azalmaya başlasa da, bu risklerin devam ettiğini ve hala daha bir yer de saklı kalmayaı sürdürdüğünü söyleyebiliriz. Özellikle global büyümeye yönelik beklentiler giderek büyük risk teşkil ediyor. IMF’nin de  yaptığı son uyarılara göre önümüzdeki yıllardaki büyüme görünümleri tamamen risk altında. Bu yüzden IMF’nin önderliğinde genişlemeci politikaların devam etmesine yönelik söylemler devam ediyor.

Asya pazarı ABD’nin teknoloji ürünlerini ihraç ettiği en büyük pazarların başında geliyor. Bölgenin en büyük ülkesi ise Çin Halk Cumhuriyeti. ABD Çin’e sattığı malların karşısında, Çin rezervlerini dolar ya da ABD tahvili olarak tutuyor. Böylece ABD’nin kanayan yarası olan Cari Açığı da böylece karşılanmış oluyordu. ABD-Çin arasında devam eden bu denklem, son yıllarda çözülme emareleri gösterdi. İlerleyen yıllarda doların değerini yitireceğine dair beklentilerle birlikte, Çin elinde bulunan ABD tahvillerinin bir kısmını satmaya başladı. Çin’in bu hamlesi, bahsettiğimiz denklemin zarar görmesine ve ABD’nin finansal sistem içerisinde sarsıntı geçirmesine sebep olabilir. Bu yüzden Çin, ABD ‘nin finansal sisteminde bir denge unsuru olduğu için farklı bir öneme sahip.

Fed’in aralık ayında faizleri arttırmasının ardından Çin’in devalüasyon ihtimali arttı. Çin ‘de gerçekleşen para çıkışlarının artmasıyla birlikte döviz rezervleri 3.2 trilyon dolar seviyesine kadar geri çekildi. Çin’in 2.7 trilyon dolar, karşılık tutuma zorunluluğu göz önüne alındığında, rezervlerde yaşanan bu düşüş oldukça tehlikeli bir görünüm oluşturdu. Fed’in faiz artışı Çin’in bankacılık sistemini zora sokmasının yanında, yabancı sermayenin de kaçışına yol açtı. Bu Fed için Çin üzerinden gerçekleşebilecek birden fazla tehtid anlamına geliyor. Bu durumda Çin Merkez Bankası’nın güçlü bir şekilde parasını devalüe etmesi kaçınılmazdı. Fed’in bu riskleri fark etmesinin ardından, faizleri arttırma konusunda ihtiyatlı davranacağını açıklamasının nedenlerinden biri de Çin finansal sisteminin içinde bulunduğu kaotik durum.

ABD Şirket Karları Erimeye Devam Ediyor…

Düşük faiz ve ucuz para ortamından en iyi şekilde faydalanan özel şirketlerin karları 2011 yılında zirve yapmıştı. Fakat Fed’in genişleyici para politikasını yavaşlatmaya başlamasından itibaren şirket karlarında gözler görülür bir düşüş gerçekleşti. En son açıklanan rakamlar ise neredeyse 2008 krizine yaklaştığını işaret ediyor. Bu durum ABD’de korkulan resesyon seçeneğini akıllara getirdi. Şirket karları bu şekilde azalmaya devam ederse, ABD ‘nin büyümesi zarar görecek ve ülke yeniden resesyon tehlikesi ile karşı karşıya kalacak. Ne ABD hükümeti ne de FED, 2008 deki durgunluk ortamına geri dönmek istemiyor. Böyle bir ortama yeniden geri dönmek 5 yıldır süren yoğun para politikası çabalarını da boşa çıkaracaktır. Zayıf dolar ve düşük faiz , şirket karlarının yeniden toparlanmasını sağlayabilecek en önemli unsur. Bu nedenle FED, faizleri arttırmak için ihtiyatlı davranmak zorunda.

ABD Ekonomik Verileri Zayıflıyor…

Global riskler devam ede dursun, ABD’nin en güvendiği nokta kendi ekonomisinin toparlandığına yönelik işaretlerdi. Ancak son toplantı da Başkan Yellen ilginç bir açıklama yapmıştı. Yellen, iyi gelen ABD verilerinin geçici olabileceğine yönelik söylemde bulundu. Bu açıklamaların ardından veriler Başkan Yellen’ın belirttiği gibi beklentileri karşılayamadı. Özellikle imalat ve satışlar tarafında gerçekleşen düşük ekonomik veriler büyümeyi olumsuz etkileyecektir. Ayrıca şirket karlılıklarınnda görülen düşük ilk çeyrek rakamlarının da etkisinin negatif olacağını söyleyebiliriz. Bu durumda Fed’in aralıkta yapmış olduğu faizin etkileri ilk etapta olmasa da bir süre sonra hem küresel piyasalarda hem de ABD üzerinde hissedilmiş oldu. Bu yüzden Fed’in yeni bir faiz arttırması ve Başkan Yellen’ın şahin söylemlerde bulunması kolay olmayacaktır.

Dolar Düşüşünü Sürdürecek mi?

Akşam gerçekleşecek toplantı sonrasındaki en önemli gelişme ise FED tarafından yansıyacak metinler olacaktır. Bu metinlerde özellikle ABD ekonomik verileriyle ilgili görünüm hakkında ne düşünüldüğü piyasalar için önemli olacak. Kötü verilerin ardından FED’in resesyon tehlikesini görmesi halinde doların zayıflamaya devam edeceğinden bahsedebiliriz.  Bu durumda akşam faiz kararının ardından doların diğer paritelere karşı değer kaybetmeye devam edebileceğinden bahsedebiliriz. Bu durumda en çok tepki verebilecek ürünler ise Euro ve altın tarafı olacaktır. Bu ürünlerin dışında yaşanacak gelişmelerle birlikte USDTRY tarafı da 2,80 desteğinin altını görebilir.