Türkiye demografik yapısı ve üretken ekonomisiyle güçlü büyüme bölgesinde yer alan bir ülkedir. Ancak ekonomideki tüm dengeleri alt üst eden enflasyonla mücadelede de büyümeden bir miktar feragat edilmesi gerekiyor.
Para politikasının en önemli handikapı, enflasyonla mücadele programında Türk Lirasını değerli tutma zorunluluğudur.
Enflasyondan daha az artmış bir döviz kuru, ihracat ve turizm kesimlerinin alışık oldukları fiyatlama davranışlarını bozarken, bir taraftan da reel kesimin alışık olduğu ucuz TL kredilerin kesilmesi, dövizli borçlanmayı da arttırdı. Bu da faiz kararının daha fazla tartışma konusu olmasını beraberinde getirdi.
TCMB’nin temel aracı olan politika faizi, nereden bakılırsa bakılsın enflasyona göre pozitif reel faiz bölgesine geçiş yapmış olup, artık görüşler bu seviyenin ne kadar daha korunacağı veya indirime ne zaman gidileceği yönündedir. Şahsi görüşüm iyi ihtimalle Ekim ayından itibaren küçük faiz indirimlerine gidileceği yönünde. Ancak henüz görev tam anlamıyla sona ermediğinden faiz indirimi yapılsa dahi uzunca bir süre yüksek faiz patikasında kalacağımız bir gerçek.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!