Enflasyonla mücadelede dördüncü adım

Faizlerin yükselmesi borsa tarafında da çok sevilmez. Ancak bizdeki fiyatlamanın hem kur hem de borsa tarafında tersine bir durum ortaya çıkarttığını gördük.

Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı ve kabine nezdindeki yoğun ABD trafiğine rağmen -deyim yerindeyse- tüm piyasa perşembe günkü PPK kararına kitlenmiş durumdaydı.

Faiz artışı olacağı konusunda neredeyse herkes hem fikirken, miktarı konusunda oldukça geniş bir tahmin aralığı mevcuttu. Sonuçta bazı anketlerin medyan beklentisine paralel 500 baz puanlık bir artış kararı verildi. Ancak kararın yine de her kesimi tam anlamıyla tatmin ettiği söyleyemeyiz.

Peki neden? Seçimlerden sonra (aslında muhalefet de iktidara gelmiş olsa gerçekleştirmeyi vaat ettiği türden) geleneksel para politikalarına geçildiğini biliyoruz.

Hatta yeni yönetim TCMB başkanı Sn. Erkan’dan tutun da PPK kadrosuna kadar son derece profesyonel ve geleneksel para politikalarını savunan ve hatta bu alanda Fed gibi bir kurumda görev yapmış kişilerden oluşturuldu.

Ancak yine de dört kararın üçünde de (geçtiğimiz ay alınan sürpriz 750 baz puanlık artış hariç) yapılan artışın miktarına ilişkin bazı eleştiriler yapıldı.

Bu eleştirileri ve eleştirilerin dayanağını irdeleyecek olursam; En yoğun eleştiri: Enflasyonla politika faizi arasındaki makasın halen çok yüksek olduğu konusu…

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!